7 Aralık 2009 Pazartesi

Molotofla yakılan Serap öldü!


Küçükçekmece’de bir İETT otobüsüne Molotof kokteylli atılması sonucu yanarak yaralanan Serap Eser, hayatını kaybetti.


Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yanık ve Kronik Yara Tedavi Merkezi yoğun bakım servisinde tedavisi süren 17 yaşındaki Serap Eser’in sabah saatlerinde hayatını kaybettiği bildirildi.

Eser, 8 Kasım günü Küçükçekmece Kanarya Mahallesi’nde durakta yolcu almak için bekleyen İETT otobüsüne Molotof kokteyli atılması sonucu yaralanmıştı.

Eser’in tedavisi, yaklaşık 1 aydır Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesinde sürüyordu.

Erdoğan geçtiğimiz cumartesi örnek vermişti

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Sokakları illegal eylem alanı haline getirenlere çocuklara, şöyle öyle diyenlere sesleniyorum. O çocuklara molotofkokteyli attıran, o çocukları terörist eylem için kullanan kim? Serap yavrumuzu otobüste molotofkokteyliyle yakanlar kim? O çocuk değil mi? O çocukları mazlum göstereceksin, o molotofkoteyli ile yanan yavruyu ne göstereceksin" demişti.

HASTANE AÇIKLAMASI

Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimliği tarafından yapılan yazılı açıklamada, 8 Kasım 2009 tarihinde alev yanığı nedeniyle hastaneye getirilen 17 yaşındaki Serap Eser'in, bu sabah 08.30'da hayatını kaybettiği hatırlatıldı.

Açıklamada, hastaneye yüzde 35 yanık ile başvuran hastanın yanık merkezine alınarak, özel oda ve bakım altında yoğun sıvı elektrolit tedavisi ve pansumanlarına başlandığı, yanık hastalarının ilk hafta hayatını kaybetmesinin en büyük nedenlerinden sıvı elektrolit dengesizliği riskinin atlatıldığı ve ikinci hafta dolmadan derin doku hasarı olan yanık yüzeylerinin cerrahi olarak temizlenmeye başlandığı vurgulandı.

Açıklamada, "Yanık hastalarının ikinci kaybedilme sebebi ise yanık dokularının vücut sistemlerini etkilemesi ve enfeksiyona sebep olmasıdır. Bu kritik dönemde olayın mücadelesi için günlük ameliyatlarla yoğun bakım tedavisi altında cerrahi pansumanlar yapılmakta iken bir yandan da vücudun savunma cevabı dengede tutulmalıdır. Cerrahi temizlemeler ile beraber hastanın annesinden deri alınarak, yanık yüzeylerinin geçici olarak kapatılması işlemine de zamanında başlanmıştır. Hastanın deri yamalarının başarılı olduğu gözlenmiştir" denildi.

Açıklamada ayrıca, "Bu aşamada, çok yoğun bir mücadeleyle savaş veren hasta vücudu, sistemik immun cevap sendromuna girerek konakçı cevabını bozmaktadır. Genellikle yanık hastalarının üçüncü hafta kaybedilme sebebi budur. Serap Eser de yoğun enfeksiyon bulgusu göstermeyen dokularına ve kan kültüründe üreme olmamasına rağmen immun cevabı çok abartılı seyretmiş ve organ yetmezliği gelişmiştir. Sistemik immun cevap sendromunda ve sonrasında gelişen organ yetmezliğinde olay tamamen moleküler boyutta olup her türlü antiboyitik, mineral, sıvı, destek ilaçlar ve cerrahi pansuman tedavilerine rağmen hasta hayatını kaybetmiştir" ifadelerine yer verildi.

Ağabeyi anlattı: "Yılbaşına kadar buradan çıkacağım diyordu"

Serap Eser'in ağabeyi Ümit Eser, Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde basın mensuplarına açıklama yaptı. Ümit Eser, kardeşinin yaralarının "enfeksiyon kapabilme" ihtimalini doktorların söylediğini ama daha sonra enfeksiyon kaptığını belirtmediklerini söyledi.

Kardeşinin ölüm haberini basın mensuplarının kendilerinden önce öğrendiğini ifade eden Eser, Serap Eser'in durumunun son birkaç gün içinde bozulduğunu, arife günü fenalaştığını ve daha sonra durumunun gittikçe kötüleşerek yoğun bakıma alındığını anlattı.

Kardeşinin arife günü fenalaştıktan sonra ateşinin çıktığını bildiren Eser, 'İhmal tarafını bilmiyorum açıkçası. Benim bildiğim yoğun bakıma bir anda düşmesi. Bayram nedeniyle atlanan bir şey var mı acaba, diye düşünüyorum. Doktorları sürekli gelip gidiyordu. Ama bayram süresince nöbetçi doktorları vardı" diye konuştu.

Serap Eser'e annesinden deri nakli yapıldığını bildiren Eser, annesinin de şu an aynı hastanede tedavi altında olduğunu, kız kardeşinin öldüğünü henüz bilmediğini kaydetti. Eğer bir ihmal durumu olduğunu öğrenirlerse dava açabileceklerini ama şu an böyle bir durumun olup olmadığını bilmediklerini aktaran Eser, faillerin yakalandığını ama böyle durumlarda cezanın çok düşük olduğunu ifade ederek, "Olan ölen kardeşime olduğu" dedi.

"Derslerini düşünüyordu"

Fenalaştığı son günlere kadar kardeşiyle konuştuklarını dile getiren Eser, "Serap kendine göre 'Ben yılbaşına kadar çıkacağım buradan" diyordu. Derslerini düşünüyordu. Zaten olay dershaneden dönerken, akşam üzeri oldu. İndiği durakta bir ışıklandırma yok. Buna hep kızıyorduk. Birileri bekliyordu. O gece babam Serap'ı almaya gitti. Orada o gece de birilerini fark etmiş, orada oturan birkaç kişi diye düşünmüş. O sırada otobüs gelmiş durduğunda içinden yanarak bir kız düşmüş, babam baktığında kendi kızı olduğunu görüyor" diye konuştu.

Bu arada, vefat eden Serap Eser'in babası Zübeyr Eser, eşini görmek üzere hastaneye geldiği sırada, basın mensuplarına, "konuşacağım bir şey yok, artık gidin" diye sitem etti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder