24 Aralık 2009 Perşembe

Sokakta yatan bir prens!



İngiltere Prensi William sıcak Kraliyet yatağını bırakıp, evsiz olmanın nasıl bir şey olduğunu tecrübe etmek için bir gece sokakta yattı. Prens, bir uyku tulumu alıp başkent Londra'daki Blackfriars köprüsünün yakınında bir sokakta çöp kutularının dibinde geceyi geçirdi.

Prens William bu eylemini evsizlere yardım eden bir dernek olan Centrepoint tarafından düzenlenen bir etkinliğe katıldığı için gerçekleştirdi.
Sokakta Prens William'ın hemen yanında uyuyan örgütün başkanı Seyi Obakin, bir sokak süpürücüsünün neredeyse üzerlerinden geçeceği sırada son anda farkettiklerini ve gecenin en tehlikeli anının bu olduğunu anlattı.

Centrepoint internet sitesinde yazan Obakin, "Benim için korkutucu bir tecrübe oldu. Rahat ve sıcak yatağımdan uzakta... O çöplerin dibinde... Gece dışarısı çok soğuk oluyor. Sıcaklık -4 derecelere kadar düşüyor. Aynı şey Prens William için de geçerliydi. Ama o insanları bilinçlendirmek için bunu yapmaya kararlıydı" diye yazdı.

Bu yıl başında Obakin, Prens'e evsizler gibi bir gece dışarıda yatma teklifini sunarak meydan okumuştu. Obakin, Prens William'ın bu teklifi kabul edeceğini düşünmemişti. Ancak İngiltere Prensi sözünü tutarak bu eyleme katıldı.

Eylem sırasında çekilen ve dernek tarafından yayınlanan bir fotoğrafta Prens William, kot pantolon, spor ayakkabı, kapüşonlu bir sweatshirt ve bereyle görülüyor. Etrafta yere serilmiş uyku tulumları da göze çarpıyor.

Sitede, mümkün olduğu kadar güvenlik önleminin alındığı, güvenli olması için yatmak üzere dar bir aralığın ve çöp kutularının arkasının seçildiği belirtildi.

Galaya katılmadı annesiyle izledi


Beren Saat rol aldığı Gecenin Kanatları filmini nihayet izledi.


BEREN Saat başrolünde yer aldığı ancak galasına katılmadığı Gecenin Kanatları filmini nihayet önceki akşam görebildi. Filmin galasının da yapıldığı İstinye Park'ta önce annesiyle birlikte alışveriş yaptı. Ana-kız daha sonra bilet alarak Gecenin Kanatları filmini izledi.

Evlilik programında skandal


Programa katılan kadının birlikte yaşadığı erkek yanına karısını da alıp stüdyoyu bastı

Star TV'de yayınlanan İzdivaç programına katılan bir kadının birlikte yaşadığı erkek, yanına resmi nikahlı karısını da alıp stüdyoyu bastı.

3 yıl bir erkekle yaşayan Tenzile, İzdivaç programına evlenmek için başvurunca ortalık birbirine girdi. Evlenmeye çıkan gelin adayını dini nikahla yaşadığı adam ile resmi nikahlı eşi bastı.

Tenzile talip olduğu yaşlı erkek ile görüşmek üzereyken söz konusu karı-koca yayına alındı. Stüdyoda tansiyon öyle yükseldi ki genç kuma ayağa kalkıp adamın üstüne yürüyerek beddualar etmeye başladı.

Canlı yayında özel hayatlarında yaşadıkları tüm pislikler ortaya döküldü... Adam, kadın ile nasıl birlikte olduğunu, nasıl yatağa girdiğini, resmi nikahlı karısının önünde, canlı yayında dile getirdi. Karısı ise adama canlı yayında resti çekip "Sen hala bu Tenzile'nin peşine gidecek misin?" diye sordu. Ortalık karışınca Zuhal Topal acil reklam istedi.

Dolar yeniden gevşiyor


Son günlerde dış piyasalardaki harekete paralel yukarı yönlü seyrini koruyan dolar yeniden düşüşe geçtiABD'de dün açıklanan verilerin beklentilerin altında gelmesiyle yükselen euro/dolar paritesinin etkisiyle gerileyen dolar/TL'nin, bugün ABD verileri ve yine euro/dolara paralel bir seyir izlemesi bekleniyor.

Yurtiçinde bugün izlenecek önemli bir veri bulunmazken ABD'de Kasım ayı dayanıklı mal siparişleri ve işsizlik maaşı başvuruları açıklanacak.

ABD'de dün açıklanan konut ve tüketici güveni verilerinin beklentilerin altında gelmesiyle 1.42 seviyelerinde olan euro/dolar, 1.4350 seviyesine kadar yükseldi. Euro/dolardaki yükselişin etkisiyle dolar/TL 1.52 seviyesinin altında açıldı.

Piyasalarda hacim düştüğü için euro/doların mevcut seviyelerde kalmasını beklediklerini söyleyen bir bankanın döviz masası işlemcisi, "Bu durumda dolar/TL de 1.51-1.52 bandında hareket eder. Ancak bugün açıklanacak veriler euro/dolar ve dolayısıyla dolar/TL'nin yönünde etkili olacaktır" dedi.

Bankalararası piyasanın dün spot kapanışında 1.5235/1.5270 lira olan en iyi dolar alış ve satış kotasyonu, bu sabah ilk işlemlerde 1.5170/1.5230 seviyesindeydi. Aynı saat itibariyle euro/dolar paritesi 1.4354 seviyesinden işlem görüyordu.

HSBC Bank stratejisti Fatih Keresteci, bu sabah yayımladığı notta, bir süredir ABD'den gelen toparlanma sinyallerinin arkasına takılan küresel mali piyasaların dünkü iki olumsuz veri sonrasında bir müddet açıklama ve verileri izlemek için soluklanacağını söyledi ve şöyle devam etti:

"Bu kapsamda da dolardaki değerlenmenin sona ereceğini ve euro/dolar paritesinde 200 günlük ortalamanın üzerinde dengelenme olacağını tahmin ediyoruz. Bazı ülkelerde bugün başlayan ancak genel olarak yarın ve Pazartesi gününün Noel tatili olmasından dolayı işlem hacmindeki daralmanın daha da belirginleşeceği kanaatindeyiz. Euro/dolar paritesinin yönünü yukarı çevirmesi nedeniyle dolar/TL kurunun bugün 1.52'nin altına gerileyeceği kanaatindeyiz."

Tahvil-bono piyasasında dün spot kapanışta yüzde 9.46, valörlüde yüzde 9.47 olan 3 Ağustos 2011 itfalı gösterge kıymetin ortalama bileşik faizi bugün tezgahüstü piyasada ilk işlemlerde yüzde 9.44/9.45 seviyesindeydi. Dün kısa bir süreliğine yüzde 9.50 seviyesine değen gösterge faiz, geçen hafta işlem bazında en son yaklaşık üç ay önce 8 Eylül'de görülen yüzde 9.50 bileşik seviyesini test etmiş, faiz 6 Ekim'de ise yüzde 7.59 ile tarihin en düşük seviyesine kadar gerilemişti.

Faiz tarafında düşük hacimli sakin bir seyir beklediklerini söyleyen bir bankanın tahvil-bono masası işlemcisi, gösterge faizin dar bantta hareket etmesini beklediklerini belirtti.

21 Aralık 2009 Pazartesi

Domuz gribinden ölüm yalan çıktı


Şanlıurfa Valisi Nuri Okutan, 3 çocuğun şüpheli ölümüne ilişkin soruşturmanın devam ettiğini belirterek, "Domuz gribiyle ilgili de tetkik yapıldı, raporlar negatif çıktı" dedi.
Vali Okutan, Topdağı Mahallesi'nde meydana gelen göçükle ilgili incelemeleri sırasında, gazetecilerin 3 çocuğun şüpheli ölümüne iliş kin sorusu üzerine, kendisinin de aileye taziye ziyaretinde bulunduğunu söyledi.

Olayla ilgili aileden de bilgi aldığını ve evlerinde incelemelerde bulunduğunu, Sağlık Müdürlüğünde konuyla ilgili bir heyet kurulduğunu bildiren Vali Okutan, şöyle konuştu:

"İncelemeler devam ediyor. Konu adli açıdan incelenmek üzere adli tıpa gitti. Bütün veriler orada inceleniyor. İdari açıdan da biz, çevreden kaynaklanan bir eksikliğin, hastanelerimizin herhangi bir eksikliğinin olup olmadığı yönünde incelemeyi bütün yönleriyle sürdürüyoruz."
Ölümlerin domuz gribi ile ilişkisinin sorulması üzerine Okutan, "Domuz gribiyle ilgili de tetkik yapıldı, raporlar negatif çıktı" cevabını verdi.

Vali Okutan, ölümlerin gıda zehirlenmesinden kaynaklandığının da kesin olarak tespit edilmediğini, araştırmaların devam ettiğini kaydetti.
AA

Karadeniz'de dev dalgalar


Zonguldak'ta oluşan dev dalgalar sahilleri ve dalgakıranları dövüyor. Dalgaların kayalara çarpmasıyla dalga boyu metrelerce yükseliyor.

Kent merkezindeki limanda mendireğe çarparak yükselen dalgalar ise tsunami görüntüsünü andırıyor.

Meteoroloji yetkilileri ise Batı Karadeniz'de şiddetli fırtına görülmediği, ancak 1,5 metre boyundaki mutedil dalgaların kayalara ve mendirek tabir edilen dalgakıranlara çarpmasıyla yüksek gibi algılandığı kaydetti. Fırtınalı havanın Orta ve Doğu Karadeniz'e kaydığı bildirildi.

(CİHAN)

Dikkat! Son gün 24 Aralık


Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu'ndan (YKYK) burs ve öğrenim kredisi alacak öğrenciler, 24 Aralık tarihine kadar belgelerini teslim edebilecekleri bildirildi.
Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü'nden yapılan yazılı açıklamada, kuruma burs ve öğrenim kredisi almak için 468 bin 389 öğrencinin başvuruda bulunduğu belirtildi.

KYYK'nin açıklaması şöyle sürdü;

"468 bin 389 öğrenciden 87 binine burs, geri kalan tüm öğrencilere de öğrenim kredisi tahsisi yapılacak. Katkı kredisi almak için başvuran 303 bin 75 öğrencinin de tamamına tahsis yapıldı. Burs, öğrenim ve katkı kredisi değerlendirme sonuçlarının, kurumun ''www.kyk.gov.tr'' internet adresinden TC kimlik numaraları girilerek öğrenilebileceği, öğrencilerin taahhüt senetlerini 18-24 Aralık 2009 tarihleri arasında herhangi bir noterde vergi, resim ve harç için para ödemeksizin tanzim ve tasdik ettirdikten sonra 24 Aralık 2009 tarihi mesai bitimine kadar kurumun bölge veya yurt müdürlüklerine teslim edilecek. Bölge veya yurt müdürlüğü bulunmayan yerlerdeki öğrencilerin de ''Cemal Gürsel Caddesi No: 61 06590 Cebeci/Ankara'' adresindeki Kredi Dairesi Başkanlığına posta ile belgelerini gönderebileceği ya da elden teslim edebilecekler. Senetlerini belirtilen tarihlerde kuruma teslim eden öğrenciler, burs veya öğrenim kredilerini 11 Ocak 2010 tarihinden itibaren Ziraat Bankasının ilgili şubelerinden alabilecekler."

İHA

Emel Sayın'ın acı günü


Ünlü sanatçı Emel Sayın hayattaki en acı günlerinden birini daha yaşadı. Sayın'ın kız kardeşi Şenel Sayın yaşamını yitirdi.

Sanatçının menajerliğini yapan yeğeni Nergiz Mizanoğlu'nun annesi olan Şenel Sayın'ın ani vefatı ailesini yasa boğdu. Bugün gazetesinin haberine göre; kendisinden iki yaş küçük olan kardeşiyle çok iyi anlaşan ve fikirlerine oldukça değer veren Emel Sayın, "Kardeşine aynaymış gibi baktığını ve her zaman çok güvendiğini dile getirirdi. 64 yaşındaki ünlü sanatçı geçtiğimiz yıllarda ablası Ayşe Hülya Gücüyener'i de kaybetmişti. Son vefat ile Sayın'ın hayatta bir kız kardeşi kaldı.

Bu fotoğraflar bugün çekildi - Foto


Edirne'de Tunca Nehri'nin taşması sonucu Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nin yapıldığı Sarayiçi mevkisi ile bazı tarım alanları yer yer sular altında kaldı. Meriç Nehri'nin debisi de artmaya devam ediyor.
Meriç, Arda ve Tunca nehirlerdeki su debisinin yükselmesi nedeniyle Sarayiçi mevkisindeki Kanuni ve Fatih köprüleri ile Yeniimaret mevkisindeki Yalnızgöz Köprüsü geçici olarak trafiğe kapatıldı. Edirne Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, su debilerinin artması halinde sular altında kalması muhtemel üç köprünün giriş ve çıkışlarına güvenlik şeridi çekti. Tunca Nehri'nin taşması sonucu Adalet Kasrı, Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nin yapıldığı Sarayiçi mevkisi yer yer sular altında kaldı. Ayrıca nehir kenarlarında bulunan bazı balıkçı barınaklarını da su bastı. Bu sabah yapılan ölçümlerde, Tunca Nehri'nin debisi 216 metreküp/saniye, Meriç Nehri'nin debisi de 466 metreküp/saniye olarak tespit edildi. Edirne Valiliğince oluşturulan kriz masasının çalıştığı ve her türlü önlemin alındığı belirtildi.


Edirne'den geçen nehirlerin sabah 08.00 sıralarında yapılan ölçümlerde su seviyelerinin önemli ölçüde arttığı belirlendi. Öğleden sonra daha da artması beklenen su seviyesi Tunca Nehri'nde 216 metreküp/saniye, Meriç Nehri'nde ise 466 metreküp/saniye olarak tespit edildi.

Edirne'de sabah saatlerinde başlayan sağanak yağış öğle saatlerinde etkisini arttırdı, cadde ve sokaklar adeta göle döndü. Araçlar yollarda mahsur kalırken, bazı binaların alt katlarında küçük çaplı su baskınları oluştu. Edirne'de sabah saatlerinde başlayan ve gün boyunca devam eden yağmur yağışı hayatı felç etti. Göle dönen cadde ve sokaklarda çok sayıda araç yollarda mahsur kaldı, bazı ev ve işyerlerinin bodrum katlarını su bastı. Kent merkezinde sabah saatlerinde başlayan ve gün boyu devam yağış hayatı olumsuz etkiledi. Yağmura hazırlıksız yakalanan vatandaşlar bina altlarına ve otobüs duraklarına sığındı. Tıkanan rögarlar nedeniyle cadde ve sokaklar göle döndü.

Çok sayıda araç yollarda mahsur kalırken, trafikte de aksamalar meydana geldi. Bazı ev ve işyerlerinin bodrum katlarını su bastı. Edirne de gece saatlerinde kar yağışı bekleniyor

Edirne Valisi Mustafa Büyük, Tunca ve Meriç Nehri'nin debilerinin arttığını belirterek, ''Taşkın ihtimaline karşı önlemlerimizi alıyoruz'' dedi. Tunca Nehri'nin taşan bölümlerinde incelemelerde bulunan Vali Büyük, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, bölgedeki aşırı yağışlar nedeniyle Meriç ve Tunca nehirlerinin debilerinin arttığını söyledi.

Tunca Nehri'nin bazı bölgelerde yatağından taştığını ifade eden Büyük, şöyle konuştu: ''Tunca Nehri üzerindeki Yalnızgöz ve Fatih köprüleri civarında su seviyesi hızla artıyor. Tahminen öğleden sonra burada su seviyesi daha da yükselecek. Nehirlerimizde debi artışı devam ediyor, taşkın ihtimaline karşı önlemlerimizi alıyoruz. Meriç Nehri'nin debisi şu anda tehlike sınırlarında değil. Tunca Nehri'nin taştığı bazı geçiş noktalarındaki köprülerimiz trafiğe kapatıldı. Su seviyesine göre gerekli önlemlerimizi alacağız.''

Edirne'de daha önce yaşanan nehir taşkınları nedeniyle bazı önlemlerin de alındığını belirten Büyük, su taşkınlarının yaşandığı kesimlerde daha önceden seddelerin yükseltildiğini bildirdi.

Tunca Nehri'nin taşması sonucu Adalet Kasrı, Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nin yapıldığı Sarayiçi mevkisi yer yer sular altında kaldı. Polis ekipleri, Yeniimaret mevkisindeki Tunca Nehri'nde suyun debisinin yükselmesi nedeniyle Yalnızgöz Köprüsü'nü trafiğe kapattı.

AA - CİHAN - DHA

Berlusconi'ye saldırı düzmece mi?


İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi'nin pazar günü Milano'da uğradığı saldırı komplo teorilerine de konu oldu.

Youtube aracılığıyla yayımlanan bir videoda, saldırının belirli bir senaryo doğrultusunda sahnelenmiş düzmece bir olay olduğu ileri sürüldü. İktidar ve muhalefet ise iddiayı "saçma" olarak niteledi.

İtalyan devlet televizyonu RAİ'nin haber kanalı Rainews 24'ün görüntüleri eşliğinde hazırlanan 8 dakikalık videoda, saldırının Berlusconi'nin kamuoyunu yönlendirme amacıyla sahnelediği bir oyun olduğu iddia edildi.

"La verita sull'aggressione di Berlusconi" (Berlusconi'ye saldırının aslı) ve "L'aggressione a Berlusconi una montatura?" (Berlusconi'ye saldırı düzmece mi?) başlıkları ile yayımlanan videoda, komplo teorisi doğrultusunda, halen tutuklu durumdaki 42 yaşındaki Massimo Tartaglia'nın kiralanmış bir aktör olduğu ima edildi.

Videoda, Berlusconi'nin elinde saldırı öncesinde yüzünü kapatmaya yarayacak bir kağıt olması, elinde bir mendili hazır bulunması, saldırıya uğradığı anın net görüntülenmemesi, ilk anda yüzde hiç kan olmaması, korumaların kendisini aracın içine sokmasının ardından birkaç saniye sonra çıktığında ise yüzünde kan görülmesi, olayın düzmece olduğunun göstergesi gibi yorumlandı.

Videoyu hazırlayanlar, Berlusconi'nin gerçekte saldırıya uğramadığını, aracın içinde yüzüne spreyle kan sıkıldığını, gömlekte kan lekesi görülmemesinin de bunu kanıtladığını ileri sürdüler.

Berlusconi'nin Duomo'daki olayla, saldırıya uğrayan dünya liderlerinden esinlenerek kendisine puan toplamayı amaçladığının iddia edildiği video, "İnternet toplumumuzun aynasıdır. İnsanlar, televizyonlar ve gazeteler aracılığıyla olduğu gibi maalesef internet aracılığıyla da manipule edilebiliyorlar. Karar sizlerin" cümlesiyle son buluyor.

AA

Petrol boru hattına sabotaj


Irak, Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattına düzenlenen sabotaj nedeniyle, ham petrol sevkiyatının durduğunu bildirdi.
Irak Petrol Bakanlığı sözcüsü Asım Cihad, boru hattının 55. kilometresindeki bölümüne düzenlenen sabotajda hasar meydana geldiğini ve önemli miktarda ham petrolün dışarı aktığını belirtti.

Petrol sevkiyatının durduğunu belirten sözcü, Kuzey Petrol Şirketine (NOC) bağlı teknisyenlerin hasarı tespit için olay yerine gittiklerini kaydetti.

AA

Yüreklerin ağza geldiği an - Foto


Kurt Welden adındaki kayakçı Avusturya’nın Carinthia bölgesindeki Mölltal buzdağında snowboard yaparken az daha yüzlerce metre aşağı uçuyordu.
Dağın yamacından aşağıya kayan 31 yaşındaki Avusturyalı sporcu, yamacın eşiğine geldiği son anda fark edince ölümden döndü. Aşağı düşmekten sadece birkaç santim fark ile kurtulan Welden, sıkışıp kaldığı noktada dengesini yitirmemek için can havliyle kar kazıyarak kendine yer açtı.

En yüksek noktası 3 bin metre olan Mölltal Dağında saatlerce ölümle burun buruna kalan kayakçı helikopter ile kurtarıldı.

Avusturya’nın Mölltal Dağı toplam 56 km’lik pisti ile Avrupa’nın önde gelen kayak merkezlerinden biri.

Karanlık maddenin izi bulundu mu?


Amerikalı bilim adamları, evrenin kütlesinin yüzde 90'ını oluşturan ve bilim dünyası için hala bir bilmece olan karanlık maddenin varlığını ortaya koyabilecek işaretleri ilk kez tespit ettiklerini bildirdi.
Amerikalı fizikçiler, Minnesota'da yerin 800 metre altındaki bir demir madeninde yapılan deneyde, ilk kez karanlık madde parçacıklarının varlığını gösterdiği düşünülen sinyalleri tespit etmeyi başardıklarını açıkladı.

Deneyde, karanlık maddeyi yaptığı düşünülen "zayıf etkileşimli büyük parçacıklar"a (Weakly Interacting Massive Particles-WIMPs) odaklanan bilim adamları, araştırmalarında Dünya'yı her gün bombardıman eden kozmik ışınlardan çok uzakta, mutlak sıfıra yakın bir sıcaklıkta (-273,15 santigrat derece) soğutulmuş germanium ve silikon kristaller kullandı. Deney sırasında, kristallerin bu zayıf etkileşimli büyük parçacıkların çarpmasıyla titremesi ve detektörün sıcaklığını çok zayıfça arttırması bekleniyordu.

The Cryogenic Dark Matter Search (CDMS) adı verilen projenin başında yer alan Dan Bauer, karanlık madde özelliklerinden beklenenlerin tümüne uygun iki parçacık tespit ettiklerini belirtti.

Chicago Üniversitesi'nden teorisyon Craig Hogan da deneyin sonuçlarının heyecan verici olduğunu söyleyerek, birkaç yıl sürecek bu deneyler sırasında 3 veya 4 kez daha benzer etkileşim kaydedilirse, bunun karanlık maddenin varlığını ispat edebileceğini belirtti.

Avrupalı bilim adamları, yüzyılın deneyi olarak adlandırılan ve araştırmayı yürüten Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi'ne (ANAM-European Organization for Nuclear Research (Cern) ait Büyük Hadron Çarpıştırıcısı'nda gelecek yıl yapılacak deneyde, yüksek enerjili protonları çarpıştırarak, Büyük Patlama anındaki koşulları oluşturulmaya çalışacak.

AA

Amerika kara teslim


Amerika'nın doğu yakası kara teslim oldu. Noel tatili öncesi yağan kar, 50 santimetreye ulaştı.

24 saat aralıksız yağan kar başkent Washington ve çevre eyaletlerinde hayatı olumsuz etkiliyor. Kar nedeniyle uçuşlar iptal olurken, otobüs seferleri durduruldu, metrolar çalışmaz oldu. 3 binden fazla trafik kazası meydana gelirken birçok araba da yollarda mahsur kaldı.

Virginia eyaletinde 3 kişi fırtınada ölürken, bir kişi de kar nedeniyle meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybetti. Elektrik kesintilerine de neden olan fırtına ve kar yağışı nedeniyle 500'den fazla kişi Virginia eyaletinde koruma altına alındı.

Son yılların en fazla kar yağışının görüldüğü Washington ve çevresinde okullar tatil edildi, alışveriş merkezleri erken kepenk indirdi. Kiliselerin de büyük bölümünün pazar ayinini gerçekleştiremeyeceği bildirildi.

Yoğun kar yağışının Noel'den önceki son hafta sonunda yaşanması, satışları da olumsuz etkiledi. Mağazalar geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 30 daha az satış yaptıklarını açıkladı.

Bu kadar olumsuz etkisine rağmen, Amerikalılar Noel'e karla girmekten memnun olduklarını söyledi.

(CİHAN)

Savaşın acımasız yüzü...


Son 30 yıldır savaş ve iç çatışmaların yaşandığı Afganistan'da halk, istikrar ve huzura hasret. Her 3 çocuktan biri yetim, nüfusun yüzde 88'i içilebilir temiz suya ulaşamıyor.

Afganistan halkının çoğu, su ihtiyaçlarını uluslararası kuruluşların açtığı kuyular veya açık havuzdan karşılıyor, bu kuruluşların gıda yardımıyla hayatta kalmaya çalışıyor.

Afganistan'ın her yerinde savaşın izlerine rastlamak mümkün. Bitmek tükenmek bilmeyen iç savaş ve yabancı güçlerin müdahalesi, Afgan halkının geleceğe bakışını köreltmiş.

Kabil'de yaşayan Şir Muhammet, AA muhabirine yaptığı açıklamada, halkın umuttan söz edecek hali kalmadığını, iç savaşın halkın geleceğe yönelik umutlarını kararttığını söyledi.

Halkın yaşama umudunun tükendiğini, yönetime kim gelirse gelsin hiçbir faydası olmayacağını ifade eden Şir Muhammet, ''Gün boyunca taksicilik yapıyorum, hayatım yine aynı. Evden çıkmadan yatıyorum, yine aynı. Geleceğe umutla bakamıyorum. Ne olacağımız belli değil. Hala hayatta kalabilmemiz bizim için büyük bir şans. Çocuklarımızın geleceğini düşünmekten başka umudumuz kalmadı'' diye konuştu.

Bu arada, geçim sıkıntısı ve işsizliğin had safhada olduğu Kabil sokaklarında çok sayıda dilenci bulunuyor.

-NÜFUSUN YÜZDE 88'İ İÇİLEBİLİR SUYA ULAŞAMIYOR-

1 doların 45 ile 50 Afgani (Ortalama 3 ekmek alınabiliyor) olduğu Afganistan'da nüfusun yüzde 88'i içilebilir temiz suya ulaşamıyor.

Enflasyonun yüzde 128'lerde seyrettiği Afgan topraklarında en çok tüketilen gıda maddesi ise pirinç ile ekmek. Kadınların sadece yüzde 12'si eğitilmiş kişiler eşliğinde doğum yaparken nüfusun en az yüzde 70'i iyi beslenemiyor. En sık ölüm nedenleri ise açlık, susuzluk ve bulaşıcı hastalıklar.

15 yaşın üzerinde okuryazar oranı yüzde 15'in altında. Afgan nüfusunun 4,5 milyonu komşu ülkelere sığınmış durumda.

Afganistan'da patlamaya hazır 30 bin arazi mayını olduğu tahmin ediliyor. Bunların sadece 10 bininin yeri tespit edilmiş.

Ülkede 3 milyon 800 bin kişi, Birleşmiş Milletlerin gıda yardımına muhtaç. Dünya Gıda Programı, bu sayının 1 Ekim itibarıyla 5.5 milyona çıkacağı tahmininde bulunuyor.

Savaşlar nedeniyle her 3 çocuktan biri yetim kalıyor, her 4 bebekten biri, 5 yaşına ulaşmadan ölüyor. Ülkede ortalama yaşam süresi 45-50 yıl.

AA

İşte dünyanın en büyük fotoğrafı


Dünyanın en büyük fotoğrafı Almanya'nın Dresden şehrinde çekildi.
Canon 5D Mark II fotoğraf makinesi ve 400mm lens ile çekilen panoramik fotoğraf 297.500 x 87.500 piksel yani 26 gigapiksel boyutunda. Basılırsa kağıt üzerinde 105 metreye 35 metre yapıyor.



Bu fotoğraf 1.665 adet 21.5 megapiksellik fotoğraftan birleştirildi. Bir robot tarafından 172 dakikada çekilen fotoğraf, 102 GB ham fotoğraf bilgisinin, 48GB bellek ve 16 işlemci tarafından 94 saat boyunca işlenerek oluşturuldu. Çekim esnasında en büyük sorun gün içerisinde ışık değiştiği için hız olmuş. Bu yüzden bellek kartına değil, veri direkt PC'ye aktarılmış. Aralık 2009 itibariyle dünyanın en büyük fotoğrafı.

Panorama Almanya'nın Dresden şehrinde, Haus der Presse çatısında çekildi. Solda Ostragehege'dan başlıyor, merkezde şehrin kongre merkezi var. Sağda Maritim Hotel yer alıyor. Arka planda Pemperoper, kale ve kilise görülüyor. Daha da arka planda televizyon kulesi ve Sakson İsviçre'si görünüyor. Fotoğrafın sağında Dresden'in güneyi görünüyor.

Emekli uzman çavuşa ek gözaltı


Levent Ersöz'ün tedavi gördüğü hastane önünde ateş açan Erhan Keskin için ek gözaltı süresi alındı.
İÜ İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi bahçesinde havaya ateş açtıktan sonra gözaltına alınan Erhan Keskin, Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'nde yapılan sorgusunun ardından Emniyet Müdürlüğü'ne geri götürüldü.

İkinci ''Ergenekon'' davasının tutuklu sanığı emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün tedavi gördüğü Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü'nün bulunduğu binada ve bahçesinde önceki gece havaya ateş ettiği iddiasıyla gözaltına alınan, Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne sevk edilen Erhan Keskin, burada Cumhuriyet savcılarından Bilal Bayraktar tarafından sorgulandı.

Yaklaşık 2 saat süren sorgulamasının ardından, şüpheli Erhan Keskin, Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince yeniden gözaltında tutulduğu İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Hakkında 1 gün daha ek gözetim süresi alındığı öğrenilen Erhan K'nın, sorgu dosyasını ''Ergenekon'' soruşturmasını yürüten Cumhuriyet savcılarının da incelediği ve bu savcılar tarafından da ifadesinin alınabileceği belirtildi.

Emekli uzman çavuş, çifte silahla hastanede yakalanmıştı

İkinci Ergenekon davası sanığı emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün tedavi gördüğü İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü'nün bulunduğu binada önceki gün 22.00 sularında ilginç bir olay yaşandı. Edinilen bilgilere göre, ziyaret saati olmamasına rağmen binada dolaşan emekli uzman çavuş Erhan Keskin(41), Ersöz'ün tedavi gördüğü iç hastalıkları servisine çıktı. Güvenlik görevlileri emekli uzman çavuşa, orada ne aradığını sordu. Keskin hastanede yatan bir akrabasının refakatçisi olduğunu söyledi. Hasta kayıtlarını inceleyen güvenlik görevlileri, şahsın verdiği isimde bir hasta olmadığını belirledi. Güvenlik görevlilerinin durumu fark ettiğini gören şüpheli şahıs, kaçmaya başladı. Saldırgan hastane dışına çıkınca belinden çıkardığı tabancayla havaya ateş açtı. Hastane girişindeki taksicilerin de yardımıyla güvenlik görevlilerince yakalanan şahıs, polise teslim edildi. Şüphelinin yakalanmasında yardımcı olan taksiciler de olaya ilişkin şunları söyledi: "Güvenlikçiler şahsı buraya kadar kovaladılar. Önünü kestik. Yere düşünce yakaladık. Albay olduğunu söylüyormuş."

Emekli uzman çavuşun, ifadesinde Levent Ersöz'ü tanımadığını söylediği bildirildi. 1988 yılında Ankara Astsubay Sınıf Hazırlama Okulu'ndan uzman çavuş olarak mezun olduğunu belirten Keskin'in SGK sorgulamasında uzman çavuş olarak TSK'dan emekli olduğu anlaşıldı. Keskin'in akli dengesinin yerinde olduğunu belirten yetkililer, şahsın üzerinden biri kurusıkıdan bozma, diğeri de ruhsat tarihi geçmiş iki silah bulunduğunu ifade etti. Saldırganın bugün adliyeye sevk edilmesi bekleniyor.

Ersöz, daha önce 'güvenlik gerekçesiyle' GATA'ya sevkini istemiş ancak talep reddedilmişti. Ersöz'ün avukatı Ali Rıza Dizdar, olayla ilgili kafalarının karışık olduğunu söyledi. Dizdar, "Söz konusu olay beni korkuttu. Ya binaya giren bir canlı bomba olsaydı da pimini çekseydi ne olurdu? Kuşkulu bir olay. Biz üzerimize alınmıyoruz. Silahına binadan çıkınca sarılmış ve ateş etmiş etrafa. Bir insan dışarı çıkarılınca niye ateş eder ki? 'Birileri müvekkilime mesaj mı vermek istiyor acaba? 181 sayfalık yazılı savunmamız hazır. Yazılı savunmayı sunduğumda herkes neyin ne olduğunu görecek." şeklinde konuştu.

Levent Ersöz, bir başka Ergenekon sanığı Şener Eruygur'un jandarma genel komutanı olduğu dönemde İstihbarat Dairesi başkanı olarak görev yapıyordu. Ergenekon'da kilit bir rolü bulunan Ersöz, yakalandıktan sonra verdiği ilk ifadesinde, her şeyi komutanlarının talimatları doğrultusunda yaptığını aktarıyordu. Ersöz, internete düşen bir ses kaydında ise tehditvari açıklamalarda bulunmuştu. Karanlığa gömülmek istendiğini söylüyordu: "Ben kendim de bazen ışık göremiyorum. Ben eğer ışık görürsem onlar da ışık görecekler; ben ışık göremezsem, onlar hiç ışık göremezler. Onurumla direniyorum."

Tavandan el bombası düştü!


Şırnak Askerî Hastanesi’nin tavan arasında el bombası saklandığı ortaya çıktı. Dört bomba hastanedeki tadilat sırasında tesadüfen bulundu ve imha edildi.

Şırnak 23. Jandarma Tümen Komutanlığı’nda bulunan askeri hastanede tavana gizlenmiş dört adet savunma tipi el bombası bulundu. 22 Ekim 2009 tarihinde Askerî Hastane’nin Tıbbi Gaz Sistemi yapımı sırasında, görevliler tavan borularını kontrol ederken, tesadüfen el bombaları düştü.

Şans eseri yakalanan bombalar, herhangi bir kazaya sebep olmaması için itina ile bantlanarak muhafaza altına alındı. Ardından da tutanak tutuldu. 22 Ekim 2009 tarihinde Jandarma Tabip Asteğmen Serkan Ketenciler, İdari İşler Astsubayı Jandarma Kıdemli Başçavuş Duran Duygu ve Sıhhiye Onbaşı Vural Özmen’in altında imzası bulunan tutanak da olay şöyle anlatıldı:

Tavandan el bombası düştü

“22 Ekim 2009 tarihinde saat 10:20 sıralarında Askerî Hastane’de Tıbbi Gaz Sistemi yapımı sırasında, Klinik bölgesinde çalışma sırasında, asma tavanın açımı sırasında dört adet el bombasının düştüğü tesbit edildi. Yapılan ilk incelemede el bombalarının taarruz el bombası olduğunu, taba kısımlarının beyaz şeffaf bantla sarılmış olduğu tespit edilmiş olup, gerekli emniyet tedbirleri alındıktan sonra, belli bir süre beklenerek emniyet alındıktan sonra incelenmek üzere alınmış olup iş bu tutanak tarafımdan tanzim ve imza altına alındı.”

Hastane İdari İşler Astsubayı Duran Duygu, bu tutanağın ardından, el bombalarını Jandarma İstihbarat Üsteğmen Coşkun Ulusoylu’ya teslim etti. Teslim sırasında “Teslim Tesellüm Belgesi” düzenlendi. Her iki asker de belgenin altına imza attılar. Şırnak Askerî Hastanesi Baştabibi Jandarma Tabip Binbaşı Yusuf Özdemiroğlu da bu belgeye “görüldü” imzasını attı.

Komutan tanıdık bir isim

Askerî Hastane’den Şırnak 23 Jandarma Tümen Komutanlığı’na götürülen bombalar, daha sonra imha ettirildi. Bombaların imha emrini veren isim ise Şırnak 23. Jandarma Tümen Komutanı Tümgeneral Mustafa Bakıcı. Bakıcı’nın ismi internet andıcında da geçmişti. Bakıcı, dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Hasan Iğsız’la birlikte andıçta imzası bulunan isimlerden biriydi. Hatırlanacağı gibi İrticayla Mücadele Eylem Planı’nın ardından belgenin orijinalinin yanı sıra İnternet Andıç’ı belgesini de meçhul subay savcılara göndermişti. Genelkurmay Adli Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu da bu andıcı kabul etmiş, Başbakanlık emriyle 47 internet sitesini kurduklarını ve işlettiklerini itiraf etmişti. Ancak Başbakanlık’ta böyle bir talimat bulunamayınca, Çubuklu, 2001 yılında Bülent Ecevit hükümeti döneminde bu emri aldıklarını açıkladı. Fakat, Ecevit’in başbakanlığı döneminde de yazılı emir bulunamayınca, sözlü emir alındı diyerek olay kapatılmaya çalışılmıştı.

Sorular cevap bekliyor

Askerî hastanenin tavanına saklanıp, şans eseri yakalanan taarruz tipi el bombalarının ardından şu sorular cevap bekliyor: Bir hastanede el bombaları neden saklanır? Bombaları saklayanlar hakkında her hangi bir araştırma yapıldı mı? Yoksa olağan bir durum gibi sadece tutanak tutulup, sonra imha mı edildi? Kullanıma hazır haldeki bu bombaları saklayanların amacı neydi? Her hangi bir eylem için hazırlanmış olup, eylem zamanı geldiği zaman hastaneden alınıp, hedefe yönelik olarak mı kullanılacaktı? Yoksa hedef bizzat hastane miydi? Hastane yatan askerî personel üzerinde bir katliam mı planlanmıştı?TARAF

Sahneye şimdi de bayan Çölaşan çıktı!


Danıştay emekli Başsavcısı Tansel Çölaşan katsayı düzenlemesiyle ilgili aba altından sopa gösterdi.
ÇÖLAŞAN: BU KARAR DA YARGIDAN DÖNERSE ŞAŞIRMAMALIDIR

İlk Kurşun Gazetesindeki yazısında YÖK'ün yeni katsayı düzenlemesini yorumlayan Tansel Çölaşan satır aralarında kritik noktalara mesajlar gönderdi ve yeni belirlenen katsayının da yargıdan dönebileceğini hatırlattı.

İşte Çölaşan'ın yazısının ilgili bölümleri:

“Farklı katsayı uygulamasını kaldıran kararı yargıdan dönen YÖK, yargı kararlarını şeklen uygulamış, gereğini yerine getirmemiştir. Bu karar da yargıdan dönerse şaşırmamalıdır.

Yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.

Kuşkusuz yargı idare yerine geçerek idari işlem veya eylem niteliğinde ya da takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremez. Bu şu demektir; yargı (katsayı 12 olsun,15 olsun) diyemez. Ama ne yapar ? Tespit edilen katsayının Milli Eğitim Temel Kanunu ile Yüksek Öğretim Yasası ve tabii ki anayasaya uygun olup olmadığının hukuki denetimini yapar.

YÖK daha önce 21.07.2009 günü kararı ile 1999 yılından beri uygulanmakta olan Farklı Katsayı sistemini değiştirmiş, genel lise, meslek lisesi ayırımı yapmadan katsayıyı tüm öğrenciler için (0.15) olarak eşitlemişti.”

Çölaşan yazısında yeni katsayı düzenlemesine karşı olduğunu anlattı:
“Diğer bir anlatımla YÖK, yargı kararlarının gereğini yerine getirerek yeni bir karar verecekse, katsayı milli eğitim sisteminin yönlendirmeye ilişkin kurallarına uygun olmalı, örgütleniş biçimindeki bütünlüğü bozmamalı, 2547 sayılı yasanın 45. maddesinde yer alan kuralların uygulanmasını bertaraf edecek nitelikte olmamalı, sonuçta “Farklı Statüdeki Öğrencileri” aynı koşullara tabi kılarak (genel lise çıkışlılar aleyhine) yine hak kaybına yol açmamalıdır.

YÖK gecikmeden karar verdi ve yargı kararlarına şeklen uydu. Farklı katsayı belirledi. Buna göre; meslek lisesi mezunları, aldıkları mesleki eğitim devamı niteliğinde bir yüksek öğretim programı seçerlerse, üniversiteye giriş puanları hesaplanırken, orta öğretim başarı puanları (0.15) katsayı ile alanları dışında bir yüksek öğretim programı seçmeleri halinde ise (0.13) katsayı ile çarpılacak.”

ÇÖLAŞAN KATSAYININ NE OLDUĞUNU ANLATTI:

“Nitekim 2547 sayılı yasanın, yükseköğretime giriş başlıklı 45. maddesinde anılan hükümlere paralel düzenlemeler yer almış, (a) bendinde de: bir mesleğe yönelik program uygulayan lise mezunlarının aynı alanda bir yüksek öğretim kurumuna girerken başarı notlarının ayrıca belirlenecek bir katsayı ile çarpılıp giriş sınavı puanlarına ekleneceği belirtilmiştir. Yani katsayı meslek lisesi mezunlarının aynı alanda bir yüksek öğretim programına yönelmelerini sağlamak üzere getirilmiş bir teşviktir. Amacı aynı alanda bir yüksek öğretime yönelmelerini sağlamaktır. Bu amaç, Milli Eğitim Temel Yasası'nın yönlendirmeye ilişkin kurallarına uygun olup devamı niteliğindedir.

O halde yargı kararları uygulanacaksa, YÖK'ün yapacağı katsayı düzenlemesi bu yönlenmeyi sağlayacak nitelikte, bu amaca yönelik olmalıdır. Bu sonucu doğurmayacak bir düzenleme yine yasa hükümlerine, milli eğitim sisteminin yönlendirmeye ilişkin kurallarına aykırı olacak, sonuçta örgütleniş biçimdeki bütünlüğü de bozacak ve yargı kararlarının gereği yerine getirilmemiş olacaktır.”

Çölaşan bu düzenlemeyle düz lise mezunlarının hak kaybına uğrayacağını ve onların önlerinin kesileceğini iddia ederek düzenlemenin imam hatip liseleri için yapıldığını savundu ve son sözü söyledi.

VE SON SÖZÜ SÖYLEDİ: YARGIDAN DÖNEBİLİR

“Milli eğitim sistemini belirleyen yasa kuralları ve anayasal kurallar gözetilmeden alınan son YÖK kararının da yargıdan dönmesine şaşırmamalıdır.”

Tansel Çölaşan'ın bu yazısı YÖK'ün yaptığı yeni düzenlemeye de önümüzdeki günlerde itirazın olabileceği ve Danıştay'ın yine bir durdurma kararı verebileceği şeklinde yorumlandı.

Felçli dilenci hastanede yürüdü !


Mersin'de zabıta ekipleri tarafından yakalanan ve belden aşağısının tutmadığı ileri sürülen dilenci, götürüldüğü hastane kapısında ayaklarının üzerinde doğrularak yürümeye başladı. İşte görüntüleri..
Merkez ilçe Toroslar Belediyesi Zabıta Müdürlüğü'ne bağlı ekiplerce gerçekleştirilen operasyon sonucu semt pazarında dilenirken yakalanan A.A. (21), engelinin yüzde 80 oranında olduğunu ve ayağa kalkamayacak durumda olduğunu ileri sürerek, zabıta ekiplerinden kaçmaya çalıştı. A.A.'ya inanmayan ekipler, sağlık kontrolü için kendisini Mersin Devlet Hastanesi'ne sevk etti. Burada hastane girişinde belden aşağısının felç olduğunu ileri süren A.A., birden ayağının üzerinde doğrularak, zabıtaların şaşkın bakışları altında yürümeye başladı.

Zabıta amirinin; "Peki neden semt pazarında yakalandığında bize engelli olduğunu söyledin?" şeklindeki sorusuna A.A., şu yanıtı verdi; "Pazar esnafı ve çevrede toplanan vatandaşların beni dövmesinden korktuğum için yalan söylemek zorunda kaldım." Hastanede yapılan kontrolün ardından Toroslar Belediyesi Zabıta Müdürlüğü'ne getirilen A.A.'nın yapılan üst aramasındaysa üzerinden 103 TL çıktı. Geçim kaynağının dilenmek olduğunu kaydeden A.A., her gün annesiyle birlikte Adana'nın Kozan ilçesinden yola çıkıp Mersin'e geldiğini ve kentte dilencilik yaparak para kazanmaya çalıştığını anlattı. İyi bir iş bulması halinde dilenciliği bırakabileceğini kaydeden A.A., bu konuda da yetkililerin kendisine destek vermesini istedi.

İnsanların duygularını sömürerek, haksız kazanç elde edenlere asla müsaade etmeyeceklerinin altını çizen Toroslar Belediyesi Zabıta Müdürü Ergün Kayhan ise, "Eğer vatandaşlarımız, yardıma muhtaç ve düşkünlere yardım etmek istiyorsa, gerçekten ihtiyaç sahibi insanları tespit edip, buna göre yardım ellerini uzatmalılar" dedi. Hakkında 'Kabahatler Kanunu'nun ilgili maddesine göre tutanak tutularak para cezası verilen A.A.'nın, üzerinden kimlik çıkmaması nedeniyle İl Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı ekiplere teslim edildiği bildirildi.

Sıcak çay içenler bunu biliyor mu?


Gümüşhane İl Sağlık Müdür Yardımcısı Op. Dr. H. Volkan Kara, çok sıcak çayın yemek borusu kanserine yakalanma riskini artırdığını belirtti. Yemek borusu kanserlerinin, tedavi edilmemesi halinde ölümcül bir etkiye sahip olabileceğini kaydeden Op. Dr. H. Volkan Kara, çok sıcak sıvı tüketiminin sakıncalarını dile getirdi.

Yemek borusu kanserine çay gibi sıcak içeceklerin yanı sıra aşırı alkol, sigara, nitrat, nitrit, uyuşturucu kullanımı, salamura yiyeceklerdeki mantar toksinlerin de sebep olacağını belirten Dr. Kara, "Günümüzdeki birçok kanser türü gibi yemek borusu kanseri de çevresel etkenlerle yakından ilişkilidir. Bunların başında sigara içmek yer alır. Özellikle alkol kullanımı ve aşırı sıcak içecekler de bu oranı daha fazla artırıyor. Sık ve aşırı sıcak sıvı tüketimini en uygun seviyeye indirmemiz lazım." dedi.

Çayı ve kahveyi 70 dereceden sıcak içmenin kanser riskini 8 kat artırdığını vurgulayan Dr. Kara, "Çayı ve kahveyi çok sıcak içmeyin. Sıcak içeceklerin yeterince soğumasını bekleyerek, yemek borusu kanserlerinde ciddi azalma sağlayabilirsiniz." diye konuştu.
(CİHAN)

İran'da gösteri gibi cenaze


Muhalif din adamı Muntazeri'nin cenazesine onbinlerce kişi katıldı
İran'da yönetimin önde gelen muhaliflerinden din adamı Büyük Ayetullah Hüseyin Ali Muntazeri'nin ölümünün ardından on binlerce kişi cenazesine katılmak üzere Kum kentinde toplandı. Munteziri muhalif kesimleri buluşturan görkemli cenaze töreninin ardından aynı kentte toprağa verildi.
İran hükümeti, Muntazeri'nin cenaze töreniyle ilgili olarak yerel basına ek sınırlamalar getirilirken, yabancı basının töreni izlemesine izin verilmedi.
Gözaltına alınanların olduğu ve cenaze törenine katılmak isteyen çok sayıda kişinin engellendiği iddia edildi. Ayrıca internet erişimine de sınırlama getirilmiş durumda.

Haziran ayındaki tartışmalı cumhurbaşkanlığı seçiminden bu yana muhalif gösterilere izin verilmiyor. Reformcu kanatla bağlantılı internet siteleri taraftarlarını cenazede yer almaya çağırmıştı. Muhalefet liderleri Mir Hüseyin Musavi ve Mehdi Kerrubi de bugünün ulusal yas günü olması çağrısında bulundu.

Reformcuların internet sitelerinden Tahir, Kum'da güvenlik kuvvetlerinin sıkı önlemler aldıklarını da belirtti. Devrimin öncülerinden Muntazeri, İslam rejimini kuran 1979 devriminin itici güçlerinden biri olmuş, hatta ülkenin lider adayları arasında adı bir dönem ilk sıralarda anılmıştı.

Şii rejimin saygın isimlerinden biri olan Muntazeri, Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın da önde gelen karşıtları arasındaydı. Devlet haber ajansı IRNA'nın Muntazeri'nin ölümüne ilişkin ilk haberlerinde 'Büyük Ayetullah' sıfatını kullanmadığı, 'eylemcilere yakın din adamı' ifadesine başvurduğu dikkat çekti.

Muntazeri, Haziran'daki seçimlerin ardından da Ahmedinejad yönetimini kınayan bir fetva yayınlamıştı. Ancak bu fetva Muntazeri'nin yönetimle ilk çatışması değildi. Ülke yöneticilerini İslam adına diktatörlük dayatmaya çalışmakla suçlayan Muntazeri, 1979 devrimini izlemesi gereken özgürlüğün hiç gelmediğini sıkça tekrarlamıştı. Devrimin lideri Ayetullah Humeyni'nin ölümü ardından ülkenin dini lideri olmaya çok yakınken, İran'ın insan hakları sicili konusunda Humeyni'yle, 1989'da ölümünden birkaç ay önce ters düşmüştü.

1997'de de Humeyni'nin halefi Ayetullah Hamaney'le çatışan Muntazeri, dini hiyerarşinin dışına çıkarak ruhani liderin yetkilerini sorgulamıştı. Bu çatışmanın ardından Muntazeri'nin lideri olduğu medrese kapatılmış, Kum kentindeki çalışma bürosu saldırıya uğramış, kendisi de altı yıl ev hapsinde tutulmuştu. Ev hapsinin ardından devlete bağlı yayın kuruluşları kendisini ''saf'' olarak nitelerken, kendisine ilişkin bilgiler ders kitaplarından silinmiş, adının verildiği cadde isimleri de değiştirilmiş, ancak kendisi bunlara rağmen muhalefetini sürdürmüştü.

İran'da monarşinin devrilmesinden önce Humeyni'ye destek amacıyla sokak gösterileri örgütleyen Muntazeri, daha sonra tutuklanmış ve cezaevinde işkence görmüştü.

Humeyni'nin Irak'ta sürgünde bulunduğu dönemde İran'daki temsilcisi daha sonra da halefi ilan edilen Muntazeri, ruhani liderin kararlarını sorgulamaya başlayıp, devrimin başarısızlıkları için şeffaf bir değerlendirme yapılması çağrılarının ardından da rejimle ters düşmüştü.

Son olarak Ahmedinejad'a yönelik muhalefeti ardından da reformcular için beklenmedik ilham kaynaklarından biri haline gelmişti. Muntazeri, görüşlerini 'dini sorumluluk duygusu'nun şekillendirdiğini söylüyordu.

BBC/AA

AK Parti'de sürpriz istifa


"Genel merkeze çağırıp, istifamı istediler"


Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Konya İl Başkanı Mustafa Çevik görevinden istifa etti.

17 Temmuz'da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı 3. Olağan İl Kongresi'nde 572 oyun 327'sini alarak il başkanlığına seçilen Mustafa Çevik, görevinden istifa etti. İHA muhabirinin telefonla ulaştığı Çevik, AK Parti'nin teşkilatlardan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Erdem'in bugün kendisini AK Parti Genel Merkezi'ne görüşmeye çağırdığını ve istifasını istediğini söyledi. Çevik, bu istek karşısında istifa ettiğini açıkladı.

İHA

19 Aralık 2009 Cumartesi

TSK Güleni Londra'da takip etmiş


TSK neden Başbakan'ın BM'deki konuşmasını ve Fethullah Gülen'in Londra konferansını takibe aldı?

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ, hafta içi Trabzon'da yaptığı konuşmada daha önceki konuşmalarına benzer ifadelerle TSK'ya karşı asimetrik, psikolojik bir kampanya yürütüldüğünü ifade etmişti. Başbuğ, bununla birlikte TSK'nın kendisine güveni tam olduğunu ve bu yüzden kendisine yönelik gerçeklere, doğrulara dayanan, ön yargılı olmayan sağduyulu eleştirilere her zaman saygı ile karşıladığını söylemişti.

Başbuğ asimetrik psikolojik harekattan bahsededursun, Genelkurmay İç Emniyet Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Ergin Saygun'a sunulan 15 Ekim 2007 tarihli yeni bir belge ortaya çıktı.

Genelkurmay İç Güvenlik Şube Müdürü Kıdemli Albay Mustafa Bakıcı imzalı ve 14 başlıktan oluşan raporda AKP'li vekilin "lavuk" ifadesi bile not edilerek komutana sunulmuş.

Kurtlar Vadisi Pusu kan kaybediyor


Kurtlar Vadisi Pusu özellikle kanal değiştirdikten sonra seyirci tarafından sıklıkla eleştirilere maruz kaldı.


Kurtlar Vadisi Pusu özellikle kanal değiştirdikten sonra seyirci tarafından sıklıkla eleştirilere maruz kaldı. Eleştirilerin odağındaki Pana Film seyircisini takip etmemekle suçlanıyor. İşte bu eleştirilere Yüksel Aytuğ köşesinde yer verdi;



VADİ ŞİKAYETLERİ ARTTI

Bu evlilik Polat'a pek yaramadı.. Köşemizin amaçlarından belki de en önemlisi, televizyon sektörünün farklı kesimleri arasında köprü olmak, iletişim sağlamak. Bu nedenle sık sık izleyici görüşlerine yer veriyor ve ilgililerin, ürünleriyle ilgili olarak halkın gerçek duygu ve düşüncelerinden haberdar olmalarını sağlamaya çalışıyorum. Son dönemde "Kurtlar Vadisi: Pusu" dizisiyle ilgili şikayetler arttı. Duygu Ozansoy adlı okurumuz da Pana Film yöneticilerine rehberlik edeceğini umduğum şu mektubu göndermiş:



PANA FİLM İZLEYİCİSİNİ TAKİP ETMİYOR

"Yüksel Bey selamlar... Öncelikle size bu yazacaklarımı neden internet ortamının bu aralar en gözde tartışma platformlarından olan forumların birinde paylaşmadığımı açıklamaya çalışayım. Çünkü Pusu konseptiyle bizi her geçen gün ayrı bir hayal kırıklığına uğratan Pana Film'in artık zerre kadar seyircisini takip etmediğini düşünüyorum. Oysa sizi takip ediyorlar, bunu çok iyi biliyorum. Bu sebeple yazacaklarımın sizin köşenize taşınma umudunu içimde muhafazaya çalışarak sözlerime başlıyorum.



POLAT TANINMAZ HALDE

Anne baskısı ile yapılan bir evlilik, kutuplardan gelen bir insan evladını bile soğuğu ile hayrete düşürecek bir yuva, intikam diye inleyen bir eş, artık tanıyamaz hale geldiğimiz bambaşka bir Polat, tüm bunlar yetmedi bir de bebek izlemek zorunda bırakırlarsa bizi, Kurtlar Vadisi Pusu tarihinde ilk kez ikinciliği görmekle kalmayacak, üçüncülüğü de görecek.



POLAT BİZİM GÖZÜMÜZDE HALA BEKARDIR

Yeter artık dayanamaz hale geldik. Biz Polat'ın aşık halini de biliyoruz. Elif'e bakarken nasıl içinin titrediğini, onun için nasıl dünyayı karşısına aldığını, ona dokunamadığı her an nasıl kendini yiyip bitirdiğini o kadar iyi izledik, o kadar iyi özümsedik ki, şimdi bizlere aşk diye yutturulmaya çalışılan komedyanın adına evlilik demeleri inanın hiçbir anlam ifade etmiyor. Eşine hatır gönül uğruna ve 'Artık bir kere evlendim, dönüşüm yok' mantığı ile katlanan Polat Alemdar bizim gözümüzde hala bekardır, bu böyle bilinsin.



EBRU'YU SEVİYOR OLAMAZ

Zira eşine kesik baş gönderildiğinde bile bir kere ona sarılmadan iki metre öteden 'İyi misin?' diye sormakla yetinen bir koca, kusura bakmayın ama karşısındaki kadını seviyor olamaz. Alışkanlıklarımız uğruna bu komedyaya katlanıyoruz ama sanılmasın ki bu olmayan evliliğin meyvesi olarak dünyaya gelecek bir çocuk aynı sakinlikte olayları seyretmemize vesile olacak.



ALEMDAR AİLESİNE HAYIRLI UĞURLU OLSUN

'Senin çocuklarının babası olmayı seçemediğim için beni affet' demişti Polat, Elif'e... Eğer kendisi sayesinde ölüm döşeğinde acılar içinde can veren bir kadına ölümüne beş kala verme kararı aldığı o küçücük taşlı pırlanta yüzüğü; şimdi eşi olan bayan daha çok hak etti ise, Elif'in çektiği onca cefaya karşın Ebru'ya sürdürülen sefa haksa ve hepsinden de önemlisi Polat 'Sadece senin çocuklarının babası olamadığım için beni affet derken' derken Elif'in hakikaten onu affettiğine inanıyorsa, Ebru'nun doğuracağı bebek Alemdar ailesine hayırlı uğurlu olsun...



POLAT YALANCI MI

Ama bu diziye yapılanları biz Vadi kökenli Pusu fanları olarak affetmiyoruz. Geçmişte yazdıkları ile çelişen senaryo ekibine mesajımızdır: Elif'ten başkasını sevemeyeceği üzerine yemin üzerine yemin veren Polat Alemdar mı yalancı, yoksa biz seyircilere balık hafızalı insan muamelesi mi yapıyorsunuz? 97 bölümü unutmadık, unuttuğumuzu var sayarak yazmaya lütfen devam etmeyiniz!"

3 erkekten 1'i erken boşalıyor


Erken boşalma, cinsel hayat kalitesini olumsuz etkiliyor.


Erken boşalma, çiftlerin cinsel hayat kalitesini olumsuz etkileyen bir sağlık sorunu. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Alıcı, son araştırmaların ışığında, ilişkinin başlangıcından sonra 1 dakika içinde boşalmaya “erken boşalma” dendiğini belirtti

AMERİKAN Üroloji Derneği’nin 2004 yılındaki raporuna göre erken boşalmanın tanımı şöyle: “Boşalmanın erkekte ve kadında huzursuzluk yaratacak biçimde, istenenden önce, ilişkinin öncesinde veya hemen başlangıcında olması.”

OLDUKÇA YÜKSEK

Son 10 yılda yapılan çalışmaların ışığında erken boşalma, erkeğin ilişkinin başlangıcından sonraki “bir dakika” içinde boşalması, olarak tarif ediliyor. Erkekler arasında görülme sıklığı oldukça yüksek olan erken boşalmanın tarifi, geçmişten günümüze değişiklik gösteriyor. Geçmişte, “kadının tatmininden önce erkeğin boşalması” erken boşalma olarak tarif ediliyordu; ama bu tanımın süre içermemesi, eksiklik olarak gösteriliyordu. Kadının orgazma ulaşması için çok uzun bir süreye ihtiyacı olduğunda (gecikmiş orgazm), erkeğin boşalma süresi normal olsa da bu durumun “erken boşalma” olarak tanımlanması, çiftler arasında yaşanan huzursuzluğun önde gelen nedenleri arasında bulunuyor.

TEDAVİ EDİLEBİLİR

Erken boşalmanın sorun olarak görülmesi için belli aralıklarla tekrarlanması gerekiyor. Prof. Dr. Bülent Alıcı, ender olarak gerçekleşen erken boşalmanın

doğal kabul edilmesi gerektiğini söylüyor. Prof. Alıcı, “Çiftlerin ilişkilerinin yarıdan fazlasında erken boşalma oluyor ve bu durum taraflarda huzursuzluk

yaratıyorsa tedavi edilmelidir” diyor.

Her 3 erkekten 1’inde var

Dünyada ve Türkiye’de her 3 erkekten biri erken boşalma sorunu yaşıyor. Bu soruna en çok ergenlik çağından 40’lı yaşlara kadar olan dönemde rastlanıyor.

Liseli kızlar tekme tokat dövüştü


Dün akşam saatlerinde okullarından çıkan Kız Meslek ve Anadolu Meslek Lisesi öğrencileri olduğu sanılan yaklaşık 30 kişilik bir kız grubu, bilinmeyen bir nedende dolayı birbirine girdi. Kavga görüntülere böyle yansıdı:


Van'da dersten çıkan liseli kızların akşam saatlerinde sokağa taşınan kavgası, esnafların araya girmesiyle son buldu.

Dün akşam saatlerinde okullarından çıkan Kız Meslek ve Anadolu Meslek Lisesi öğrencileri olduğu sanılan yaklaşık 30 kişilik bir kız grubu, bilinmeyen bir nedende dolayı Kazım Karabekir Caddesi üzerinde önce birbirleri ile yüksek sesle bağırdılar ve ardında da kavga etmeye başladılar.

Bazı kız öğrenciler bağıran arkadaşlarını sakinleştirmeye çalıştıysa da kalabalığın arasında bulunan bazı kız öğrenciler birbirine saldırmaya başladı. Kar yağışına rağmen üzerindeki ceketini çıkaran bir kız öğrencinin arkadaşları tarafından engellenmesi de sonuç vermedi. Arkadaşların elinde kurtulan ve ismi öğrenilmeyen kız öğrenci, içine girdiği kalabalıktan bulunan bir öğrenciye tekme ve tokatla saldırmaya başladı.

Bu öğrencinin de tekme ile karşılık vermesi üzerine yaşanan kavga ve kargaşa, çevrede bulunan bir kaç esnaf ile bazı erkek öğrencilerin araya girmesi ile yatıştırıldı. Esnaf kavga büyümeden yatıştırırken, kızların guruplar halinde farklı yönlere gitmesi ile kavga sona erdi.

Ve Roberto Carlos gitti


Fenerbahçe’nin Brezilyalı yıldızı Roberto Carlos Türkiye’ye veda etti. Brezilyalı oyuncu Türkiye'ye gelirken havaalanında izdiham yaşanmıştı. Bu sabah ise yalnızca basın mensupları ve kulüp yetkilileri vardı.

Brezilya’nın Corinthians kulübüyle iki yıllık anlaşma imzalayan Carlos sabah erken saatlerde Brezilya’ya giderken ünlü futbolcuyu kalabalık bir basın ordusu uğurladı.İspanyol İberia Hava Yollarına ait İBE 3763 sefer sayılı uçak ile 06:55’te Madrid aktarmalı ülkesi Brezilya’ya uçan Roberto Carlos Atatürk Havalimanı’nda yaptığı açıklamada Türkiye ve Fenerbahçe’yi unutmayacağını söyledi. Brezilyalı futbolcu Roberto Carlos, “Bugün iki duyguyu bir anda yaşıyorum. Fenerbahçe’den ayrıldığıma üzülürken, ülkemde futbol hayatıma devam edeceğim içinde mutluyum. Benim için yeni bir dönem başlıyor. Bundan sonra burada olmayacağım” dedi.

Bu arada tercüman Samet Güzel, Carlos’u kafasından öperek uğurlarken hayranları havalimanında beraber fotoğraf çektirmek için birbiriyle yarıştı. Carlos hayranlarının isteklerini kırmayarak hepsiyle fotoğraf çektirirken bir Galatasaraylı taraftarın “En büyük Cim bom bom’demesine de esprili bir şekilde “No problem”diyerek güldürdü.

GELİRKEN İZDİHAM YAŞANMIŞTI

Roberto Carlos 2007 yılında Fenerbahçe'ye gelirken kalabalık bir taraftar ve medya topluluğu tarafından karşılanmıştı. Brezilyalı oyuncu yoğun ilgiden dolayı ezilme tehlikesi bile yaşamıştı.

Denizli'de 3.9 büyüklüğünde deprem meydana geldi


DENİZLİ (CİHAN)- Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünden edinilen bilgiye göre...
DENİZLİ (CİHAN)- Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünden edinilen bilgiye göre, saat 07.19'da, merkez üssü Denizli'nin Çameli ilçesi olan 3.9 büyüklüğünde deprem meydana geldi.

Kazada 10 küçükbaş hayvan telef oldu


STANBUL (CİHAN)- Tem Otoyolu üzerinde başka bir aracın sıkıştırması sonucu devrilen kamyonda bulunan 60 küçükbaş hayvandan 10'u telef oldu. Kamyon sürücüsü ve yanında bulunan 2 kişi kazayı yara almadan atlattı.


Kaza, saat 02.00 sıralarında Tem Otoyolu Bağcılar mevkii Fatih Sulatn Mehmet Köprüsü istikametinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Yunus Püsküllü'nün kullandığı 34 VV 9124 palakalı kamyon, aynı istikamette ilerleyen başka bir aracın sıkıştırması sonucu kontrolden çıkarak bariyerlere çarptı. Kamyon daha sonra yan yattı. Sürücü ve yanında bulunan 2 kişi kazadan yara almadan kurtuldu. Kamyonda, Silivri'den Düzce'ye götürülmek üzere yola çıkarılan 60 küçükbaş hayvan olduğu öğrenildi. Bu hayvanlardan 10'u kazada telef oldu. 50 küçükbaş hayvan ise sahipleri tarafından kamyondan çıkarıldı. Hayvanlar bir süre yol üzerinde bekletildikten sonra başka bir kamyona yüklendi. Polisin olay yerindeki incelemelerinden sonra kazaya karışan kamyon yoldan kaldırıldı. Kaza yüzünden oluşan trafik de normale döndü.


Hayvanların sahibi Mahmut İnli, Silivri'den yükledikleri hayvanları Düzce'de bir mezbahaneye götürmek üzere yola çıktıklarını, yolda ilerlerken başka bir aracın sıkıştırması sonucu kamyonun devrildiğini anlattı. İnli, "Çok sayıda hayvan öldü. Bazılarını murdar olmaması için kestim. Bazıları ise öldü." dedi. (CİHAN)

İçinde pasaport ve uçak bileti bulunan çantasını, patlatılmak


ANKARA (CİHAN)- Başkent'te iki kız yurdu arasına bırakılan şüpheli çanta, paniğe neden oldu. Çanta, bomba imha ekip...
ANKARA (CİHAN)- Başkent'te iki kız yurdu arasına bırakılan şüpheli çanta, paniğe neden oldu. Çanta, bomba imha ekipleri tarafından fünye ile patlatılmak üzere iken sahibi geldi. Gece saatlerinde Almanya'ya uçağı olduğunu belirten vatandaş, "Pasaportum ve biletim çantanın içindeydi. Patlatılsaydı, Almanya'ya gidemeyecektim. Neyse ki son anda yetiştim" dedi.


Gece saat 01.00 sıralarında Emek 8. Cadde 85 sokak üzerindeki iki özel kız yurdu önündeki bir aracın yanına bırakılan şüpheli çanta, paniğe neden oldu. İhbarı alan polis ekipleri sokağı trafiğe kapatarak, bomba imha uzmanlarına haber verdi.


Olay yerine gelen bomba ekibi, ilk incelemesinin ardından özel kıyafetini giyerek çantayı patlatmak için fünye hazırladı. Bomba imha uzmanı fünyeyi çantaya götürmek üzere iken çantanın sahibi olduğunu söyleyen bir kişi geldi.


"ÇANTASI FÜNYE İLE PATLATILSA ALMANYA'YA GİDEMEYECEKTİ"


Şahıs, polislere, çantanın kendisine ait olduğunu, içerisinde pasaport ve uçak biletlerinin bulunduğunu Esenboğa Havalimanı'na geldiğinde çantayı unuttuğunu fark ettiğini anlatmaya çalıştı. Çantayı açarak içindekileri polise gösteren vatandaş, çantanın kendisine verilmesiyle uçağına yetişmek üzere bölgeden ayrıldı. Çanta sahibinin gece saatlerinde Almanya'ya gideceği öğrenildi.


Olayın şaşkınlığını yaşayan ve ismini vermek istemeyen çanta sahibi, içerisinde pasaport ve uçak biletinin bulunduğu çantanın patlatılması halinde Almanya'ya gidemeyeceğini söyledi.


Çantanın sahibine ulaştırılmasının ardından kız öğrenci yurdunun bulunduğu sokak trafiğe yeniden açıldı. (CİHAN)

Medvedev, Kyoto Anlaşması için yeşil ışık yaktı


Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev, ülkesinin yasal bağlayıcılığı olan yeni iklim anlaşmasını imzalamaya hazır olduğunu söyledi.

Kopenhag'da Birleşmiş Milletler Küresel İklim Değişikliği Zirvesi'nde konuşma yapan Dmitri Medvedev, "Rusya yasal bağlayıcılığı olan anlaşmanın hazırlanmasında yer almaya hazır, ve emisyonların kesilme yükümlülüğünü imzalamaya da hazır." diye konuştu.

Medvedev, ayrıca, yeni uluslararası iklim anlaşmasının imzalanmamasına rağmen Rusya'nın zararlı emisyonları azaltmaya devam edeceğini belirtti. Medvedev, "Çünkü bu eninde sonunda bize fayda olarak dönecektir." değerlendirmesinde bulundu.

Gözlemciler, 7 Aralık tarihinden itibaren 193 ülkeden heyetlerin katılımı ile devam eden zirvede ülkelerin özellikle sera gazı emisyonlarını azaltmak adına kayda değer bir anlaşmaya ulaşamadıklarını kaydediyor.

Zirvede gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki anlaşmazlıkları çözme çabaları sürerken en büyük anlaşmazlığın Çin ve ABD arasında olduğu belirtiliyor. Liderler, zirvenin gerçekleştirildiği Bella Center'da anlaşmayı gerçekleştirebilmek için basına kapalı görüşmeler yaptı. Batılı müzakereciler özellikle Çin'in görüşmeleri tıkadığını öne sürüyor.

Son iki günde liderlerin konuşmaların yer verildiği zirve, çevreciler tarafından da protesto ediliyor. Göstericiler, iklim değişikliğinden en çok etkilenen devletlerin çıkarlarının önemsenmediği eleştirisinde bulunarak kalkınmakta olan ülkelerin çıkarlarının da gözetildiği adil bir iklim sözleşmesi talep ediyor.

Greenpeace ile Doğayı Koruma Vakfı, Avrupa Birliği'nden somut taleplerde bulundu. Örgütler, Avrupa Birliği'nin karbondioksit emisyonlarının 2020 yılına kadar 1990 yılı baz alınarak, yüzde 30 oranında azaltmasını istedi. (CİHAN)

Su baskınına uğrayan İstanbul Otogarı'nda zarar milyon TL ile ifade ediliyor


Sağanak yağıştan en fazla olumsuz etkilenen Büyük İstanbul Otogarı'nın esnafı su baskınlarından büyük maddi zarar gördü. Zararın boyutunun milyon TL'lerle ifade edildiğini belirten çoğu oto yedek parça satan esnaf, hiçbir yetkilinin kendilerine yardım için gelmemesinden yakındı.

Öğle saatlerinde bastıran sağanak nedeniyle İstanbul'da birçok ev ve iş yerini su bastı. Esenler'deki Büyük İstanbul Otogarı ise selden büyük zarar gördü. Otogarın altından geçen kanalizasyon boruları tıkanınca otogarın altındaki rögar kapakları patladı ve otogarın altında yaklaşık 1,5-2 metrelik su birikintileri oluştu. Birçok araç ve şehirlerarası otobüs sular altında kaldı. Suda mahsur kalan birçok kişi itfaiyenin botlarıyla kurtarıldı. Selde ölen ya da yaralananın bulunmaması herkesi sevindirirken, otogarda milyonlarca liralık maddi hasar meydana geldi. Otogarın alt katında en çok yedek parça satan esnafın bulunduğu ve bu malzemelerin sular altında kaldığı öğrenildi.

Kanalizasyon borusunun patlamasıyla otogarın bir anda sular altında kaldığını belirten Rasim Tarı, "Bütün eşyalarımız sular altında kaldı. Biz olay yerine botla gelen itfaiye ekipleri tarafından kurtarıldık." dedi.

Sel nedeniyle otogarda milyon TL'lik hasar meydana geldiğini anlatan Hakan Demir "Ben en az 20 aracın sular altında kaldığını gördüm. Hasar çok büyük. Şu ana kadar hiçbir yerden bize yardım için gelmediler. Perişan haldeyiz" diye konuştu.

Zararlarının çok büyük olduğunu ifade eden Taner Işık, "Faturalı birçok malzememiz sular altında kaldı. Hiçbir resmi makamdan bizi ziyaret eden olmadı. Otogarın ismi Esenler Otogar diye geçiyor. Ancak, otogarın bir kısmı Esenler'e, bir kısmı Bayrampaşa'ya bağlı. Herkes topu birbirine atıyor. Olay yerine itfaiye geldi. Ama itfaiye de belli yere kadar ilerleyebiliyor." ifadelerini kullandı. (CİHAN)

Aracını tamir için indi kamyonun altında kaldı


İSTANBUL (CİHAN)- Tem Otoyolu üzerinde arızalanan aracını tamir etmek için araçtan inen sürücü, seyir halindeki kamyonun çarpması sonucu hayatını kaybetti. Şahsı yaklaşık 50 metre sürükleyen kamyonun sürücüsü, durup yardım etmeyerek kaza yerinden kaçtı.


Kaza, saat 01:00 sıralarında Tem Otoyolu Bahçeşehir mevkii Edirne istikametinde meydana geldi. İddiaya göre, korsan taksicilik yapan Orhan Özer, yolcusunu alarak Tem Otoyolu üzerinde seyretmeye başladı. Avcılar sapağında Özer'in kullandığı 34 HH 875 plakalı otomobil arıza yaptı. Tamir için araçtan indiği sırada, plakası alınamayan bir kamyon Özer'e çarptı. Kamyonun altında yaklaşık 50 metre sürüklenen Özer, olay yerinde hayatını kaybetti. Kamyon sürücüsü ise kaza yerinden kaçtı. İhbar üzerine olay yerine gelen polis incelemelerde bulunarak olay yerinden kaçan kamyona ait parçalar aradı. İncemelerin ardından Özer'in cesedi olay yerinden kaldırıldı. Yolcu ise ifadesi alınmak üzere karakola götürüldü. (CİHAN)

Maden ocağının sahibi tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı


Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesinde grizu patlaması sonucu 19 kişinin hayatını kaybettiği maden ocağının sahibi tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Mustafakemalpaşa İlçesi Bükköyü Madencilik AŞ'nin Yönetim Kurulu Başkanı Nurullah Ercan ifade vermek için adliyeye geldi. Ercan, Mustafakemalpaşa Adliyesi'nde soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcısına yaklaşık 3 saat ifade verdi.

Ercan, ifade vermesinin ardından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Ercan, adliyenin arka kapısından çıkıp bir araca binerek ayrıldı. (CİHAN)

İstanbul'a mevsimin ilk karı yağdı


İstanbul'un Çatalca, Silivri, Büyükçekmece ve Başakşehir ilçelerinde yoğun kar yağışı başladı. Yol kenarlarında kar kalınlığı bazı yerlerde 5-10 santimetre kadar ulaşırken, kaygan zeminde araçlar hız kesmek zorunda kaldı. Bu arada Selimpaşa'da taşan dere yüzünden E-5 trafiği tek şeritten kontrollü olarak sağlandı.

İstanbul'da sabah saatlerinde etkisini gösteren sağanak yağış, akşam saatlerinde kara döndü. Özellikle İstanbul'un Çatalca, Silivri, Büyükçekmece ve Başakşehir ilçelerinde yoğun kar yağışı yaşandı. Kar kalınlığı bazı yerlerde 5-10 santimetreye kadar ulaştı. Kaygan zeminde araçlar hız keserek ilerlemek zorunda kaldı.

Bu arada, geçtiğimiz aylarda taşması nedeniyle birçok evi ve otomobili sular altında bırakan dere yine taştı. Taşan dereden sular E-5 Karayolu'na ulaştı.

Olası yol çökmesi ihtimaline karşı yol, tek şeritten kontrollü olarak verildi. (CİHAN)

ABD kanalında skandal görüntü


NBC televizyonu İran'da tutuklu bulunan üç Amerikalı genç ile ilgili haberinde Türkiye'nin önemli bir bölümünü Kürdistan olarak gösterdi.

ABD'nin en önde gelen televizyon kanallarından NBC, sabah programında büyük bir skandal yaşandı. Çokça izlenen Today's Show adlı programında İran'ın sınırı izinsiz geçtiği iddiasıyla tutukladığı üç Amerikalı genç ile ilgili bir habere yer verildi. Gençlerin izinsiz geçtiği sınır 'İran ve Kürdistan' arasında denilerek, haritada Türkiye'nin önemli bir bölümünün üzerine Kürdistan yazıldı. Ayrıca Türkiye'nin güneydoğusu ile Irak'ın kuzeyi farklı renkte gösterilerek bölge Kürdistan olarak tanımlandı.

Söz konusu haberde İran tarafından tutuklanan 3 gençten Sarah Shourd'un annesinin İran hükümetine gönderdiği mesaja yer verildi. Mesajda, İran'ın dini liderine gençleri serbest bırakması çağrısı yapıldı.

(CİHAN)

Silah yüklü uçak nereye gidiyordu?


Tayland'da el konulan nakliye uçağında bulunan 40 ton kadar silahın Orta Doğu'ya gittiği bildirildi.
Washington Post'taki habere göre, Amerikan istihbaratının şefi Dennis Blair, ''ABD ve yurt dışında farklı istihbarat birimleri tarafından yürütülen çalışma, Orta Doğu'ya gitmekte olan Kuzey Kore silahlarının ele geçirilmesine olanak sağladı'' açıklamasında bulundu.

Blair, silahların Orta Doğu'da hangi ülkeye teslim edileceği konusunda ise bilgi vermedi.

Tayland, İlyuşin-76 tipi nakliye uçağında, aralarında RPG roketi ve füzeler bulunan muhtelif savaş silahları ele geçirildiğini açıklamıştı.

Bir otomobil devi daha battı


Büyük bir ekonomik krizde olan ve bir yıldır başka firmalara satışı konuşulan İsveçli tanınmış Otomotiv markası SAAB elde kaldı, şimdi ise kapatılma kararı aldı.
En büyük pay ortağı Amerikalı General Motors (GM), dün İsveç'in başkenti Stockholm'de yaptığı toplantı sonrasında SAAB'ı kapatma kararı aldıklarını açıkladı. Bu karardan 7 bin 500 işçinin etkileneceği ve mağdur kalacağı konuşuluyor.

Bugüne kadar alıcı olarak birçok firmanın adı geçse de bir türlü satış işlemi gerçekleşememiş ve en son olarak lüks araba firması Spyker talip olmuştu. Dün bu firmayla yapılan satış görüşmesinde de bir netice alınmayınca GM böyle bir kapatılma kararı vermiş oldu.

Spyker Genel Müdürü Victor Muller de İsveç medyasına konu hakkında bilgi verirken, basın bildirisinde, "Üç haftadır 24 saat çalışıyoruz, fakat bir sonuca ulaşamadık. İşin bu kadar kompleks olması ve vaktin dar olması bizi zora soktu." ifadelerini kullandı.

SAAB'ın Genel Müdürü Jan-Åke Jonson ise, bugün neticeden şaşkın olduğunu ve işin hallolacağını umduklarını, ama hayal kırıklığına uğradıklarını kaydetti. Bu iş için çok çalışanların, emek verenlerin olduğunu belirten İsveçli Genel Müdür, "Bu durumda GM'den gelecek kararları beklemekten başka elimizden bir şey gelmiyor. Biz dahi neticenin ne olacağını bilmiyoruz. Bu bir iflas değildir, kapatma usulüne uygun olarak yapılacaktır." dedi.

İsveçli gazeteler, bu kapatmayla birlikte 3 bin 500 çalışanın etkileneceğini, bunun haricinde de SAAB'ın fabrikasının olduğu Trollhättan bölgesindeki 4 bin işçinin daha etkilenebileceğini yazdı.

İŞSİZ KALACAKLAR İÇİN BAKAN DEVREDE

Konuyla ilgili gün içerisinde açıklama yapan İsveç Endüstri Bakanı Maud Olofsson, hükümet olarak ellerinden geleni yaptıklarını, daha başka ne yapabileceklerini bilemediklerini söylerken, "SAAB'ın sahibi GM'dir ve yıllardan beri SAAB için çok farklı şeyler yapabilirdi." diye ekledi.

Bakan Olofsson'un önümüzdeki pazartesi günü bir değerlendirme yapmak üzere resmi dairelere, sendikalara ve şirketlere dün bir davetiye gönderdiği, o bölgedeki işsiz kalacak insanlar için nasıl bir yardım tedbirinin uygulanacağının ele alınacağı bilgisi alındı.

Yakın bir zamanda SAAB'ın bazı eski teknolojilerinin Çinli bir firmaya satışı gerçekleşmiş fakat bu kısmi satış firmanın derdine derman olamamıştı.

(CİHAN)

Kanadoğlu'nun cunta anlayışına bakın!


Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Çanakkale'de kendisine yöneltilen, ifade için savcılığa çağrılması hakkındaki soruya, "Ben yargının en üst seviyesine çıkmış bir insanım. Bu işleri biliyorum. İfade vermeye çağırırlarsa giderim." cevabını verdi.
Kanadoğlu, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Çanakkale Şubesi'nin düzenlediği, "Hukuk Devleti ve Yargı Bağımsızlığı" konulu bir konferans verdi. CHP İl Başkanı Serdar Soydan ve DSP İl Başkanı Ceyhun Duman'ın da katıldığı konferansta Kanadoğlu, Türkiye'de genel başkan cuntası olduğunu söyledi.

Belediye sosyal tesislerindeki konferansta konuşan Sabih Kanadoğlu, "Siyasi partilerde genel başkanlık cuntası, bir duygu gibi kendisini göstermektedir." dedi. Siyasi parti başkanlığının bir noktadan sonra yapılmaması gerektiğini söyleyen Kanadoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yüklendi. Kanadoğlu, "Bir parti iktidar olduysa, neden genel başkanı başbakan olabilmektedir? Neden bu başbakan, partinin milletvekillerini kendisi seçebilmekte ve hattâ sıralamasını bile yapabilmektedir? Hattâ daha da ileri giderek, istediği bir arkadaşını cumhurbaşkanı bile seçebilmektedir. Bu, genel başkanlığın tek kişi diktasına dönüşmesindendir. Yargıyı baskı aracı olarak kullanması halinde bu demokrasi değil, bir diktadır. Bu rejimin adı faşizmdir. Eğer bu diktaya bir de dini eklerseniz, dinci dikta olur. Siyasi iktidarlar, kendilerine gerekli olan gençleri ve kadınları geleceklerini tehlikeye sokacaklar diye almıyorsa, gençleşmeyen bir partinin iktidarının devam etmesi mümkün değildir." şeklinde konuştu. Çarenin halkta olduğunu ifade eden Kanadoğlu, "Türk halkı, 'Böyle bir idareye layık değiliz.' dediği anda bu yolda direnenler ayaklarını sıkı atmak zorunda kalacaktır." ifadelerini kullandı.

Demokratik açılıma da değinen Sabih Kanadoğlu, şunları kaydetti: "Açılım, Türkiye'nin bütününde yapılmalıdır. Ülkenin belirli bölümlerinde demokratik açılımdan bahsetme olanağı yoktur. Bunu Türkiye'de yapacaksanız, yurttaşların hepsine imkan sağlayacaksınız. Laik devleti sarsmayacaksınız. Seçimlerde yüzde 10 barajını aşağıya indireceksiniz. Başkaları bir şeyler istiyor diye ona göre hareket etmek halka kötülüktür. Hiçbir şey söylemeden açılımı harekete geçirmek halkı aldatmaktan ileri gitmez."

Kanadoğlu, çağdaş demokrasinin egemen olduğu, herkesin birbirine saygı duyduğu, dinin siyasete alet edilmediği bir ülkede yaşamak istediğini söyledi. Bunun çaresininse Atatürk'ün çizdiği yolda yürümekten geçtiğini sözlerine ekledi. (CİHAN)

18 Aralık 2009 Cuma

Fransa yeni bir casus uydusu fırlattı


Fransa, bugün uzaya yeni bir casus uydusu fırlattı.
“Helios 2 B” adlı uyduyu taşıyan Ariane-5 roketi, Avrupa Uzay Ajansı'nın Fransız Guyanası'ndaki Kourou Uzay Üssü'nden TSİ 18.26'da hareket etti.

Uydunun, Afganistan, Irak, Çad ve Sudan'ın Darfur bölgesinde haritası çıkarılmamış bölgelerin haritasını çıkarmaya yardımcı olacağı bildirildi.

Kilis'te taş ocağında patlama: 3 ölü


Maden ocağında unutulan dinamitin patlaması sonucu 3 kişi öldü, 2 kişi de yaralı.
Kilis'te, taş ocağında unutulan bir dinamitin patlaması sonucunda 3 kişi hayatını kaybederken, 2 kişi de yaralandı.

UNUTULAN DİNAMİT PATLADI
Musabeyli ilçesine bağlı Karbeyaz köyü yakınlarındaki taş ocağında, Bünyamin Kaplan'ın iş makinesi ile taş kırmaya çalıştığı sırada, daha önceden yerleştirilen ancak unutulan bir dinamit aniden patladı. Patlamayla birlikte savaş alanına dönen taş ocağında, kepçe operatörü Bünyamin Kaplan ile birlikte, etrafta çalışma yapan Recep Hançer (19) ve Akın Şimşek (19) de olay yerinde hayatını kaybetti. Ağır yaralanan Emin Kaplan (35) ve Bahtiyar Bal (51) ise olay yerine çağrılan ambulansla Kilis Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.

Olayı duyar duymaz Garnizon Komutanı Jandarma Albay Mehmet Kadan ile birlikte olay yerine gelen Kilis Valisi Turhan Ayvaz, incelemelerde bulundu. Ayvaz, burada basın mensuplarına yaptığı açıklamada, "Musabeyli ilçemize yakın bir yerde, özel bir şahsa ait taşocağında patlama meydana geldi. Şu anda 3 ölümüz var, bir ağır yaralımız var. Patlamanın nedeni şu anda belli olmamasına rağmen, Cumhuriyet Savcısı'nın incelemesinin ardından belli olacak. Fakat daha önce unutulan bir dinamitin patladığı tahmin
ediliyor" diye konuştu.

Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.

İzmir'de hortum can aldı


İzmir'de hortum can aldı
Menemen ilçesinde şiddetli rüzgarın hortuma dönüşmesi sonucu bir çoban hayatını kaybetti.
İzmir'in Menemen ilçesindeki Organize Deri Sanayi Bölgesi'nde bir süre etkili olan şiddetli rüzgar hortuma dönüştü.

Bölgede koyun otlatan bir çobanın hayatını kaybettiği hortum nedeniyle 1 kişi yaralandı.

Alınan bilgiye göre, Organize Deri Sanayi Bölgesi'nde etkili olan şiddetli rüzgar, hortuma dönüştü. Hortumda, bölgedeki bazı binaların çatıları zarar gördü.

Hortum, Villakent Sitesi'nin güvenlik kulübesini yerinden söktü. Kulübenin içindeki güvenlik görevlisi yaralanırken, bölgede koyunlarını otlatan çoban Mustafa Köse (46) ölü bulundu. Köse'ye, hortuma kapılan güvenlik kulübesinin çarptığı tahmin ediliyor.

Balıkesir'de minare devrildi: 3 ÖLÜ


Çatısı çöken odadaki 6 kişiden 3'ü öldü, 2'si yaralandı. Bir kişi enkaz halen enkaz altında.
Balıkesir'in Dursunbey ilçesine bağlı Yukarıyağcılar köyünde cami minaresi fırtınadan köy odasının üzerine devrildi.

Köy camisinin minaresi yatsı ezanının okunduğu sırada fırtınadan köy odasının üzerine devrildi. Camiye girmek için bekleyen Hüseyin Acaroğlu (75), Ramazan Avcı (52), Ali Aslantaş (67), Naim Başaran (67), Ali Gölcük (54) ve Yusuf Başaran (67), çatısı çöken koy odasında enkaz altında kaldı.

Olay yerine gelen ekipler tarafından bulundukları yerden çıkarılan Acaroğlu, Avcı ve Aslantaş'ın öldükleri belirlendi.

Yaralı olarak kurtarılan Köy Muhtarı Ali Gölcük ve Yusuf Başaran, Dursunbey Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.

Enkazın altında bulunduğu öğrenilen Naim Başaran'a ulaşılmaya çalışıldığı bildirildi.

Göçen madenin sahibi serbest!


19 kişinin hayatını kaybettiği maden ocağının sahibi Nurullah Ercan, çıkarıldığı mahkemece serbest bırakıldı.

Mustafakemalpaşa Adliyesine gelen Bükköy Madencilik Turizm ve Ticaret AŞ'nin Yönetim Kurulu Başkanı Nurullah Ercan, olayı soruşturan Cumhuriyet Savcısına ifade verdi. Ercan, daha sonra mahkemeye sevk edildi. Nurullah Ercan, çıkarıldığı mahkemece serbest bırakıldı.

Nurullah Ercan bugün yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti:

"Vefat eden işçilere Allah'tan rahmet, acılı ailelerine, çocuklarına ve yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum. Acıları dindirmek zor olmakla birlikte yaşam devam ettiğinden, vefat eden insanlarımızın yakınlarına karşı üzerimize düşen insani ve sosyal vecibeleri yerine getirmeye amade bulunmaktayız. Bu hususu idari ve mülki amirlerimiz ile Bakanlıklar nezdinde teyit etmiş bulunmaktayız. Ayrıca, ocağın kapatılması nedeniyle işsiz kalan ocak çalışanlarına da işletmelerimizin elverdiği ölçüde yardımcı olunması gerektiğinin bilinci içerisindeyiz''

Bakanlık tarafından 6 ay kapatılmasına karar verilen Bükköy Maden Ocağı'nın daha önce de Genel Müdürü ve 2 yöneticisi tutuklanmıştı.

Meryem teyze secdedeyken öldü


Isparta'da 71 yaşındaki Meryem teyzeyi ölüm bu kez, namaz kılarken yakaladı. Olaya savcılık bile şaşırdı.
Isparta’da, 71 yaşındaki Meryem Yavuz ve 84 yaşındaki Ali Yavuz, torunları 14 yaşındaki Burak Armağan tarafından evlerinde ölü bulundu. Seccade üzerinde bulunan Meryem Yavuz ile koltukta oturur vaziyette bulunan Ali Yavuz’un sobadan sızan gazdan zehirlenerek öldükleri tahmin ediliyor.

Sermet Mahallesi'nde müstakil bir evde yaşayan Ali Yavuz ile eşi Meryem Yavuz'un bugün evlerinde cesetlri bulundu. Dedesi ve anneannesinin cesetlerini bulan Burak Armağan, hemen polisi arayarak durumu haber verdi. Olay yerine gelen polis, Meryem ve Ali Yavuz'un şüpheli ölümü üzerine parmak izi ve fotoğraflar aldı. Olayla ilgili soruşturma başlatan polis, Meryem ve Ali Yavuz'un sobadan sızan karbonmonoksit gazından ya da gıda zehirlenmesinden dolayı öldükleri ihtimali üzerinde duruyor.

Aynı mahallede oturan anneannesi Meryem ve dedesi Ali'yi sabah ilk olarak saat 09.30'da ziyaret ettiğini ve uyudukları için geri döndüğünü belirten Burak Armağan, saat 12.30'da tekrar yanlarına gittiğinde ise onları hareketsiz bulduğunu anlattı. Seslenmesine rağmen ikisinden de ses alamayınca polisi aradığını belirten BurakArmağan, “Eve geldiğimde sobanın ağzı açıktı. Uyur gibiydiler. Anneannem, yerde namaz kılıyor şeklinde kalmış, zaten kendisi sık sık tesbih çekerdi, dedem de kanepede oturuyordu” diye konuştu.

KIZI SİNİR KRİZİ GEÇİRDİ

Olayı öğrenir öğrenmez olay yerine gelen Meryem ve Ali Yavuz'un kızı 30 yaşındaki Hatice Yavuz ise sinir krizleri geçirdi. Yavuz, sabah annesiyle babasının yanlarına geldiğini, evden ayrılırken de sobayı yakıp işe gittiğini anlattı.

Meryem ve Ali Yavuz'un komşularından Ebru Dilek ise, sabah saatlerinde Meryem Yavuz'u gördüğünü ve hatta konuştuklarını söyledi. Ali Yavuz'un ise uzun bir süredir akciğer ve kalp rahatsızlığı bulunduğu, bundan dolayı da 2 gün önce hastaneye gittiği kaydedildi.

Meryem ve Ali Yavuz'un cenazeleri kesin ölüm nedenlerinin belirlenmesi için otopsi yapılmak üzere Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi morguna götürüldü.

İstanbul'da afet gibi yağmur!


stanbul'da sadece Avrupa yakasında metrekareye 15 kilo yağmur düştü. Hava aniden karardı. Sel bastı, trafik felç!


İstanbul'da öğle saatlerinde başlayan sağanak yağmur Büyükçekmece ve Silivri'de su taşkınlarına neden oldu. Kumburgaz'da D-100 Karayolu yan yol sel suları altında kaldı.

Aniden bastıran yağmurun oluşturduğu sel suları içinde mahsur kalan araçlar itfaiye ve iş makineleri tarafından kurtarıldı. Kumburgaz Elektrik Üretim AŞ Eğitim Merkezi ve yan yol üzerinde bulunan bazı siteleri su bastı.

Vatandaşlar, D-100 Karayolu üzerinde yapılan yeni köprünün su giderini kapattığını ve taşkınların bu nedenle meydana geldiğini belirterek duruma tepki gösterdi. Su taşkınlarının yaşandığı bölgelerde itfaiye ve belediye ekiplerinin çalışmaları sürüyor.

DALGALAR 5 METREYE YÜKSELDİ

Olumsuz hava koşulları nedeniyle bazı deniz otobüsü seferleri iptal edilirken, sahil şeridinde zaman zaman yüksekliği 5 metreye varan dev dalgalar oluştu. Hava sıcaklığının büyük ölçüde düştüğü İstanbul'da, öğlen saatlerinden itibaren sağanak yağış etkili oldu. Sağanak yağışın yanı sıra şiddetli rüzgarın da etkili olmasıyla birlikte vatandaşlar zaman zaman zor anlar yaşadı. Yağmura hazırlıksız yakalanan vatandaşlar, kapalı mekanlara koştu. Sağanak yağış ve beraberindeki şiddetli rüzgar, denizde de dev dalgalar oluşturdu. Dalgaların yüksekliği yer yer 5 metreye ulaştı.

Öte yandan, İstanbul'da etkili olan fırtına nedeniyle 15.30'da yapılması planlanan Bandırma-Yenikapı deniz otobüsü seferi iptal edildi. Saat 12.00'deki Bostancı-Yenikapı-Bandırma seferi de olumsuz hava koşulları nedeniyle gerçekleştirilemedi.

METEOROLOJİ BÖLGE MÜDÜRÜ: AVRUPA YAKASINDA METREKAREYE 15 KİLOGRAM YAĞIŞ DÜŞTÜ

Meteoroloji Bölge Müdürü Mustafa Yıldırım, İstanbul'un Avrupa yakasında bugün metrekareye 15 kilogram yağış düştüğünü bildirdi.

Yıldırım, kenti etkisi altına alan yağışlı havanın yarın etkisini kaybedeceğini ve havanın gün boyu parçalı çok bulutlu olacağını kaydetti. En düşük hava sıcaklığının yarın 2 derece olacağını ifade eden Yıldırım, pazar günü yağışların yeniden başlayacağını, en düşük hava sıcaklığının ise 7 derece olacağını vurguladı.

Yıldırım, pazar günü kuvvetli rüzgarın da etkili olacağına dikkati çekerek, ulaşımda yaşanabilecek olumsuzluklara ve soba zehirlenmelerine karşı vatandaşların dikkatli olmaları gerektiğini söyledi. Mustafa Yıldırım, pazartesi günü de aralıklarla sağanak yağışın süreceğini ifade etti.

14 Aralık 2009 Pazartesi

Microsoft'tan hızlı format


Microsoft'tan veri depolamayı ve aktarmayı bütün cihazlarda inanılmaz coşturan yeni bir format...
Microsoft, Extended File Allocation Table (exFAT) teknolojisi için yeni bir lisans programı duyurdu.

Microsoft'un dosya sisteminin en son sürümü olan exFAT, depolanabilen dosya boyutu konusunda muazzam bir ilerleme kaydediyor. Farklı tüketici elektroniği araçlarında dosya boyutunda sunduğu imkanlar kadar, dosyaların erişim hızında da artış sağlıyor.

Microsoft'tan David Kaefer "Zengin ses ve video dosyalarının kullanımında büyük bir patlama oldu. exFAT dosya dürü, hızlı ve güvenilir ses ve video depolanmasında ve aktarılmasında ideal bir çözüm sunuyor. Windows 7'de yer alan önemli bir teknoloji. Şimdi bu teknolojiyi yeni bir lisanslama programıyla endüstrinin kullanımına sunuyoruz. İş ortaklarımızı bu teknoloji kullanan cihazlar yapmaya teşvik ediyoruz ve bu yönde yardımcı oluyoruz" dedi.

exFAT, eski FAST dosya sisteminin yeni sürümü. Flash belleklerdeki 32GB limitini 256 terabyte'a çıkartıyor. Secure Digital Extented Capacity (SDXC) kartlar şimdi 300MBps veri aktarım hızı potansiyelini değerlendirebiliyor.

SD Association'dan James Taylor "exFAT dosya sistemi büyük hacimli depolama araçlarını, büyük dosyaları desteklediği gibi disk üzerinde daha iyi bitişik sıralama sunuyor" diyor. Ayrıca "SD Association'un SDXC spesifikasyon planlarını da destekliyor. Bu sayede tüketicilere daha hızlı veri transferi, çok büyük dosya desteği ve cihazlar arasında pürüzsüz taşınabilirlik sunacak. Bu teknolojiyi cihazlarımızda kullanmak için sabırsızlanıyoruz"

Microsoft exFAT lisanslama programıyla birlikte Sony, Canon ve Sanyo gibi dünya devleriyle çoktan antlaşma imzaladı. SanDisk de exFAT dosya sisteminin yeni ekstra kapasiteye sahip depolama araçlarında kullanımını destekliyor. Böylece Microsoft'un yeni formatı inanılmaz bir başarı ve yaygınlık kazanıyor.

Tabancalar kurusıkı çıktı


Beyoğlu'nda çıkan olaylarda kullanılan silahların kurrusıkı olduğu ortaya çıktı.
Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılması protesto amacıyla dün Beyoğlu'nda bölücü terör örgütü PKK yandaşlarının ev, işyeri ve otomobillere taş ve molotofkokteyli atmalarına tepki gösteren çevre sakinlerinden Selçuk Ü., T.G, ve S.Z.,'nin kullandığı tabancalar kurusıkı çıktı.

ÜÇÜNCÜ SİLAH BULUNAMADI
Beyoğlu İlçe Emniyet ile Terörle Mücadele Müdürlüğü'ne bağlı ekipler olaydan sonra Selçuk Ü., T.G. ve S.Z.'i yakaladı. Selçuk Ü., T.G. ve S.Z.'nin kullandığı iki tabancaya da el konuldu. Browning ve Voltran Kontak markalı kurusıkı tabancılar incelenmek üzere kriminal laboravutarına gönderildi. Üçüncü tabancanın ne olduğu ise anlaşılamadı. Polise göre, ya üçüncü tabanca bulunamadı, ya da bir tabancayı iki kişi ortak kullandı.

Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı üç şüpheli hakkında da "Korku ve panik yaratacak şekilde ateşli silah" kullanma suçlaması ile soruşturma açtı. Savcılık polise, Selçuk Ü., T.G. ve S.Z. ifadelerinin alınmasını ve sonra serbest bırakılması talimatı verdi. Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü, Asayiş Büro Amirliği ekipleri işlemleri tamamlanan üç şüpheliyi serbest bıraktı.


KAÇAK ELEKTRİKTEN ARANMASI ÇIKTI
Ancak Selçuk Ü.'nün kaçak elektrik kullanımı yüzünden açılan bir dosyadan aranma kaydı olduğu ortaya çıktı. Polis T.G. ile S.Z.'yi serbest bıraktı. Selçuk Ü. ise Beyoğlu Cumhuriyet Başavcılığı'na sevkedildi. Selçuk Ü.'nün bir yakını, "Niye biz deşifre edildik. Niye yüzlerimiz gösterildi. Bir mahalle niye hedef ediliyor? Teröristlerin yüzleri kapalı bizim yüzlerimiz niye açık veriliyor" dedi. Selçuk Ü. sevk edildiği nöbetçi mahkemede ifadesini alındıktan sonra serbest kaldı.


YARALI ADLİYEYE ÇIKARILDI
PKK yandaşı grubun dün öğle saatlerinde Tarlabaşı'ndaki Kalyoncukulluk Caddesi, Dilbaz Sokak üzerindeki işyerlerini taşlaması ve park halindeki 8 otomobile zarar vermesi üzerine çevre sakinlerinin satır, döner bıçakları ve beyzbol sopalarıyla karşılık vermesi üzerine büyüyen olaylarda yaralandığı ileri sürülen Şevket Arslan'ın kendi imkanları ile Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne gittiği belirlendi.

Sağ bacağının baldırından yaralanan Şevket Arslan, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alındı. Şevket Arslan'ın sıyrık şeklindeki yarasının nasıl oluştuğu, neyle ve nasıl yaralandığı henüz belirlenemedi. DTP İstanbul İl Başkanlığı'nın düzenlediği basın açıklamasına katıldığı ileri sürülen Şevket Arslan, bugün, Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne getirildi.

Olaylara karıştığı öne sürülen Nuredin Doğan'ın da savcılığa çıkarılacağı belirtildi. Polis, Şevket Arslan'ın yaralanmasıyla ilgili geniş çaplı araştırma başlatıldığını belirtti.

Çalıştığı iş yerini soydu


Erzincan'da arkadaşı ile birlikte çalıştığı kafeyi soyan genç, polisin sıkı takibi sonucu yakalandı.
9 Aralık çarşamba günü Nerim Tombul Caddesi üzerinde bulunan bir kafede meydana gelen hırsızlık olayında, 2 adet LCD ekran televizyon çalındı. Hırsızlık olayının ardından Erzincan polisinin kafede yaptığı incelemenin ardından piyasada 2 adet LCD ekran televizyon satıldığını öğrenen polisler, yaptıkları takip sonucu hırsızlık olayının yaşandığı kafede çalışan G.Ç.'ye ulaştı. Gözaltına alınan G.Ç.'nin, emniyetteki ilk sorgusunda iş yerinden çalınan 2 LCD ekran televizyonu evinde sakladığını ve borçlu olduğu için iş yerinden hırsızlık yaptığını söylediği öğrenildi.

Emniyetteki ilk sorgusunun ardından adli mercilere sevk edilen G.Ç., sevk edildiği nöbetçi mahkeme tarafından tutuklanarak Erzincan kapalı cezaevine götürüldü. Öte yandan suç ortağı olduğu iddia edilen U.Ç.'nin polis tarafından arandığı öğrenildi.