24 Aralık 2009 Perşembe

Sokakta yatan bir prens!



İngiltere Prensi William sıcak Kraliyet yatağını bırakıp, evsiz olmanın nasıl bir şey olduğunu tecrübe etmek için bir gece sokakta yattı. Prens, bir uyku tulumu alıp başkent Londra'daki Blackfriars köprüsünün yakınında bir sokakta çöp kutularının dibinde geceyi geçirdi.

Prens William bu eylemini evsizlere yardım eden bir dernek olan Centrepoint tarafından düzenlenen bir etkinliğe katıldığı için gerçekleştirdi.
Sokakta Prens William'ın hemen yanında uyuyan örgütün başkanı Seyi Obakin, bir sokak süpürücüsünün neredeyse üzerlerinden geçeceği sırada son anda farkettiklerini ve gecenin en tehlikeli anının bu olduğunu anlattı.

Centrepoint internet sitesinde yazan Obakin, "Benim için korkutucu bir tecrübe oldu. Rahat ve sıcak yatağımdan uzakta... O çöplerin dibinde... Gece dışarısı çok soğuk oluyor. Sıcaklık -4 derecelere kadar düşüyor. Aynı şey Prens William için de geçerliydi. Ama o insanları bilinçlendirmek için bunu yapmaya kararlıydı" diye yazdı.

Bu yıl başında Obakin, Prens'e evsizler gibi bir gece dışarıda yatma teklifini sunarak meydan okumuştu. Obakin, Prens William'ın bu teklifi kabul edeceğini düşünmemişti. Ancak İngiltere Prensi sözünü tutarak bu eyleme katıldı.

Eylem sırasında çekilen ve dernek tarafından yayınlanan bir fotoğrafta Prens William, kot pantolon, spor ayakkabı, kapüşonlu bir sweatshirt ve bereyle görülüyor. Etrafta yere serilmiş uyku tulumları da göze çarpıyor.

Sitede, mümkün olduğu kadar güvenlik önleminin alındığı, güvenli olması için yatmak üzere dar bir aralığın ve çöp kutularının arkasının seçildiği belirtildi.

Galaya katılmadı annesiyle izledi


Beren Saat rol aldığı Gecenin Kanatları filmini nihayet izledi.


BEREN Saat başrolünde yer aldığı ancak galasına katılmadığı Gecenin Kanatları filmini nihayet önceki akşam görebildi. Filmin galasının da yapıldığı İstinye Park'ta önce annesiyle birlikte alışveriş yaptı. Ana-kız daha sonra bilet alarak Gecenin Kanatları filmini izledi.

Evlilik programında skandal


Programa katılan kadının birlikte yaşadığı erkek yanına karısını da alıp stüdyoyu bastı

Star TV'de yayınlanan İzdivaç programına katılan bir kadının birlikte yaşadığı erkek, yanına resmi nikahlı karısını da alıp stüdyoyu bastı.

3 yıl bir erkekle yaşayan Tenzile, İzdivaç programına evlenmek için başvurunca ortalık birbirine girdi. Evlenmeye çıkan gelin adayını dini nikahla yaşadığı adam ile resmi nikahlı eşi bastı.

Tenzile talip olduğu yaşlı erkek ile görüşmek üzereyken söz konusu karı-koca yayına alındı. Stüdyoda tansiyon öyle yükseldi ki genç kuma ayağa kalkıp adamın üstüne yürüyerek beddualar etmeye başladı.

Canlı yayında özel hayatlarında yaşadıkları tüm pislikler ortaya döküldü... Adam, kadın ile nasıl birlikte olduğunu, nasıl yatağa girdiğini, resmi nikahlı karısının önünde, canlı yayında dile getirdi. Karısı ise adama canlı yayında resti çekip "Sen hala bu Tenzile'nin peşine gidecek misin?" diye sordu. Ortalık karışınca Zuhal Topal acil reklam istedi.

Dolar yeniden gevşiyor


Son günlerde dış piyasalardaki harekete paralel yukarı yönlü seyrini koruyan dolar yeniden düşüşe geçtiABD'de dün açıklanan verilerin beklentilerin altında gelmesiyle yükselen euro/dolar paritesinin etkisiyle gerileyen dolar/TL'nin, bugün ABD verileri ve yine euro/dolara paralel bir seyir izlemesi bekleniyor.

Yurtiçinde bugün izlenecek önemli bir veri bulunmazken ABD'de Kasım ayı dayanıklı mal siparişleri ve işsizlik maaşı başvuruları açıklanacak.

ABD'de dün açıklanan konut ve tüketici güveni verilerinin beklentilerin altında gelmesiyle 1.42 seviyelerinde olan euro/dolar, 1.4350 seviyesine kadar yükseldi. Euro/dolardaki yükselişin etkisiyle dolar/TL 1.52 seviyesinin altında açıldı.

Piyasalarda hacim düştüğü için euro/doların mevcut seviyelerde kalmasını beklediklerini söyleyen bir bankanın döviz masası işlemcisi, "Bu durumda dolar/TL de 1.51-1.52 bandında hareket eder. Ancak bugün açıklanacak veriler euro/dolar ve dolayısıyla dolar/TL'nin yönünde etkili olacaktır" dedi.

Bankalararası piyasanın dün spot kapanışında 1.5235/1.5270 lira olan en iyi dolar alış ve satış kotasyonu, bu sabah ilk işlemlerde 1.5170/1.5230 seviyesindeydi. Aynı saat itibariyle euro/dolar paritesi 1.4354 seviyesinden işlem görüyordu.

HSBC Bank stratejisti Fatih Keresteci, bu sabah yayımladığı notta, bir süredir ABD'den gelen toparlanma sinyallerinin arkasına takılan küresel mali piyasaların dünkü iki olumsuz veri sonrasında bir müddet açıklama ve verileri izlemek için soluklanacağını söyledi ve şöyle devam etti:

"Bu kapsamda da dolardaki değerlenmenin sona ereceğini ve euro/dolar paritesinde 200 günlük ortalamanın üzerinde dengelenme olacağını tahmin ediyoruz. Bazı ülkelerde bugün başlayan ancak genel olarak yarın ve Pazartesi gününün Noel tatili olmasından dolayı işlem hacmindeki daralmanın daha da belirginleşeceği kanaatindeyiz. Euro/dolar paritesinin yönünü yukarı çevirmesi nedeniyle dolar/TL kurunun bugün 1.52'nin altına gerileyeceği kanaatindeyiz."

Tahvil-bono piyasasında dün spot kapanışta yüzde 9.46, valörlüde yüzde 9.47 olan 3 Ağustos 2011 itfalı gösterge kıymetin ortalama bileşik faizi bugün tezgahüstü piyasada ilk işlemlerde yüzde 9.44/9.45 seviyesindeydi. Dün kısa bir süreliğine yüzde 9.50 seviyesine değen gösterge faiz, geçen hafta işlem bazında en son yaklaşık üç ay önce 8 Eylül'de görülen yüzde 9.50 bileşik seviyesini test etmiş, faiz 6 Ekim'de ise yüzde 7.59 ile tarihin en düşük seviyesine kadar gerilemişti.

Faiz tarafında düşük hacimli sakin bir seyir beklediklerini söyleyen bir bankanın tahvil-bono masası işlemcisi, gösterge faizin dar bantta hareket etmesini beklediklerini belirtti.

21 Aralık 2009 Pazartesi

Domuz gribinden ölüm yalan çıktı


Şanlıurfa Valisi Nuri Okutan, 3 çocuğun şüpheli ölümüne ilişkin soruşturmanın devam ettiğini belirterek, "Domuz gribiyle ilgili de tetkik yapıldı, raporlar negatif çıktı" dedi.
Vali Okutan, Topdağı Mahallesi'nde meydana gelen göçükle ilgili incelemeleri sırasında, gazetecilerin 3 çocuğun şüpheli ölümüne iliş kin sorusu üzerine, kendisinin de aileye taziye ziyaretinde bulunduğunu söyledi.

Olayla ilgili aileden de bilgi aldığını ve evlerinde incelemelerde bulunduğunu, Sağlık Müdürlüğünde konuyla ilgili bir heyet kurulduğunu bildiren Vali Okutan, şöyle konuştu:

"İncelemeler devam ediyor. Konu adli açıdan incelenmek üzere adli tıpa gitti. Bütün veriler orada inceleniyor. İdari açıdan da biz, çevreden kaynaklanan bir eksikliğin, hastanelerimizin herhangi bir eksikliğinin olup olmadığı yönünde incelemeyi bütün yönleriyle sürdürüyoruz."
Ölümlerin domuz gribi ile ilişkisinin sorulması üzerine Okutan, "Domuz gribiyle ilgili de tetkik yapıldı, raporlar negatif çıktı" cevabını verdi.

Vali Okutan, ölümlerin gıda zehirlenmesinden kaynaklandığının da kesin olarak tespit edilmediğini, araştırmaların devam ettiğini kaydetti.
AA

Karadeniz'de dev dalgalar


Zonguldak'ta oluşan dev dalgalar sahilleri ve dalgakıranları dövüyor. Dalgaların kayalara çarpmasıyla dalga boyu metrelerce yükseliyor.

Kent merkezindeki limanda mendireğe çarparak yükselen dalgalar ise tsunami görüntüsünü andırıyor.

Meteoroloji yetkilileri ise Batı Karadeniz'de şiddetli fırtına görülmediği, ancak 1,5 metre boyundaki mutedil dalgaların kayalara ve mendirek tabir edilen dalgakıranlara çarpmasıyla yüksek gibi algılandığı kaydetti. Fırtınalı havanın Orta ve Doğu Karadeniz'e kaydığı bildirildi.

(CİHAN)

Dikkat! Son gün 24 Aralık


Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu'ndan (YKYK) burs ve öğrenim kredisi alacak öğrenciler, 24 Aralık tarihine kadar belgelerini teslim edebilecekleri bildirildi.
Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü'nden yapılan yazılı açıklamada, kuruma burs ve öğrenim kredisi almak için 468 bin 389 öğrencinin başvuruda bulunduğu belirtildi.

KYYK'nin açıklaması şöyle sürdü;

"468 bin 389 öğrenciden 87 binine burs, geri kalan tüm öğrencilere de öğrenim kredisi tahsisi yapılacak. Katkı kredisi almak için başvuran 303 bin 75 öğrencinin de tamamına tahsis yapıldı. Burs, öğrenim ve katkı kredisi değerlendirme sonuçlarının, kurumun ''www.kyk.gov.tr'' internet adresinden TC kimlik numaraları girilerek öğrenilebileceği, öğrencilerin taahhüt senetlerini 18-24 Aralık 2009 tarihleri arasında herhangi bir noterde vergi, resim ve harç için para ödemeksizin tanzim ve tasdik ettirdikten sonra 24 Aralık 2009 tarihi mesai bitimine kadar kurumun bölge veya yurt müdürlüklerine teslim edilecek. Bölge veya yurt müdürlüğü bulunmayan yerlerdeki öğrencilerin de ''Cemal Gürsel Caddesi No: 61 06590 Cebeci/Ankara'' adresindeki Kredi Dairesi Başkanlığına posta ile belgelerini gönderebileceği ya da elden teslim edebilecekler. Senetlerini belirtilen tarihlerde kuruma teslim eden öğrenciler, burs veya öğrenim kredilerini 11 Ocak 2010 tarihinden itibaren Ziraat Bankasının ilgili şubelerinden alabilecekler."

İHA

Emel Sayın'ın acı günü


Ünlü sanatçı Emel Sayın hayattaki en acı günlerinden birini daha yaşadı. Sayın'ın kız kardeşi Şenel Sayın yaşamını yitirdi.

Sanatçının menajerliğini yapan yeğeni Nergiz Mizanoğlu'nun annesi olan Şenel Sayın'ın ani vefatı ailesini yasa boğdu. Bugün gazetesinin haberine göre; kendisinden iki yaş küçük olan kardeşiyle çok iyi anlaşan ve fikirlerine oldukça değer veren Emel Sayın, "Kardeşine aynaymış gibi baktığını ve her zaman çok güvendiğini dile getirirdi. 64 yaşındaki ünlü sanatçı geçtiğimiz yıllarda ablası Ayşe Hülya Gücüyener'i de kaybetmişti. Son vefat ile Sayın'ın hayatta bir kız kardeşi kaldı.

Bu fotoğraflar bugün çekildi - Foto


Edirne'de Tunca Nehri'nin taşması sonucu Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nin yapıldığı Sarayiçi mevkisi ile bazı tarım alanları yer yer sular altında kaldı. Meriç Nehri'nin debisi de artmaya devam ediyor.
Meriç, Arda ve Tunca nehirlerdeki su debisinin yükselmesi nedeniyle Sarayiçi mevkisindeki Kanuni ve Fatih köprüleri ile Yeniimaret mevkisindeki Yalnızgöz Köprüsü geçici olarak trafiğe kapatıldı. Edirne Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, su debilerinin artması halinde sular altında kalması muhtemel üç köprünün giriş ve çıkışlarına güvenlik şeridi çekti. Tunca Nehri'nin taşması sonucu Adalet Kasrı, Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nin yapıldığı Sarayiçi mevkisi yer yer sular altında kaldı. Ayrıca nehir kenarlarında bulunan bazı balıkçı barınaklarını da su bastı. Bu sabah yapılan ölçümlerde, Tunca Nehri'nin debisi 216 metreküp/saniye, Meriç Nehri'nin debisi de 466 metreküp/saniye olarak tespit edildi. Edirne Valiliğince oluşturulan kriz masasının çalıştığı ve her türlü önlemin alındığı belirtildi.


Edirne'den geçen nehirlerin sabah 08.00 sıralarında yapılan ölçümlerde su seviyelerinin önemli ölçüde arttığı belirlendi. Öğleden sonra daha da artması beklenen su seviyesi Tunca Nehri'nde 216 metreküp/saniye, Meriç Nehri'nde ise 466 metreküp/saniye olarak tespit edildi.

Edirne'de sabah saatlerinde başlayan sağanak yağış öğle saatlerinde etkisini arttırdı, cadde ve sokaklar adeta göle döndü. Araçlar yollarda mahsur kalırken, bazı binaların alt katlarında küçük çaplı su baskınları oluştu. Edirne'de sabah saatlerinde başlayan ve gün boyunca devam eden yağmur yağışı hayatı felç etti. Göle dönen cadde ve sokaklarda çok sayıda araç yollarda mahsur kaldı, bazı ev ve işyerlerinin bodrum katlarını su bastı. Kent merkezinde sabah saatlerinde başlayan ve gün boyu devam yağış hayatı olumsuz etkiledi. Yağmura hazırlıksız yakalanan vatandaşlar bina altlarına ve otobüs duraklarına sığındı. Tıkanan rögarlar nedeniyle cadde ve sokaklar göle döndü.

Çok sayıda araç yollarda mahsur kalırken, trafikte de aksamalar meydana geldi. Bazı ev ve işyerlerinin bodrum katlarını su bastı. Edirne de gece saatlerinde kar yağışı bekleniyor

Edirne Valisi Mustafa Büyük, Tunca ve Meriç Nehri'nin debilerinin arttığını belirterek, ''Taşkın ihtimaline karşı önlemlerimizi alıyoruz'' dedi. Tunca Nehri'nin taşan bölümlerinde incelemelerde bulunan Vali Büyük, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, bölgedeki aşırı yağışlar nedeniyle Meriç ve Tunca nehirlerinin debilerinin arttığını söyledi.

Tunca Nehri'nin bazı bölgelerde yatağından taştığını ifade eden Büyük, şöyle konuştu: ''Tunca Nehri üzerindeki Yalnızgöz ve Fatih köprüleri civarında su seviyesi hızla artıyor. Tahminen öğleden sonra burada su seviyesi daha da yükselecek. Nehirlerimizde debi artışı devam ediyor, taşkın ihtimaline karşı önlemlerimizi alıyoruz. Meriç Nehri'nin debisi şu anda tehlike sınırlarında değil. Tunca Nehri'nin taştığı bazı geçiş noktalarındaki köprülerimiz trafiğe kapatıldı. Su seviyesine göre gerekli önlemlerimizi alacağız.''

Edirne'de daha önce yaşanan nehir taşkınları nedeniyle bazı önlemlerin de alındığını belirten Büyük, su taşkınlarının yaşandığı kesimlerde daha önceden seddelerin yükseltildiğini bildirdi.

Tunca Nehri'nin taşması sonucu Adalet Kasrı, Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nin yapıldığı Sarayiçi mevkisi yer yer sular altında kaldı. Polis ekipleri, Yeniimaret mevkisindeki Tunca Nehri'nde suyun debisinin yükselmesi nedeniyle Yalnızgöz Köprüsü'nü trafiğe kapattı.

AA - CİHAN - DHA

Berlusconi'ye saldırı düzmece mi?


İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi'nin pazar günü Milano'da uğradığı saldırı komplo teorilerine de konu oldu.

Youtube aracılığıyla yayımlanan bir videoda, saldırının belirli bir senaryo doğrultusunda sahnelenmiş düzmece bir olay olduğu ileri sürüldü. İktidar ve muhalefet ise iddiayı "saçma" olarak niteledi.

İtalyan devlet televizyonu RAİ'nin haber kanalı Rainews 24'ün görüntüleri eşliğinde hazırlanan 8 dakikalık videoda, saldırının Berlusconi'nin kamuoyunu yönlendirme amacıyla sahnelediği bir oyun olduğu iddia edildi.

"La verita sull'aggressione di Berlusconi" (Berlusconi'ye saldırının aslı) ve "L'aggressione a Berlusconi una montatura?" (Berlusconi'ye saldırı düzmece mi?) başlıkları ile yayımlanan videoda, komplo teorisi doğrultusunda, halen tutuklu durumdaki 42 yaşındaki Massimo Tartaglia'nın kiralanmış bir aktör olduğu ima edildi.

Videoda, Berlusconi'nin elinde saldırı öncesinde yüzünü kapatmaya yarayacak bir kağıt olması, elinde bir mendili hazır bulunması, saldırıya uğradığı anın net görüntülenmemesi, ilk anda yüzde hiç kan olmaması, korumaların kendisini aracın içine sokmasının ardından birkaç saniye sonra çıktığında ise yüzünde kan görülmesi, olayın düzmece olduğunun göstergesi gibi yorumlandı.

Videoyu hazırlayanlar, Berlusconi'nin gerçekte saldırıya uğramadığını, aracın içinde yüzüne spreyle kan sıkıldığını, gömlekte kan lekesi görülmemesinin de bunu kanıtladığını ileri sürdüler.

Berlusconi'nin Duomo'daki olayla, saldırıya uğrayan dünya liderlerinden esinlenerek kendisine puan toplamayı amaçladığının iddia edildiği video, "İnternet toplumumuzun aynasıdır. İnsanlar, televizyonlar ve gazeteler aracılığıyla olduğu gibi maalesef internet aracılığıyla da manipule edilebiliyorlar. Karar sizlerin" cümlesiyle son buluyor.

AA

Petrol boru hattına sabotaj


Irak, Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattına düzenlenen sabotaj nedeniyle, ham petrol sevkiyatının durduğunu bildirdi.
Irak Petrol Bakanlığı sözcüsü Asım Cihad, boru hattının 55. kilometresindeki bölümüne düzenlenen sabotajda hasar meydana geldiğini ve önemli miktarda ham petrolün dışarı aktığını belirtti.

Petrol sevkiyatının durduğunu belirten sözcü, Kuzey Petrol Şirketine (NOC) bağlı teknisyenlerin hasarı tespit için olay yerine gittiklerini kaydetti.

AA

Yüreklerin ağza geldiği an - Foto


Kurt Welden adındaki kayakçı Avusturya’nın Carinthia bölgesindeki Mölltal buzdağında snowboard yaparken az daha yüzlerce metre aşağı uçuyordu.
Dağın yamacından aşağıya kayan 31 yaşındaki Avusturyalı sporcu, yamacın eşiğine geldiği son anda fark edince ölümden döndü. Aşağı düşmekten sadece birkaç santim fark ile kurtulan Welden, sıkışıp kaldığı noktada dengesini yitirmemek için can havliyle kar kazıyarak kendine yer açtı.

En yüksek noktası 3 bin metre olan Mölltal Dağında saatlerce ölümle burun buruna kalan kayakçı helikopter ile kurtarıldı.

Avusturya’nın Mölltal Dağı toplam 56 km’lik pisti ile Avrupa’nın önde gelen kayak merkezlerinden biri.

Karanlık maddenin izi bulundu mu?


Amerikalı bilim adamları, evrenin kütlesinin yüzde 90'ını oluşturan ve bilim dünyası için hala bir bilmece olan karanlık maddenin varlığını ortaya koyabilecek işaretleri ilk kez tespit ettiklerini bildirdi.
Amerikalı fizikçiler, Minnesota'da yerin 800 metre altındaki bir demir madeninde yapılan deneyde, ilk kez karanlık madde parçacıklarının varlığını gösterdiği düşünülen sinyalleri tespit etmeyi başardıklarını açıkladı.

Deneyde, karanlık maddeyi yaptığı düşünülen "zayıf etkileşimli büyük parçacıklar"a (Weakly Interacting Massive Particles-WIMPs) odaklanan bilim adamları, araştırmalarında Dünya'yı her gün bombardıman eden kozmik ışınlardan çok uzakta, mutlak sıfıra yakın bir sıcaklıkta (-273,15 santigrat derece) soğutulmuş germanium ve silikon kristaller kullandı. Deney sırasında, kristallerin bu zayıf etkileşimli büyük parçacıkların çarpmasıyla titremesi ve detektörün sıcaklığını çok zayıfça arttırması bekleniyordu.

The Cryogenic Dark Matter Search (CDMS) adı verilen projenin başında yer alan Dan Bauer, karanlık madde özelliklerinden beklenenlerin tümüne uygun iki parçacık tespit ettiklerini belirtti.

Chicago Üniversitesi'nden teorisyon Craig Hogan da deneyin sonuçlarının heyecan verici olduğunu söyleyerek, birkaç yıl sürecek bu deneyler sırasında 3 veya 4 kez daha benzer etkileşim kaydedilirse, bunun karanlık maddenin varlığını ispat edebileceğini belirtti.

Avrupalı bilim adamları, yüzyılın deneyi olarak adlandırılan ve araştırmayı yürüten Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi'ne (ANAM-European Organization for Nuclear Research (Cern) ait Büyük Hadron Çarpıştırıcısı'nda gelecek yıl yapılacak deneyde, yüksek enerjili protonları çarpıştırarak, Büyük Patlama anındaki koşulları oluşturulmaya çalışacak.

AA

Amerika kara teslim


Amerika'nın doğu yakası kara teslim oldu. Noel tatili öncesi yağan kar, 50 santimetreye ulaştı.

24 saat aralıksız yağan kar başkent Washington ve çevre eyaletlerinde hayatı olumsuz etkiliyor. Kar nedeniyle uçuşlar iptal olurken, otobüs seferleri durduruldu, metrolar çalışmaz oldu. 3 binden fazla trafik kazası meydana gelirken birçok araba da yollarda mahsur kaldı.

Virginia eyaletinde 3 kişi fırtınada ölürken, bir kişi de kar nedeniyle meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybetti. Elektrik kesintilerine de neden olan fırtına ve kar yağışı nedeniyle 500'den fazla kişi Virginia eyaletinde koruma altına alındı.

Son yılların en fazla kar yağışının görüldüğü Washington ve çevresinde okullar tatil edildi, alışveriş merkezleri erken kepenk indirdi. Kiliselerin de büyük bölümünün pazar ayinini gerçekleştiremeyeceği bildirildi.

Yoğun kar yağışının Noel'den önceki son hafta sonunda yaşanması, satışları da olumsuz etkiledi. Mağazalar geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 30 daha az satış yaptıklarını açıkladı.

Bu kadar olumsuz etkisine rağmen, Amerikalılar Noel'e karla girmekten memnun olduklarını söyledi.

(CİHAN)

Savaşın acımasız yüzü...


Son 30 yıldır savaş ve iç çatışmaların yaşandığı Afganistan'da halk, istikrar ve huzura hasret. Her 3 çocuktan biri yetim, nüfusun yüzde 88'i içilebilir temiz suya ulaşamıyor.

Afganistan halkının çoğu, su ihtiyaçlarını uluslararası kuruluşların açtığı kuyular veya açık havuzdan karşılıyor, bu kuruluşların gıda yardımıyla hayatta kalmaya çalışıyor.

Afganistan'ın her yerinde savaşın izlerine rastlamak mümkün. Bitmek tükenmek bilmeyen iç savaş ve yabancı güçlerin müdahalesi, Afgan halkının geleceğe bakışını köreltmiş.

Kabil'de yaşayan Şir Muhammet, AA muhabirine yaptığı açıklamada, halkın umuttan söz edecek hali kalmadığını, iç savaşın halkın geleceğe yönelik umutlarını kararttığını söyledi.

Halkın yaşama umudunun tükendiğini, yönetime kim gelirse gelsin hiçbir faydası olmayacağını ifade eden Şir Muhammet, ''Gün boyunca taksicilik yapıyorum, hayatım yine aynı. Evden çıkmadan yatıyorum, yine aynı. Geleceğe umutla bakamıyorum. Ne olacağımız belli değil. Hala hayatta kalabilmemiz bizim için büyük bir şans. Çocuklarımızın geleceğini düşünmekten başka umudumuz kalmadı'' diye konuştu.

Bu arada, geçim sıkıntısı ve işsizliğin had safhada olduğu Kabil sokaklarında çok sayıda dilenci bulunuyor.

-NÜFUSUN YÜZDE 88'İ İÇİLEBİLİR SUYA ULAŞAMIYOR-

1 doların 45 ile 50 Afgani (Ortalama 3 ekmek alınabiliyor) olduğu Afganistan'da nüfusun yüzde 88'i içilebilir temiz suya ulaşamıyor.

Enflasyonun yüzde 128'lerde seyrettiği Afgan topraklarında en çok tüketilen gıda maddesi ise pirinç ile ekmek. Kadınların sadece yüzde 12'si eğitilmiş kişiler eşliğinde doğum yaparken nüfusun en az yüzde 70'i iyi beslenemiyor. En sık ölüm nedenleri ise açlık, susuzluk ve bulaşıcı hastalıklar.

15 yaşın üzerinde okuryazar oranı yüzde 15'in altında. Afgan nüfusunun 4,5 milyonu komşu ülkelere sığınmış durumda.

Afganistan'da patlamaya hazır 30 bin arazi mayını olduğu tahmin ediliyor. Bunların sadece 10 bininin yeri tespit edilmiş.

Ülkede 3 milyon 800 bin kişi, Birleşmiş Milletlerin gıda yardımına muhtaç. Dünya Gıda Programı, bu sayının 1 Ekim itibarıyla 5.5 milyona çıkacağı tahmininde bulunuyor.

Savaşlar nedeniyle her 3 çocuktan biri yetim kalıyor, her 4 bebekten biri, 5 yaşına ulaşmadan ölüyor. Ülkede ortalama yaşam süresi 45-50 yıl.

AA

İşte dünyanın en büyük fotoğrafı


Dünyanın en büyük fotoğrafı Almanya'nın Dresden şehrinde çekildi.
Canon 5D Mark II fotoğraf makinesi ve 400mm lens ile çekilen panoramik fotoğraf 297.500 x 87.500 piksel yani 26 gigapiksel boyutunda. Basılırsa kağıt üzerinde 105 metreye 35 metre yapıyor.



Bu fotoğraf 1.665 adet 21.5 megapiksellik fotoğraftan birleştirildi. Bir robot tarafından 172 dakikada çekilen fotoğraf, 102 GB ham fotoğraf bilgisinin, 48GB bellek ve 16 işlemci tarafından 94 saat boyunca işlenerek oluşturuldu. Çekim esnasında en büyük sorun gün içerisinde ışık değiştiği için hız olmuş. Bu yüzden bellek kartına değil, veri direkt PC'ye aktarılmış. Aralık 2009 itibariyle dünyanın en büyük fotoğrafı.

Panorama Almanya'nın Dresden şehrinde, Haus der Presse çatısında çekildi. Solda Ostragehege'dan başlıyor, merkezde şehrin kongre merkezi var. Sağda Maritim Hotel yer alıyor. Arka planda Pemperoper, kale ve kilise görülüyor. Daha da arka planda televizyon kulesi ve Sakson İsviçre'si görünüyor. Fotoğrafın sağında Dresden'in güneyi görünüyor.

Emekli uzman çavuşa ek gözaltı


Levent Ersöz'ün tedavi gördüğü hastane önünde ateş açan Erhan Keskin için ek gözaltı süresi alındı.
İÜ İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi bahçesinde havaya ateş açtıktan sonra gözaltına alınan Erhan Keskin, Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'nde yapılan sorgusunun ardından Emniyet Müdürlüğü'ne geri götürüldü.

İkinci ''Ergenekon'' davasının tutuklu sanığı emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün tedavi gördüğü Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü'nün bulunduğu binada ve bahçesinde önceki gece havaya ateş ettiği iddiasıyla gözaltına alınan, Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne sevk edilen Erhan Keskin, burada Cumhuriyet savcılarından Bilal Bayraktar tarafından sorgulandı.

Yaklaşık 2 saat süren sorgulamasının ardından, şüpheli Erhan Keskin, Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince yeniden gözaltında tutulduğu İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Hakkında 1 gün daha ek gözetim süresi alındığı öğrenilen Erhan K'nın, sorgu dosyasını ''Ergenekon'' soruşturmasını yürüten Cumhuriyet savcılarının da incelediği ve bu savcılar tarafından da ifadesinin alınabileceği belirtildi.

Emekli uzman çavuş, çifte silahla hastanede yakalanmıştı

İkinci Ergenekon davası sanığı emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün tedavi gördüğü İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü'nün bulunduğu binada önceki gün 22.00 sularında ilginç bir olay yaşandı. Edinilen bilgilere göre, ziyaret saati olmamasına rağmen binada dolaşan emekli uzman çavuş Erhan Keskin(41), Ersöz'ün tedavi gördüğü iç hastalıkları servisine çıktı. Güvenlik görevlileri emekli uzman çavuşa, orada ne aradığını sordu. Keskin hastanede yatan bir akrabasının refakatçisi olduğunu söyledi. Hasta kayıtlarını inceleyen güvenlik görevlileri, şahsın verdiği isimde bir hasta olmadığını belirledi. Güvenlik görevlilerinin durumu fark ettiğini gören şüpheli şahıs, kaçmaya başladı. Saldırgan hastane dışına çıkınca belinden çıkardığı tabancayla havaya ateş açtı. Hastane girişindeki taksicilerin de yardımıyla güvenlik görevlilerince yakalanan şahıs, polise teslim edildi. Şüphelinin yakalanmasında yardımcı olan taksiciler de olaya ilişkin şunları söyledi: "Güvenlikçiler şahsı buraya kadar kovaladılar. Önünü kestik. Yere düşünce yakaladık. Albay olduğunu söylüyormuş."

Emekli uzman çavuşun, ifadesinde Levent Ersöz'ü tanımadığını söylediği bildirildi. 1988 yılında Ankara Astsubay Sınıf Hazırlama Okulu'ndan uzman çavuş olarak mezun olduğunu belirten Keskin'in SGK sorgulamasında uzman çavuş olarak TSK'dan emekli olduğu anlaşıldı. Keskin'in akli dengesinin yerinde olduğunu belirten yetkililer, şahsın üzerinden biri kurusıkıdan bozma, diğeri de ruhsat tarihi geçmiş iki silah bulunduğunu ifade etti. Saldırganın bugün adliyeye sevk edilmesi bekleniyor.

Ersöz, daha önce 'güvenlik gerekçesiyle' GATA'ya sevkini istemiş ancak talep reddedilmişti. Ersöz'ün avukatı Ali Rıza Dizdar, olayla ilgili kafalarının karışık olduğunu söyledi. Dizdar, "Söz konusu olay beni korkuttu. Ya binaya giren bir canlı bomba olsaydı da pimini çekseydi ne olurdu? Kuşkulu bir olay. Biz üzerimize alınmıyoruz. Silahına binadan çıkınca sarılmış ve ateş etmiş etrafa. Bir insan dışarı çıkarılınca niye ateş eder ki? 'Birileri müvekkilime mesaj mı vermek istiyor acaba? 181 sayfalık yazılı savunmamız hazır. Yazılı savunmayı sunduğumda herkes neyin ne olduğunu görecek." şeklinde konuştu.

Levent Ersöz, bir başka Ergenekon sanığı Şener Eruygur'un jandarma genel komutanı olduğu dönemde İstihbarat Dairesi başkanı olarak görev yapıyordu. Ergenekon'da kilit bir rolü bulunan Ersöz, yakalandıktan sonra verdiği ilk ifadesinde, her şeyi komutanlarının talimatları doğrultusunda yaptığını aktarıyordu. Ersöz, internete düşen bir ses kaydında ise tehditvari açıklamalarda bulunmuştu. Karanlığa gömülmek istendiğini söylüyordu: "Ben kendim de bazen ışık göremiyorum. Ben eğer ışık görürsem onlar da ışık görecekler; ben ışık göremezsem, onlar hiç ışık göremezler. Onurumla direniyorum."

Tavandan el bombası düştü!


Şırnak Askerî Hastanesi’nin tavan arasında el bombası saklandığı ortaya çıktı. Dört bomba hastanedeki tadilat sırasında tesadüfen bulundu ve imha edildi.

Şırnak 23. Jandarma Tümen Komutanlığı’nda bulunan askeri hastanede tavana gizlenmiş dört adet savunma tipi el bombası bulundu. 22 Ekim 2009 tarihinde Askerî Hastane’nin Tıbbi Gaz Sistemi yapımı sırasında, görevliler tavan borularını kontrol ederken, tesadüfen el bombaları düştü.

Şans eseri yakalanan bombalar, herhangi bir kazaya sebep olmaması için itina ile bantlanarak muhafaza altına alındı. Ardından da tutanak tutuldu. 22 Ekim 2009 tarihinde Jandarma Tabip Asteğmen Serkan Ketenciler, İdari İşler Astsubayı Jandarma Kıdemli Başçavuş Duran Duygu ve Sıhhiye Onbaşı Vural Özmen’in altında imzası bulunan tutanak da olay şöyle anlatıldı:

Tavandan el bombası düştü

“22 Ekim 2009 tarihinde saat 10:20 sıralarında Askerî Hastane’de Tıbbi Gaz Sistemi yapımı sırasında, Klinik bölgesinde çalışma sırasında, asma tavanın açımı sırasında dört adet el bombasının düştüğü tesbit edildi. Yapılan ilk incelemede el bombalarının taarruz el bombası olduğunu, taba kısımlarının beyaz şeffaf bantla sarılmış olduğu tespit edilmiş olup, gerekli emniyet tedbirleri alındıktan sonra, belli bir süre beklenerek emniyet alındıktan sonra incelenmek üzere alınmış olup iş bu tutanak tarafımdan tanzim ve imza altına alındı.”

Hastane İdari İşler Astsubayı Duran Duygu, bu tutanağın ardından, el bombalarını Jandarma İstihbarat Üsteğmen Coşkun Ulusoylu’ya teslim etti. Teslim sırasında “Teslim Tesellüm Belgesi” düzenlendi. Her iki asker de belgenin altına imza attılar. Şırnak Askerî Hastanesi Baştabibi Jandarma Tabip Binbaşı Yusuf Özdemiroğlu da bu belgeye “görüldü” imzasını attı.

Komutan tanıdık bir isim

Askerî Hastane’den Şırnak 23 Jandarma Tümen Komutanlığı’na götürülen bombalar, daha sonra imha ettirildi. Bombaların imha emrini veren isim ise Şırnak 23. Jandarma Tümen Komutanı Tümgeneral Mustafa Bakıcı. Bakıcı’nın ismi internet andıcında da geçmişti. Bakıcı, dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Hasan Iğsız’la birlikte andıçta imzası bulunan isimlerden biriydi. Hatırlanacağı gibi İrticayla Mücadele Eylem Planı’nın ardından belgenin orijinalinin yanı sıra İnternet Andıç’ı belgesini de meçhul subay savcılara göndermişti. Genelkurmay Adli Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu da bu andıcı kabul etmiş, Başbakanlık emriyle 47 internet sitesini kurduklarını ve işlettiklerini itiraf etmişti. Ancak Başbakanlık’ta böyle bir talimat bulunamayınca, Çubuklu, 2001 yılında Bülent Ecevit hükümeti döneminde bu emri aldıklarını açıkladı. Fakat, Ecevit’in başbakanlığı döneminde de yazılı emir bulunamayınca, sözlü emir alındı diyerek olay kapatılmaya çalışılmıştı.

Sorular cevap bekliyor

Askerî hastanenin tavanına saklanıp, şans eseri yakalanan taarruz tipi el bombalarının ardından şu sorular cevap bekliyor: Bir hastanede el bombaları neden saklanır? Bombaları saklayanlar hakkında her hangi bir araştırma yapıldı mı? Yoksa olağan bir durum gibi sadece tutanak tutulup, sonra imha mı edildi? Kullanıma hazır haldeki bu bombaları saklayanların amacı neydi? Her hangi bir eylem için hazırlanmış olup, eylem zamanı geldiği zaman hastaneden alınıp, hedefe yönelik olarak mı kullanılacaktı? Yoksa hedef bizzat hastane miydi? Hastane yatan askerî personel üzerinde bir katliam mı planlanmıştı?TARAF

Sahneye şimdi de bayan Çölaşan çıktı!


Danıştay emekli Başsavcısı Tansel Çölaşan katsayı düzenlemesiyle ilgili aba altından sopa gösterdi.
ÇÖLAŞAN: BU KARAR DA YARGIDAN DÖNERSE ŞAŞIRMAMALIDIR

İlk Kurşun Gazetesindeki yazısında YÖK'ün yeni katsayı düzenlemesini yorumlayan Tansel Çölaşan satır aralarında kritik noktalara mesajlar gönderdi ve yeni belirlenen katsayının da yargıdan dönebileceğini hatırlattı.

İşte Çölaşan'ın yazısının ilgili bölümleri:

“Farklı katsayı uygulamasını kaldıran kararı yargıdan dönen YÖK, yargı kararlarını şeklen uygulamış, gereğini yerine getirmemiştir. Bu karar da yargıdan dönerse şaşırmamalıdır.

Yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.

Kuşkusuz yargı idare yerine geçerek idari işlem veya eylem niteliğinde ya da takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremez. Bu şu demektir; yargı (katsayı 12 olsun,15 olsun) diyemez. Ama ne yapar ? Tespit edilen katsayının Milli Eğitim Temel Kanunu ile Yüksek Öğretim Yasası ve tabii ki anayasaya uygun olup olmadığının hukuki denetimini yapar.

YÖK daha önce 21.07.2009 günü kararı ile 1999 yılından beri uygulanmakta olan Farklı Katsayı sistemini değiştirmiş, genel lise, meslek lisesi ayırımı yapmadan katsayıyı tüm öğrenciler için (0.15) olarak eşitlemişti.”

Çölaşan yazısında yeni katsayı düzenlemesine karşı olduğunu anlattı:
“Diğer bir anlatımla YÖK, yargı kararlarının gereğini yerine getirerek yeni bir karar verecekse, katsayı milli eğitim sisteminin yönlendirmeye ilişkin kurallarına uygun olmalı, örgütleniş biçimindeki bütünlüğü bozmamalı, 2547 sayılı yasanın 45. maddesinde yer alan kuralların uygulanmasını bertaraf edecek nitelikte olmamalı, sonuçta “Farklı Statüdeki Öğrencileri” aynı koşullara tabi kılarak (genel lise çıkışlılar aleyhine) yine hak kaybına yol açmamalıdır.

YÖK gecikmeden karar verdi ve yargı kararlarına şeklen uydu. Farklı katsayı belirledi. Buna göre; meslek lisesi mezunları, aldıkları mesleki eğitim devamı niteliğinde bir yüksek öğretim programı seçerlerse, üniversiteye giriş puanları hesaplanırken, orta öğretim başarı puanları (0.15) katsayı ile alanları dışında bir yüksek öğretim programı seçmeleri halinde ise (0.13) katsayı ile çarpılacak.”

ÇÖLAŞAN KATSAYININ NE OLDUĞUNU ANLATTI:

“Nitekim 2547 sayılı yasanın, yükseköğretime giriş başlıklı 45. maddesinde anılan hükümlere paralel düzenlemeler yer almış, (a) bendinde de: bir mesleğe yönelik program uygulayan lise mezunlarının aynı alanda bir yüksek öğretim kurumuna girerken başarı notlarının ayrıca belirlenecek bir katsayı ile çarpılıp giriş sınavı puanlarına ekleneceği belirtilmiştir. Yani katsayı meslek lisesi mezunlarının aynı alanda bir yüksek öğretim programına yönelmelerini sağlamak üzere getirilmiş bir teşviktir. Amacı aynı alanda bir yüksek öğretime yönelmelerini sağlamaktır. Bu amaç, Milli Eğitim Temel Yasası'nın yönlendirmeye ilişkin kurallarına uygun olup devamı niteliğindedir.

O halde yargı kararları uygulanacaksa, YÖK'ün yapacağı katsayı düzenlemesi bu yönlenmeyi sağlayacak nitelikte, bu amaca yönelik olmalıdır. Bu sonucu doğurmayacak bir düzenleme yine yasa hükümlerine, milli eğitim sisteminin yönlendirmeye ilişkin kurallarına aykırı olacak, sonuçta örgütleniş biçimdeki bütünlüğü de bozacak ve yargı kararlarının gereği yerine getirilmemiş olacaktır.”

Çölaşan bu düzenlemeyle düz lise mezunlarının hak kaybına uğrayacağını ve onların önlerinin kesileceğini iddia ederek düzenlemenin imam hatip liseleri için yapıldığını savundu ve son sözü söyledi.

VE SON SÖZÜ SÖYLEDİ: YARGIDAN DÖNEBİLİR

“Milli eğitim sistemini belirleyen yasa kuralları ve anayasal kurallar gözetilmeden alınan son YÖK kararının da yargıdan dönmesine şaşırmamalıdır.”

Tansel Çölaşan'ın bu yazısı YÖK'ün yaptığı yeni düzenlemeye de önümüzdeki günlerde itirazın olabileceği ve Danıştay'ın yine bir durdurma kararı verebileceği şeklinde yorumlandı.

Felçli dilenci hastanede yürüdü !


Mersin'de zabıta ekipleri tarafından yakalanan ve belden aşağısının tutmadığı ileri sürülen dilenci, götürüldüğü hastane kapısında ayaklarının üzerinde doğrularak yürümeye başladı. İşte görüntüleri..
Merkez ilçe Toroslar Belediyesi Zabıta Müdürlüğü'ne bağlı ekiplerce gerçekleştirilen operasyon sonucu semt pazarında dilenirken yakalanan A.A. (21), engelinin yüzde 80 oranında olduğunu ve ayağa kalkamayacak durumda olduğunu ileri sürerek, zabıta ekiplerinden kaçmaya çalıştı. A.A.'ya inanmayan ekipler, sağlık kontrolü için kendisini Mersin Devlet Hastanesi'ne sevk etti. Burada hastane girişinde belden aşağısının felç olduğunu ileri süren A.A., birden ayağının üzerinde doğrularak, zabıtaların şaşkın bakışları altında yürümeye başladı.

Zabıta amirinin; "Peki neden semt pazarında yakalandığında bize engelli olduğunu söyledin?" şeklindeki sorusuna A.A., şu yanıtı verdi; "Pazar esnafı ve çevrede toplanan vatandaşların beni dövmesinden korktuğum için yalan söylemek zorunda kaldım." Hastanede yapılan kontrolün ardından Toroslar Belediyesi Zabıta Müdürlüğü'ne getirilen A.A.'nın yapılan üst aramasındaysa üzerinden 103 TL çıktı. Geçim kaynağının dilenmek olduğunu kaydeden A.A., her gün annesiyle birlikte Adana'nın Kozan ilçesinden yola çıkıp Mersin'e geldiğini ve kentte dilencilik yaparak para kazanmaya çalıştığını anlattı. İyi bir iş bulması halinde dilenciliği bırakabileceğini kaydeden A.A., bu konuda da yetkililerin kendisine destek vermesini istedi.

İnsanların duygularını sömürerek, haksız kazanç elde edenlere asla müsaade etmeyeceklerinin altını çizen Toroslar Belediyesi Zabıta Müdürü Ergün Kayhan ise, "Eğer vatandaşlarımız, yardıma muhtaç ve düşkünlere yardım etmek istiyorsa, gerçekten ihtiyaç sahibi insanları tespit edip, buna göre yardım ellerini uzatmalılar" dedi. Hakkında 'Kabahatler Kanunu'nun ilgili maddesine göre tutanak tutularak para cezası verilen A.A.'nın, üzerinden kimlik çıkmaması nedeniyle İl Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı ekiplere teslim edildiği bildirildi.

Sıcak çay içenler bunu biliyor mu?


Gümüşhane İl Sağlık Müdür Yardımcısı Op. Dr. H. Volkan Kara, çok sıcak çayın yemek borusu kanserine yakalanma riskini artırdığını belirtti. Yemek borusu kanserlerinin, tedavi edilmemesi halinde ölümcül bir etkiye sahip olabileceğini kaydeden Op. Dr. H. Volkan Kara, çok sıcak sıvı tüketiminin sakıncalarını dile getirdi.

Yemek borusu kanserine çay gibi sıcak içeceklerin yanı sıra aşırı alkol, sigara, nitrat, nitrit, uyuşturucu kullanımı, salamura yiyeceklerdeki mantar toksinlerin de sebep olacağını belirten Dr. Kara, "Günümüzdeki birçok kanser türü gibi yemek borusu kanseri de çevresel etkenlerle yakından ilişkilidir. Bunların başında sigara içmek yer alır. Özellikle alkol kullanımı ve aşırı sıcak içecekler de bu oranı daha fazla artırıyor. Sık ve aşırı sıcak sıvı tüketimini en uygun seviyeye indirmemiz lazım." dedi.

Çayı ve kahveyi 70 dereceden sıcak içmenin kanser riskini 8 kat artırdığını vurgulayan Dr. Kara, "Çayı ve kahveyi çok sıcak içmeyin. Sıcak içeceklerin yeterince soğumasını bekleyerek, yemek borusu kanserlerinde ciddi azalma sağlayabilirsiniz." diye konuştu.
(CİHAN)

İran'da gösteri gibi cenaze


Muhalif din adamı Muntazeri'nin cenazesine onbinlerce kişi katıldı
İran'da yönetimin önde gelen muhaliflerinden din adamı Büyük Ayetullah Hüseyin Ali Muntazeri'nin ölümünün ardından on binlerce kişi cenazesine katılmak üzere Kum kentinde toplandı. Munteziri muhalif kesimleri buluşturan görkemli cenaze töreninin ardından aynı kentte toprağa verildi.
İran hükümeti, Muntazeri'nin cenaze töreniyle ilgili olarak yerel basına ek sınırlamalar getirilirken, yabancı basının töreni izlemesine izin verilmedi.
Gözaltına alınanların olduğu ve cenaze törenine katılmak isteyen çok sayıda kişinin engellendiği iddia edildi. Ayrıca internet erişimine de sınırlama getirilmiş durumda.

Haziran ayındaki tartışmalı cumhurbaşkanlığı seçiminden bu yana muhalif gösterilere izin verilmiyor. Reformcu kanatla bağlantılı internet siteleri taraftarlarını cenazede yer almaya çağırmıştı. Muhalefet liderleri Mir Hüseyin Musavi ve Mehdi Kerrubi de bugünün ulusal yas günü olması çağrısında bulundu.

Reformcuların internet sitelerinden Tahir, Kum'da güvenlik kuvvetlerinin sıkı önlemler aldıklarını da belirtti. Devrimin öncülerinden Muntazeri, İslam rejimini kuran 1979 devriminin itici güçlerinden biri olmuş, hatta ülkenin lider adayları arasında adı bir dönem ilk sıralarda anılmıştı.

Şii rejimin saygın isimlerinden biri olan Muntazeri, Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın da önde gelen karşıtları arasındaydı. Devlet haber ajansı IRNA'nın Muntazeri'nin ölümüne ilişkin ilk haberlerinde 'Büyük Ayetullah' sıfatını kullanmadığı, 'eylemcilere yakın din adamı' ifadesine başvurduğu dikkat çekti.

Muntazeri, Haziran'daki seçimlerin ardından da Ahmedinejad yönetimini kınayan bir fetva yayınlamıştı. Ancak bu fetva Muntazeri'nin yönetimle ilk çatışması değildi. Ülke yöneticilerini İslam adına diktatörlük dayatmaya çalışmakla suçlayan Muntazeri, 1979 devrimini izlemesi gereken özgürlüğün hiç gelmediğini sıkça tekrarlamıştı. Devrimin lideri Ayetullah Humeyni'nin ölümü ardından ülkenin dini lideri olmaya çok yakınken, İran'ın insan hakları sicili konusunda Humeyni'yle, 1989'da ölümünden birkaç ay önce ters düşmüştü.

1997'de de Humeyni'nin halefi Ayetullah Hamaney'le çatışan Muntazeri, dini hiyerarşinin dışına çıkarak ruhani liderin yetkilerini sorgulamıştı. Bu çatışmanın ardından Muntazeri'nin lideri olduğu medrese kapatılmış, Kum kentindeki çalışma bürosu saldırıya uğramış, kendisi de altı yıl ev hapsinde tutulmuştu. Ev hapsinin ardından devlete bağlı yayın kuruluşları kendisini ''saf'' olarak nitelerken, kendisine ilişkin bilgiler ders kitaplarından silinmiş, adının verildiği cadde isimleri de değiştirilmiş, ancak kendisi bunlara rağmen muhalefetini sürdürmüştü.

İran'da monarşinin devrilmesinden önce Humeyni'ye destek amacıyla sokak gösterileri örgütleyen Muntazeri, daha sonra tutuklanmış ve cezaevinde işkence görmüştü.

Humeyni'nin Irak'ta sürgünde bulunduğu dönemde İran'daki temsilcisi daha sonra da halefi ilan edilen Muntazeri, ruhani liderin kararlarını sorgulamaya başlayıp, devrimin başarısızlıkları için şeffaf bir değerlendirme yapılması çağrılarının ardından da rejimle ters düşmüştü.

Son olarak Ahmedinejad'a yönelik muhalefeti ardından da reformcular için beklenmedik ilham kaynaklarından biri haline gelmişti. Muntazeri, görüşlerini 'dini sorumluluk duygusu'nun şekillendirdiğini söylüyordu.

BBC/AA

AK Parti'de sürpriz istifa


"Genel merkeze çağırıp, istifamı istediler"


Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Konya İl Başkanı Mustafa Çevik görevinden istifa etti.

17 Temmuz'da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı 3. Olağan İl Kongresi'nde 572 oyun 327'sini alarak il başkanlığına seçilen Mustafa Çevik, görevinden istifa etti. İHA muhabirinin telefonla ulaştığı Çevik, AK Parti'nin teşkilatlardan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Erdem'in bugün kendisini AK Parti Genel Merkezi'ne görüşmeye çağırdığını ve istifasını istediğini söyledi. Çevik, bu istek karşısında istifa ettiğini açıkladı.

İHA