11 Şubat 2010 Perşembe

Korkutan mail


Sakın aramayın. Yoksa kimlik bilgileriniz ellerine geçer, başkalarının yaptığı konuşmalar sizin cebinizden ödenir"


BEGÜM ÇELİKKOL / HABERTURK.COM

İnternet üzerinden tedirgin edici mail iletileri yine gelmeye devam ediyor. Daha önce kanser yapıcı gıdalardan, kontör uyarılarına kadar gelen uyarılara bir yenisi daha eklendi. İletide yazan uyarı da bir hayli ilginç: "Eğer bu numarayı ararsanız kimlik bilgilerinize ulaşılacak"

Uyarıyı yapan kurum olarak da İstanbul Büyükşehir Belediyesi Bilgi İşlem Şube Müdürlüğü olarak belirtiliyor.

"KONUNUN BİZİMLE İLGİSİ YOK"

Konuyla ilgili İstanbul Büyükşehir Belediyesi Bilgi İşlem Şube Müdürlüğü'nü aradık ve olayın aslını sorduk. Yetkililer kurumun bu iletiyle uzaktan yakından ilgilerinin olmadığını söyleyerek, "Bu ileti mailden maile dolaşıyor. Bizimle ilgisi yok. Emniyetten de aradılar onlara da gereken bilgi verildi" açıklamasını yaptılar.

İŞTE O MAİL:

UYARI: SAKIN BU NUMARAYI ARAMAYIN !

"İnternet ortamında dolaşan o mesaj şu: "Eğer; birisi sizi cep telefonunuzdan arayarak 'ESAT' veya 'ERICAL' adlı bir firmadan arıyoruz telefonunuzu kontrol etmek zorunda oldugunu ve bunun için ' 9090' ı aramanızı söylerse telefonunuzu derhal kapatın ve söylenen numarayı sakın aramayın. Söz konusu numarayı çevirmeniz, karşınızdaki bu sahsın sizin bütün kimlik bilgilerinize ulaşmasını ve yapacağı tüm telefon görüşmelerini sizin hesabınıza geçirmesini sağlayacktır! Lütfen, güç durumda kalmamaları için, bu notu yakin dostlarınıza da ulaştırarak onları da bilgilendirin

İstanbul Büyükşehir Belediyesi
Bilgi İşlem Şube Müdürlüğü"

YAZAN NUMARA ARANDIĞINDA NE ÇIKIYOR?

İletide yazan 9090 numarasını aradığınızda karşınıza bir bayan sesi çıkıyor ve "Özür dileriz. Bu numara aranamamaktadır" cümlesini söylüyor.

Haiti depreminin korkunç bilançosu


Haiti hükümeti, 12 Ocak'ta meydana gelen depremde ölenlerin sayısının 212 binden 230 bine yükseldiğini bildirdi.

İletişim Bakanı Marie-Laurence Jocelyn Lessegue, 24 Ocak'ta 150 bin, daha sonra da 212 bin olarak açıklanan ölü sayısının 230 bine çıktığını belirtti, ancak bu sayının da kesin olmadığını söyledi.

Bakan, 230 bin sayısına özel cenaze evlerinin yaptığı definlerle kendi yakınları tarafından gömülenlerin dahil olmadığını kaydetti.

Son rakamlarla birlikte, Haiti'deki depremde ölenlerin sayısı, 2004'te Asya'da meydana gelen tsunami felaketinde hayatını kaybedenlerin sayısına yükselmiş oldu.

84 yaşında dokuz canlı kadın


84 yaşındaki bir kadının 4 gün içinde dördüncü kattan iki kez düşmesi ve hâlâ yaşaması görenleri hayrete düşürdü.
Çin'in Anhui eyaletinde 84 yaşındaki bir kadının 4 gün içinde dördüncü kattan iki kez düşmesi ve hâlâ yaşaması görenleri hayrete düşürdü.

Yerel medyanın haberine göre, eyalete bağlı Anqing şehrinde Liu soyadlı yaşlı kadın, çamaşırlarını dördüncü kattaki balkonda asmak isterken, dengesini kaybedip ikinci katta bulunan barakanın üstüne düştü.

İlk seferde kazayı yarasız atlatan Liu, ikincisinde ilki kadar şanslı değildi. Apartman sakinleri, ikinci sefer aynı şekilde düşen ve yaralanan yaşlı kadın için ikinci kez acil yardımı çağırdı. 4 gün içinde iki kez aynı ihbarla olaya müdahale eden sağlık ekipleri ve polis memurları da şaşkın olduklarını ifade etti.

Saldırı olursa İsrail haritadan silinir


İsrail ve ABD İran'a baskıyı her geçen gün artırıyor. Ahmedinecad tehditlere boyun eğmeyeceklerini ilan etti.
İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, İsrail İsrail'in Gazze ve Lübnan hezimetlerini telafi etmek amacıyla bir savaş arayışında olduğunu belirtti.

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ı arayan Ahmedinejad, 'bölgede olası bir askeri müdahale durumunda Siyonist rejimin sonsuza dek ortadan kaldırılması gerektiğini' söyledi.

İran resmi medyasının haberine göre dün akşam Esad'ı arayan Ahmedinejad, İsrail'in Gazze'de ve Lübnan'da Hizbullah'a karşı hezimetini telafi etmek için bir yol arayışında olduğunu söyledi. Ahmedinejad, "Siyonist rejim eğer bu hatasını tekrarlayıp askeri bir müdahalede bulunursa, kendisine en sert bir şekilde karşılık verip, sonsuza dek Siyonist rejime son vermek gerekir. İsrail şunu iyi bilmeli ki İran; Suriye, Lübnan ve Filistin'in yanında olmaya devam edecektir." dedi.

İsrailli yetkililer daha önce yapılan açıklamalarda askeri bir operasyon düzenleyerek, İran'ın nükleer tesislerini vurma tehdidinde bulunmuştu.
Bu arada Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, Lübnan eski Cumhurbaşkanı Emil Lehhud'u kabulünde yaptığı açıklamada İsrail'in Lübnan'a müdahalesi durumunda Suriye'nin halkı ve devletiyle Lübnan'a destek olacağını vurguladı.

Başkent'te kuyumcu soygunu


Mamak'ta soygun... Beyaz eşya ve kuyumculuk yapılan dükkandan çok beyaz eşya ve altın çalındı.
Mamak'ta meydana gelen soygunda, beyaz eşya ve mobilya satan, aynı zamanda kuyumculuk da yapılan bir iş yerinden yaklaşık 100 bin liralık altın ve beyaz eşya çalındı.

Mamak Kutludüğün Mahallesinde Mustafa Kılıç'a ait olduğu öğrenilen, beyaz eşya, mobilya ve altın satan bir mağaza, dün gece kimliği belirsiz kişilerce soyuldu.

Gece geç saatlerde dükkana giren zanlıların, alarmı kapatarak mağazadaki altın reyonundan yaklaşık 80 bin TL'lik ziynet eşyası ile diğer stantlarda bulunan bazı beyaz eşyaları da alarak kaçtıkları belirlendi.

Toplamda, yaklaşık 100 bin liralık altın ve beyaz eşyanın çalındığı soygunla ilgili jandarma ekiplerince soruşturma başlatıldı.

Vatandaşa bufalo eti yedireceklerdi


At eti, eşek eti derken bir bu eksikti. Depoda yapılan baskında şoklanmış paketler halinde 1.5 ton kaçak bufalo eti ele geçirildi.
Gaziantep'in Şehitkamil Belediyesi Zabıta Gıda kontrol ekipleri ve Tarım İl Müdürlüğü gıda kontrol ekiplerinin ortaklaşa yaptığı operasyonda Hindistan'dan alınarak Suriye üzerinden Türkiye'ye kaçak getirilen 1.5 ton bufalo eti ele geçirildi.

Edinilen bilgiye göre Zabıta ve Tarım Müdürlüğü ekipleri, yapılan çalışmalar sonucunda soğuk hava deposuna baskın yaptı. Depoda yapılan aramalarda şoklanmış paketler halinde 1.5 ton kaçak bufalo eti ele geçirdi.

Konuyla ilgili açıklamada bulunan Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu, başarılı bir operasyonla halkın sağlığını tehdit edecek etlerin ele geçirildiğini belirterek, "Şehitkamil Belediyesi zabıta gıda kontrol ekipleri, Tarım İl Müdürlüğü ve Jandarma ekipleri ortak bir operasyon yapmıştır. Etlerin piyasaya sürülmeden yakalanması bizim için çok önemliydi. Halkın sağlığını koruma noktasında hiçbir zaman taviz vermeyeceğiz. Özellikle gıda konusunda son derece hassas davranıyoruz. Bundan sonraki

süreçte de gerek et ve et ürünleri gerekse diğer gıda ürünleri konusundaki hassasiyetimiz artarak devam edecektir" dedi.

Dikkat! Şemsiyesiz sokağa çıkmayın


Meteorolojiden yapılan uyarıya göre, Türkiye'nin batı kesimleri Orta Akdeniz'den gelen yeni bir ve yağışlı havanın etkisine girecek.
Hava sıcaklığı, güney, iç ve doğu bölgelerde 2 ila 4 derece, Marmara ile Batı Karadeniz’de 6 ila 8 derece artarak, mevsim normallerinin üzerinde seyredecek.

Rüzgar genellikle güney, Marmara’da kuzey ve doğu zamanla güneydoğu yönlerden hafif arasıra orta kuvvette zamanla batı kesimlerde kuvvetli (40-60 km/s), güneybatı kesimlerde fırtına (60-80 km/s) şeklinde esecek.

-UYARILAR-

Rüzgarın, batı bölgelerimizde kuvvetli (40-60 km/s), güneybatı kesimlerde fırtına (60-80 km/s) şeklinde esmesi beklendiğinden, meydana gelebilecek olumsuz şartlara (çatı uçması, ulaşımda aksamalar, soba ve doğalgaz kaynaklı zehirlenmeler v.b.) ilgililerin ve vatandaşlarımızın dikkatli ve tedbirli olunması istendi. Türkiye’nin doğu kesimlerinde sabah ve gece saatlerinde buzlanma ve don hadisesi beklendiğinden, başta sürücüler olmak üzere, ilgililerin ve vatandaşların dikkatli ve tedbirli olması konusunda uyarıda bulunuldu.

Doğu Karadeniz’in iç kesimleri ile Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğusunda meydana gelebilecek muhtemel çığ tehlikesine karşı ilgililerin ve vatandaşlarımızın dikkatli ve tedbirli olması konusunda uyarı yapıldı.

-BÖLGELERDE HAVA-

Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nden yapılan tahminlere göre bölgelerde hava şöyle olacak:

MARMARA: Parçalı ve çok bulutlu, akşam saatlerinden itibaren yağmur ve sağanak yağışlı geçecek. Rüzgarın akşam saatlerinden itibaren kuvvetli olarak (40-60 km/s) esmesi bekleniyor. Sabah saatlerinde Edirne, Kırklareli, İstanbul ve Bilecik çevrelerinde hafif buzlanma ve don olayı görülecek.

EGE: Parçalı ve çok bulutlu, bölge geneli aralıklı yağmur ve sağanak yağışlı geçecek. Rüzgarın güney yönlerden kuvvetli (40-60 km/s), Güney Ege kıyılarında fırtına (60-80 km/s) şeklinde esmesi bekleniyor. Sabah saatlerinde iç kesimlerde hafif buzlanma ve don olacak.

AKDENİZ: Çok bulutlu, Antalya, Isparta, Burdur, Hatay ve Osmaniye çevreleri aralıklı, Kahramanmaraş çevreleri öğle saatlerinde yağmur ve sağanak yağışlı geçecek. Rüzgarın bölgenin batısında öğle saatlerinden sonra güney yönlerden kuvvetli (40-60 km/s) Antalya’nın kıyı kesimlerinde fırtına (60-80 km/s) şeklinde esmesi bekleniyor.

İÇ ANADOLU: Çok bulutlu, kuzey ve batısı (Ankara, Yozgat, Kırıkkale, Kırşehir, Eskişehir, Konya) yağmurlu geçecek. Rüzgarın akşam saatlerinden itibaren güney yönlerden kuvvetli olarak (40-60 km/s) olarak esmesi bekleniyor. Sabah ve gece saatlerinde bölgenin kuzeydoğusunda buzlanma ve don olayı görülecek.

BATI KARADENİZ: Parçalı, zamanla çok bulutlu, akşam saatlerinden sonra yağmurlu geçecek. Rüzgarın gece saatlerinden sonra güney yönlerden kuvvetli olarak (40-60 km/s) olarak esmesi bekleniyor. Sabah saatlerinde iç kesimlerde hafif buzlanma ve don olması bekleniyor.

ORTA ve DOĞU KARADENİZ: Parçalı ve çok bulutlu, Samsun, Amasya, Tokat ve Ordu çevreleri yağmur ve sağanak yağışlı geçecek. Gümüşhane ve Bayburt çevrelerinde sabah ve gece saatlerinde buzlanma ve don olayı görülecek.

DOĞU ANADOLU: Parçalı ve çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra Ardahan, Kars, Ağrı, Iğdır ve Van çevreleri karla karışık yağmur ve kar yağışlı geçecek. Bölgenin kuzey ve doğusunda kuvvetli olmak üzere buzlanma ve don olayı bekleniyor. Bölgenin kuzey ve doğu kesimlerinde muhtemel çığ tehlikesine karşı tedbirli olunması istendi.

GÜNEYDOĞU ANADOLU: Çok bulutlu, Gaziantep ve Kilis çevreleri akşam saatlerine kadar, Adıyaman çevreleri öğle saatlerinde yağmur ve sağanak yağışlı geçecek.

Minibüsçü anneyi böyle yaktı


16 yaşındaki Ömer minibüsçü terörüne kurban gitti. Oğlunun kanlı gömleğine sarılan annenin feryadı yürekleri dağladı.

Üsküdar'da yolun karşısına geçmeye çalışan lise öğrencisi, minibüsün altında kalarak hayatını kaybetti.

Evlat acısını yaşayan baba, “16 yaşında evladım gitti minibüşçü altına almış durmamış bile" dedi. Anne ise “Durdurun katilleri evladım gitti" diye feryat etti.

MİNİBÜS GÜZERGAH DIŞINA ÇIKTI

Altunizade Kısıklı Caddesi üzerinde Nazım G. idaresindeki Üsküdar-Dudullu hattında çalışan 34 M 2053 plakalı minibüs,trafikteki yoğunluk dolayısıyla güzergahı dışında seyrederek ana caddeye girmeye çalıştığı sırada yolun karşısına geçmeye çalışan Ömer Ersöz'e (16) çarptı.

10 METRE SÜRÜKLENDİ

Minibüsün altında kalarak yaklaşık 10 metre sürüklenen Üsküdar Cumhuriyet Lisesi 10. sınıf öğrencisi Ersöz, olay yerinde öldü.

Kazadan sonra gözaltına alınan minibüs sürücüsü Nazım G. Doğancılar Polis Merkezi'ne götürüldü. Ersöz'ün cesedi ise Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna kaldırıldı.

ANNE KANLI GÖMLEĞİNE SARILDI

Olayı duyarak hastaneye koşan lise öğrencisinin annesi Aylin Ersöz, oğlunun kanlı gömleğine sarılarak sinir krizleri geçirdi.

ALLAH DA ONU YAKSIN

Baba Murat Ersöz ise ''Benim oğlum daha 16 yaşındaydı. Askere gidip terör örgütü ile savaşarak şehit olacaktı. Bu güzergaha tramvay hattı kurulsa idi bunlar yaşanmayacaktı. Minibüs şoförü beni yaktı, Allah da onu yaksın. Sonuna kadar şikayetçi olacağım'' dedi.

Hırsızlar talihsiz adamı mucit yaptı


Van'da iş yerinden 7 kez cep telefonu çalınan Müslüm Çelik isimli vatandaş, sonunda kendine bir çözüm buldu.
Fuat Pasajı'nda e-mobile isimli toptan ve perakende cep telefonu ile kontör satışı yapan Müslüm Çelik isimli esnaf, iş yerinde sık sık yaşanan hırsızlıktan bıkınca kendi imkanları dahilinden teknolojiden yararlanarak yeni bir yöntem geliştirdi.

İş yerinde değişik zamanlarda 7 kez cep telefonu çalınan Çelik, www.imebank.com adında bir internet sitesi kurdu. Yaklaşık 7 ay önce kurduğu ve Türkiye'nin her yerinde ücretsiz olarak girilebilen siteye şimdiye kadar 10 bin civarında kişinin girerek kayıp cep telefonu başvurusu yaptığını anlatan Çelik, "Bizim kurduğumuz site 2 ayrı bölümdün oluşuyor. Birinci bölüm telefonu çalınan veya kayıp olan kişi ya da kurumun kişisel bilgilerini kapsıyor.

İkinci bölümü de ise çalınan telefonun IMEI numarası gibi özellikler yer alıyor. İkinci el cep telefonu alan bir kişi hemen siteye girerek telefonun IMEI numarasını yazarak sorgulama yaptığı zaman aldığı telefon eğer çalıntı değilse 'Kayıt bulunamadı' deniliyor, yok çalıntı telefon ise kime ait olduğu, nerede ve ne zaman kaybolduğu gibi bilgiler ekrana geliyor. İkinci el cep telefonu alan vatandaş böylelikle çalıntı mal almaktan kurtulmuş oluyor. Henüz yeni olan sitemizin tanıtılmasıyla birlikte çalıntı cep telefonu alan vatandaşların sayısından da bir düşüşün olacağına inanıyoruz" dedi.

127 kilo vermenin sırrını anlatacak



572 kilodan 312 kiloya düşen dünyanın en şişman adamı sırrını paylaşmak için harekete geçti.



Dünyanın en şişman insanı olarak kabul edilen 312 kilogram ağırlığındaki İngiliz Paul Mason, otobiyografisinde 127 kilo vermesini sağlayan diyetinin ipuçlarını verecek.

İngiliz basınında çıkan haberlere göre, mide ameliyatı için 127 kilo verdikten sonra şimdi 312 kilo olan ve hala dünyanın en ağır insanı olduğuna inanılan 48 yaşındaki Mason, yazacağı otobiyografisinde insanlara nasıl bu kadar kilo vermeyi başardığını anlatmak istiyor.

Emekli postacı, Batı Sussex'teki Chichester hastanesinde geçirdiği mide ameliyatının ardından hastane personeline yazacağı kitap ve kitabında vereceği diyet tavsiyeleriyle ilgili bilgi verdi.

Diyetinden önce ortalama bir erkeğin günlük alacağı kalori miktarının tam sekiz katını 20 bin kalori civarını alan Mason'ın İngiliz vergi mükelleflerine yıllık maliyeti 235 bin TL ve son 15 yılda da 2,35 milyon TL civarında hesaplanıyor.

2002 yılında fıtık ameliyatı için bir forkliftle ambülansa konulması sırasında itfaiye, Mason'ın Ipswich'teki eski evinin ön duvarını yıkmak zorunda kalmıştı.

Mason, geçen yıl evlenen ve 572 kilo iken diyetle bunun yarısına düşen 43 yaşındaki Meksikalı Manuel Uribe'den dünyanın en şişman insanı unvanını almıştı.

Çok yakında 32 bin 536 insan ölecek!


Başbakanlık deprem senaryosu hazırladı. Senaryoya göre yaşanacak deprem resmen kıyamet olacak. İşte olası bir depremde ölü sayısı...

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Deprem Dairesi’nin hazırladığı deprem senaryosuna göre, İstanbul’u etkileyecek olası bir deprem en az 7 büyüklüğünde olacak.

Marmara Denizi merkezli sarsıntıda 32 bin 536 kişinin öleceği, 81 bin 828 kişinin yaralanacağı, 1 milyon 219 bin kişinin de evsiz kalacağı tahmin ediliyor.

Deprem Dairesi Başkanı Murat Nurlu’nun dün sunduğu rapor, TBMM Deprem Araştırma Komisyonu üyelerini de şoke etti. Başkanlığın, Gazi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Bülent Özmen tarafından hazırlanan deprem senaryosu özetle şöyle :

- Türkiye topraklarının yüzde 96’sı farklı oranlarda deprem riski altında. Toprakların yüzde 66’sı aktif fay hatlarıyla kaplı.

- Nüfusun yüzde 70’i ile büyük sanayi tesislerinin yüzde 75’inin kurulu bulunduğu bölgelerde deprem riski çok yüksek.

- 1900-2009 arası 223 adet hasarlı deprem yaşandı. Toplam 86 bin insan hayatını kaybetti. 549 bin yıkık veya ağır hasarlı konut tespiti yapıldı.

- Türkiye’de 8 ayda bir, 5944 binanın yıkıldığı, 965 insanın öldüğü depremler meydana geliyor.

- İstanbul’da beklenen deprem, Kuzey Anadolu Fayı’nın Marmara Denizi içerisinde kalan kesiminde olacak. Bu bölgede 7’den büyük bir deprem bekleniyor.

- JICA (Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı), büyüklüğü 7.5 ve 7.7 olan iki ayrı senaryo hazırlamıştı.

Başkanlığın senaryosuna göre ise 7 büyüklüğündeki depremde 32 bin 536 ölü, 81 bin 828 yaralı olacak. 125 bin 137 ağır hasarlı, 169 bin 473 orta hasarlı, 206 bin 187 hafif hasarlı konut ortaya çıkacak. 1 milyon 219 bin 685 bin insan açıkta kalacak.

Evli adam kasiyer kızı kaçırdı


Market müdürü 16 yaşındaki kasiyer kıza gönlünü kaptırdı. 10 gün önce Mersin'de kaybolan ikili bakın nerede yakalandı.

Mersin'de, 16 yaşındaki kızı kaçırdığı iddia edilen, evli ve çocuk sahibi olduğu öğrenilen kişi, Bursa'da tuttuğu evde yakalandı. Zanlının, evlilik cüzdanına kaçırdığı kızın fotoğrafını yapıştırdığı ortaya çıktı..

Mersin'de bir markette müdürlük yapan Murat Ş. (29), yanında çalışan 16 yaşındaki kasiyer Ö.K. ile birlikte 1 Şubatta ortadan kayboldu.

EŞİ TELEVİZYONLARA ÇIKTI

Eşi Mehtap Ş. (27), kocasını, küçük yaşta bir kızı kaçırdığı iddiasıyla polise ihbar etti. Mehtap Ş, ayrıca, çeşitli televizyon programlarına çıkarak, fotoğraflarla olayı anlattı.

Bursa'nın merkez Yıldırım ilçesi Selçuk Hatun Mahallesi Alan Sokak'ta oturan bir vatandaş, televizyon programında Ö.K'nin fotoğrafını görünce polise ihbarda bulundu.

EŞİNİN YERİNE KIZIN FOTOĞRAFINI YAPIŞTIRMIŞ

Söz konusu sokaktaki bir eve operasyon düzenleyen polis ekibi, Ö.K. ile birlikte kalan Murat Ş'yi yakaladı. Murat Ş'nin evlilik cüzdanında eşinin fotoğrafını çıkarıp, Ö.K'nin fotoğrafını yapıştırdığı bildirildi.

Murat Ş. ve Ö.K'nin, 3 Şubata kadar Mersin'de kaldıkları, daha sonra Bursa'da tuttukları evde yaşamaya başladıkları öğrenildi.

İran'ın dünyayla bağlantısı kesildi!


İran'da devrimin 31. yıldönümü yine muhalif gösterilere ve polisin sert müdahalesine sahne oldu.
İran'da İslam Devrimi'nin 31. yıldönümü kutlanıyor. Rejim taraftarları gövde gösterisi için, muhalifler ise hükümeti protesto için sokaklara döküldü. Ancak İran güvenlik güçlerinin muhaliflere müdahelesi yine sert oldu. Bu kez sadece göstericiler değil, muhalif liderler ve eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi de hedefteydi.

Başkent Tahran'da güvenlik güçlerinin, muhalif lider Mehdi Kerrubi'ye saldırdığı bildirildi.

Bir muhalif internet sitesi saldırının, Kerrubi, İslam devriminin 31. yıldönümü dolayısıyla yapılan gösteriye katıldığı sırada düzenlendiğini duyurdu.

Jaras sitesinde çıkan haberde, güvenlikçilerin Kerrubi'nin aracının camlarını kırdığı belirtildi, Kerrubi'nin yaralanmadığı kaydedildi. Aynı site, güvenlik güçlerinin eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi'ye de saldırdığını bildirdi.

GÖSTERİCİLERİN ÜZERİNE ATEŞ AÇILDI
Bu arada yine muhalefete ait "Yeşil Ses" sitesinin haberinde, güvenlik güçlerinin, muhalefet lideri Mir Hüseyin Musevi'nin, başkentin göbeğinde gösteri yapan yandaşlarına ateş açtığı ve göz yaşartıcı gazla müdahale ettiği belirtildi.

GÖSTERİ OLMASIN DİYE İNTERNETE ERİŞİM KISITLANDI
Reformcuların gösterilerini engellemek için internete erişimin de kısıtlandığı belirtiliyor. Kutlamalar öncesi İran’da bazı muhalifler de tutuklandı.

HUMEYNİ'NİN TORUNU DA GÖZALTINDA
Yine Jaras sitesi, Ayetulah Humeyni'nin torununun da gözaltına alındığını yazdı. Sitede, Humeyni'nin torunu Zehra Eşraki ve eşi Muhammed Rıza Hatemi'nin, İran İslam Devrimi'nin 31. yıldönümü sebebiyle yapılan gösteri sırasında, güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındığı duyuruldu.

Eşraki'nin eşi Hatemi'nin, reformcu eski Devlet Başkanı Muhammed Hatemi'nin kardeşi olduğu belirtildi.

Haberde, muhalif lider Mehdi Kerrubi'nin oğlunun da gözaltına alındığı bildirildi.

GÖVDE GÖSTERİSİ OLMALI
Tahran'da Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın konuşma yapacağı meydanda büyük bir kalabalık toplandı. Yüzbinlerce hükümet yandaşı kutlamalara katılıyor. İran'in dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, Batılı ülkelere mesaj vermek amacıyla kutlamalara katılımın yüksek olması çağrısında bulunmuştu.

Muhalefet liderleri Mir Hüseyin Musavi ve Mehdi Kerrubi, yandaşlarına protesto gösterisi, düzenlemeleri çağırısı yapmıştı. İran ise güvenlik güçleri reformculara karşı güç kullanma tehdidinde bulunmuştu.

Tekel işçilerine Avrupa'dan destek


Tekel işçilerinin Ankara'daki eylemi uluslararası alanda da ses getiriyor. İşçilere son ziyaret Avrupa'dan geldi.
Avrupa Gıda, Tarım, Turizm Sendikaları Federasyonu (EFFAT) Genel Sekreteri Harald Wiedenhofer, eylemdeki Tekel işçilerini ziyaret etti.

Türk-İş yetkilileriyle görüşen Wiedenhofer, daha sonra konfederasyon binası önündeki işçilere hitaben konuştu.

Wiedenhofer, Tekel işçilerinin gerçekleştirdiği eylemin Avrupa'daki en uzun soluklu endüstriyel mücadelelerden biri olduğunu belirterek, uluslararası ve Avrupa sendikal hareketin dayanışmasını bir göstergesi olarak geldiklerini, mücadeleyi desteklemek ve daha neler yapabileceğini sendika yöneticileriyle görüştüğünü söyledi.

Hükümetin aldığı iş yerlerini kapatma kararı ve 4/C uygulamasından rahatsızlık duyduklarını kaydeden Wiedenhofer, hükümeti sendikal haklara saygı duymaya davet etti.

Wiedenhofer, ''Güçlü sendikalar olmadığı sürece güçlü demokrasi olmayacaktır. Sendikalar işçiye sosyal adalet sağlamaktadır. Sendikalar toplumun sosyal bilinç yeridir. Hükümet, sendikalara savaş açmamalıdır. Hükümet, sendikaların bu toplumsal rollerini yerine getirmesini sağlamalıdır. Hükümetinizin bizim Avrupa'da davrandığımız gibi davranması gerekir. Daha çok mücadele için direnmelisiniz. Biz de sizinle direniyoruz. Size söz veriyorum, mücadelenizi kazanmanız için elimizden geleni yapıp, sizi destekleyeceğiz. Bu sadece sizin değil hepimizin ortak mücadelesi'' diye konuştu.

Eğitim yap-boz tahtasına döndü!


Milli Eğitim Bakanlığı 2008 yılında son verdiği başarı sınavlarıyla ilgili kararını değiştirdi.
Milli Eğitim Bakanlığı, illerde merkezi başarı tespit sınavları düzenlenmesine yeniden izin verdi.

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu imzasıyla ''Başarı Tespit Sınavı'' konulu genelge yayımlandı.

Genelgede, yenilenen ilköğretim programlarının temel felsefesi anlatılarak, bu bağlamda uygun yöntem ve teknikler kullanılarak, öğrencilerin öğrenme yaşantılarında aktif rol üstlenmelerinin esas alındığı vurgulandı.

Ayrıca, öğrencilerin kazanımlara ulaşma seviyelerini doğru şekilde ölçecek nitelik ve sürece dayalı değerlendirme uygulamalarının gerekliliğinin de öğretim programlarında belirtildiği kaydedilen genelgede, ölçme ve değerlendirmedeki yeni uygulamalara bağlı olarak ortaöğretime geçiş sisteminin yeniden yapılandırıldığı, buna göre her yıl merkezi olarak Seviye Belirleme Sınavları uygulamaya konulduğu anlatıldı.



-''SORU HAZIRLAMA KÜLTÜRÜ OLUŞTU''-



''Ortaöğretim programlarının yaklaşımıyla örtüşmeyen, öğrencinin bilgisinin ölçülmesine ağırlık vererek tek yönlü ölçüm yapan, ilgili sınıf düzeyinin kazanımlarıyla ilişkisiz madde kökleriyle oluşturulan, geçerliliği ve güvenilirliği düşük başarı değerlendirme sınavları yapılmasının uygun olmayacağı'' yönünde 3 Kasım 2008'de bir genelge yayımlandığı anımsatılan genelgede, şunlar kaydedildi:

''Ancak valiliklerce eğitim-öğretimde başarının yükseltilebilmesi amacıyla gerekli tedbirlerin alınabilmesi için öğretim programlarının etkili şekilde uygulanıp uygulanmadığının, birlikteliğin sağlanıp sağlanmadığının bilinmesine ihtiyaç duyulduğu ve il bazında öğretim programlarındaki kazanımların gerçek düzeylerinin ölçülmesine yönelik soru hazırlama kültürünün oluştuğu belirtilerek, deneme sınavlarının yapılması talep edilmektedir.

Bu nedenle 6, 7 ve 8. sınıflara yönelik olarak 2009-2010 ve 2010-2011 eğitim-öğretim yıllarında her dönem birer defa olmak üzere toplam 3 deneme sınavının yapılmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir.''





-''BAŞARI SIRALAMASI OLMASIN, ÖĞRENCİ KATILMAYA ZORLANMASIN''-



Genelgede, yapılacak başarı tespit sınavlarında, sınavların hazırlanması, uygulanması ve uygulanmasından sonraki aşamalarda dikkat edilmesi gereken kurallara da yer verildi.

Sınav sorularının alanında uzman kişilerce öğretim programlarının felsefesine uygun, öğrencilerin programlardaki kazanımları edinme düzeylerini ölçebilecek nitelik ve içerikte hazırlanması istenen genelgede, soruların ''öğrencileri başarıları bakımından sıralama amacı taşımaması'' istendi.

Öğrencilerin sınava katılmasının zorunlu olmayacağı vurgulanan genelgede, maddi durumu yeterli olmayan öğrencilerin sınava katılmaları için gerekli tedbirlerin alınması talimatı verildi. Genelgede, sınavların il genelinde uygulanacağı, nüfusu 100 bini aşan ilçe merkezlerinde de bağımsız deneme sınavları yapılabileceği belirtildi.

Sınavlar uygulandıktan sonra öğrencilere, öğretmenlere, yöneticilere ve velilere sınavlarla ilgili geri bildirim sağlayan raporlar verilmesi istenen genelgede, sınav sonuçları dikkate alınarak il/ilçe ve okul düzeyinde eğitim-öğretim sürecini geliştirmeye yönelik çalışmalar yapılmasının sağlanması gerektiği kaydedildi.

Olay yaratacak dindarlık araştırması


Bu araştırma bugüne kadar dindarlıkla ilgili yapılan araştırmanın tersini söylüyor. Araştırma pek çok insanı memnun etmeyecek!
Amerikalı bilim adamlarından tartışma yaratacak araştırma: Dindar olmak sizi sağlıklı yapmıyor!

Daha önce yapılan araştırmalar dindar olmanın ve sık sık dua etmenin sağlık üzerine olumlu etkisi olduğunu ortaya koyuyordu ancak son Northwestern Üniversitesi tarafından araştırma dindar kişilerin kalp hastalığı, felç ve damar tıkanıklığı riskinin düşmediğini belirledi.

5500 kişi üzerine yapılan araştırmada denekler 4 yıl süreyle izlendi. Hangi tür inanç olursa olsun dini aktivitelere katılmaları ve dua etme sıklıkları izlendi. 4 yılın sonunda ne kalp hastalığı vakalarının sayısında, ne de yüksek kolesterol, yüksek tansiyon ve diyabet gibi ölümcül hastalıklara yol açan faktörlerde normal nüfusa göre gözle görülür bir risk düşmesine rastlanmadı.

Kedi kanı içen kadın tüyler ürpertti


Bodrum'u ayağa kaldırdı!.. Gözaltına alındı fakat serbest bırakıldı... Kedi kesen cani kadın kameralar karşısında bakın neler söyledi?
Tatil için geldiği Bodrum'da kaldığı otel ve pansiyonda üç kediyi boğarak öldürdükten sonra kanını içtiği iddiasıyla götürüldüğü Emniyet Müdürlüğü'nde ifadesi alındıktan sonra savcının talimatı ile serbest bırakıldı.

Hakkında mala zarar verme suçundan adli işlem yapıldıktan sonra, Bodrum dışına çıkarılmak üzere polisler tarafından bir otobüse bindirilen S.S.'yı DHA muhabirleri, Bodrum-Milas Karayolu'nun 30'uncu kilometresindeki Koru Köyü yakınlarında otostop yaparken bulundu.

Siyah etek, siyah mont, siyah çizme, siyah çorap, beyaz kazak giyen S.S. rahat hareketleriyle dikkat çekti.

AKLINA ESTİKÇE KEDİ KESİYOR

Fotoğraf ve görüntüsünün çekilmesine önce tepki gösterip kaçmak isteyen, daha sonra da durup soruları yanıtlayan S.S.'nin beyaz kazağının göğüs bölümünde kırmızı lekeler bulunduğu görüldü. Boynunda haç kolye asılı olan ve kendini ‘Natali’ olarak tanıttığını belirten S.S. beş yıldızlı otellerin animasyon ve restoran bölümlerinde çalıştığını, kış aylarında şehir şehir dolaştığını, rahat bir şekilde de aklına estiğinde kedi kestiğini söyledi.

BİR KAÇ KEDİ KESTİYSEM NE OLMUŞ!

S.S. “Birkaç kedi doğradıysam ne olmuş? Bunun ne suçu var ki? Olayı büyütmeyin. Kedileri doğradım diye beni televizyona çıkartmayın. S... gidin. Ayrıca bu işi sadece ben mi yapıyorum? Herkes bu işi yapıyor. Moda oldu oğlum bu moda” dedi.

MUHABİRİN SORUSUNA ŞAŞIRTAN CEVAP

S.S. DHA muhabirin “Kedileri öldürdükten sonra kanını içiyormuşsunuz doğru mu?” sorusuna uzun süre gülerek “Sakıncası mı var” diye yanıt verdi. S.S. daha sonra durdurduğu bir kamyona binerek Milas'a doğru gitti.

Diğer yandan, Bodrum Hayvan Hakları Derneği Başkanı Füsun Uslu yaptığı açıklamada “Bodrum Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunarak bu vahşeti işleyen kadının acilen yakalanmasını ve tedavi görebileceği bir merkeze yönlendirilmesi talebinde bulunduk. Bu kadın Bodrum’un dışına çıkarıldı ancak toplumun içine itildi. Devlet biran önce kadını koruma altına alıp tedavi ettirilmeli. Aksi takdirde bu kadının hayvanlara, insana her türlü canlıya vereceği zarardan devlet sorumlu olacak” dedi.

Öğrencisine striptiz yapıp baştan çıkardı


47 yaşında bir öğretmen... Önce öğrencisine elma suyu ikram etti... Sonra önünde striptiz yaparak baştan çıkardı...

İngiltere’de 47 yaşındaki bir kadın öğretmen elma suyu ikram ederek baştan çıkardığı 15 yaşındaki bir gencin önünde striptiz yapıp soyundu.

Leicestershire kentindeki Southfields Üniversitesi’nde bilişim teknolojisi öğretmeni Anne Poli-Page, geçen şubatta tanıştığı gençle birkaç ay boyunca birlikte oldu. Kimliği açıklanmayan genç, sonunda 3 çocuk annesi öğretmeni tacizle suçlayarak çalıştığı yerdeki bir meslektaşına ihbar etti. Poli-Page ise mahkemede tacizi kabul etti, ancak cinsel saldırı iddialarını reddetti.

İnternette tanışıp tecavüz ettiler


İnternet üzerinden iki erkekle tanıştı. Ve o erkekleri evine davet etti. Daha sonrası ise kadın için tam bir felaket oldu!.

İstanbul Kadıköy' de internet üzerinden tanıştıkları bir kadına tecavüz edip, el ve ayaklarını bağlayarak cep telefonu ile bilgisayarını gasp ettikleri öne sürülen iki kişiden biri yakalandı. Olaya karıştığı iddia edilen Orhan K. ise aranıyor.

Bostancı Fahrettin Kerim Gökay Caddesi'nde oturan 27 yaşındaki Rahime S., internet üzerinden tanıştığı ve evine çağırdığı Ferdi K. ile Orhan K. tarafından gasp edildiği iddiasıyla polise müracaat etti.

Asayiş Şube Müdürlüğü Gasp Büro Amirliği Ekipleri, takibe aldıkları kişilerden Ferdi K.'yi Maltepe'de bir evde yakaladı. Suçunu itiraf eden Ferdi K. cezaevine gönderilirken, suç ortağı olduğu belirlenen Orhan K. aranıyor.

AK Parti'li Şahin'den itiraf gibi açıklama


Kadın hakları konusunda Türkiye çok büyük adımlar attı. Ancak uygulamada durum böyle mi?
AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Fatma Şahin ''Şu anda evlilik içi tecavüzün bile ceza olarak görüldüğü bir Türk Ceza Kanunu var. Bu gelinen nokta çok önemli bir nokta ama bu teoride yaşadığımız başarıyı pratiğe dönüştürebilme noktasında hala zihinsel dönüşümlerde yaşadığımız sıkıntı var'' dedi.

Şahin, parti genel merkezinde, AK Parti Genel Merkez Kadın Kollar Başkanlığı tarafından düzenlenen ''Fırsat Eşitliği Atölye Çalıştayı''nın açılışında yaptığı konuşmada, 'Şiddet', 'İstihdam', 'Fırsat Eşitliği' ve 'Medya' ana başlıkları adı altında 4 çalıştay yapmayı hedeflediklerini söyledi. Bu çalıştaylardan ikisinin gerçekleştirdiklerini anımsatan Fatma Şahin, ''Amacımız Avrupa Birliği'ne (AB) girmiş tam demokratik, laik ve hukuk devleti ile yönetilen bir Türkiye'' dedi.

Kadınsız demokrasinin olmayacağını ifade eden Fatma Şahin, Cumhuriyet'in 100. yılına gidilen süreçte kadının yaşam kalitesini yükseltmek gerektiğini kaydetti.

Şahin, amaçlarının bu toplantıların sonunda bir eylem planı oluşturmak olduğunu belirterek, ''Hükümet olarak mazeret üretemeyiz, sorunların hepsi bizim sorunumuz, çözmek noktasında hepimize düşen neyse de yapmak durumundayız, en büyük irade bizim irademiz olacak. Buradan aldığımız bilgiler doğrultusunda hangi kuruma ne iş düşüyor, hangi bakanlığın bundan sonraki süreçte ne yapması gerekiyor, bunları sayın Başbakanımıza bir rapor hazırlayacağız'' diye konuştu.

Kadın bu ülkenin hamurunda, mayasında, kalkınmasında yer aldığını anlatan Fatma Şahin, gelinen nokta açısından 2002'yi 2010 ile kıyasladıklarında çok önemli yasal düzenlemelerin hep birlikte başarıldığının görüleceğini söyledi.

Türk Ceza Kanunu'nun yasalaşması sürecinde sivil toplum örgütlerinin büyük katkı sağladığını ifade eden Şahin, şunları kaydetti:

''Şu anda, evlilik içi tecavüzün bile ceza olarak görüldüğü bir Türk Ceza Kanunu var. Bu gelinen nokta çok önemli bir nokta ama bu teoride yaşadığımız başarıyı pratiğe dönüştürebilme noktasında hala zihinsel dönüşümlerde yaşadığımız sıkıntı var. Hala çok ciddi bir erkek bakış açısıyla karşı karşıyayız ve hala aşmamız gereken çok ciddi problemlerimiz var bunları yok sayamayız.''

Recep İvedik 3'ü yerin dibine soktular


Filmin 3. serisinin basın gösterimi yapıldı. Eleştirmenlerin çoğu çok başarısız buldu. İşte ilk yorumlar;
Şahan Gökbakar’ın merakla beklenen “Recep İvedik 3” filminin basın gösterimi dün yapıldı. Vatan'a göre filmi izleyen eleştirmenlerin görüşleri şöyle:

YAHŞİ BATI BUNUN YANINDA BAŞYAPIT

Atilla Dorsay (SABAH): Filmin hiçbir yerinde gülmedim, serinin en kötüsü. Şahan artık bu karakterden sıyrılsın. Recep İvedik’in kabalığından, herkese hakaret etmesinden, ayrıca bunun mizah diye algılanmasından çok rahatsız oluyorum, bence geri gidiş var. Cem Yılmaz’ın Yahşi Batı’sını eleştirdik ama kimse kusura bakmasın bunun yanında başyapıt.

ACELEYLE YAZILMIŞ

Ege Görgün (Esquire): Gişeden yararlanmak için aceleyle yazılmış! Ben bir tek Recep İvedik 2’yi ciddiye almıştım, bunda ikinciye göre bir gerileme var. En kötüsü birincisiydi.

SERİNİN EN ZAYIF FİLMİ

Cüneyt Cebenoyan (Birgün): Bana hitap etmiyor ama kendisini öteki hisseden, eğitim şartlarından kültürden nasibini almamış insanları anlatıyor. Gücü de buradan geliyor. Serinin en zayıf filmiydi, Cem Yılmaz’ın Yahşi Batı’sını tercih ederim.

AİLE İLE GİDİLEBİLİR

Ali Ulvi Uyanık (Milliyet): Birkaç yerde güldüm, yer yer komik olan bir filmdi. Bu bölüm daha duygusal ve bel altına vurulmamış, küçük yaş gruplarına hitap edebilecek aile ile gidilebilir bir film olmuş, ama ben yinede İvedik’in abartılmaması gerektiğini düşünüyorum.

ÇOK AZ GÜLDÜM, ESPRİ YOKTU

Cumhur Canbazoğlu (SİYAD): Hiç beğenmedim, diğer ikisinde en azından parıltı vardı. Çok az güldüm espri yoktu diyebilirim. Bu tür filmlerin para kazandırmaktan başka bir yere gideceğini sanmıyorum.

Türkiye'de nükleer bomba var


NATO eski Genel Sekreteri George Robertson imzalı nükleer silah raporunda Türkiye"de ABD"ye ait nükleer silahlar olduğu doğrulandı.
Avrupa Reform Merkezi adlı düşünce kuruluşu tarafından hazırlanan NATO eski Genel Sekreteri George Robertson imzalı nükleer silah raporunda Türkiye’de ABD’ye ait nükleer silahlar olduğu doğrulandı.

Böylece ilk kez NATO’nun en üst düzey isimlerinden biri tarafından gayriresmi bir raporda da olsa İncirlik üssünde bulunduğu iddia edilen atom bombalarının varlığı doğrulanmış oldu.

Münih Güvenlik Konferansı sırasında Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle’nin nükleer silahların soğuk savaştan miras olduğunu belirtirken sarfettiği “Artık askeri bir amaca hizmet etmiyorlar” sözleri üzerine kaleme alınan raporda Almanya’nın bu tutumu sert dille eleştirildi ve Almanya’nın, bu yönde bir adım atsa da Türkiye, Belçika, İtalya ve Hollanda’da konuşlanmış, ABD’ye ait 180 nükleer silahların sağladığı “güvenlik şemsiyesi” nden yararlanmaya devam edeceği, bunun da “sorumsuzluk” olduğu vurgulandı. İncirlik üssünde 40-90 arasında nükleer silah olduğu tahmin ediliyor.

Filistin'i karıştıran seks kasedi!


Mahmut Abbas'ın başkanlık ofisinin başkanı olan Refik El Hüseyni'nin seks kaseti ortaya çıktı, Filistin karıştı.
İsrail ile yıllardan beridir siyası sorunlarını çözmek için çaba harcayan Filistin hükümetinde şimdi de seks skandalı patlak verdi. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın başkanlık Ofisinden sorumlu olan Refik El Hüseyni'inn seks kaseti ortaya çıktı.

Hüseyni'nin seks kaseti oluğu iddiaları neredeyse bir yıl öncesine kadar dayanıyor. Ancak şimdiye kadar hiç bir görüntü ortaya çıkmamıştı. Dün İsrail televizyonuna çıkan Eski Filistin istihbarat başkanı Fehmi Şabaneh, kasetin var olduğunu kesin bir dille doğruladı. Ardından Hüseyni'nin görüntüleri internet haber sitelerine bomba gibi düştü.

Seks kaseti Filistin yönetiminde adeta bir şok dalgasına neden oldu. Filistinli yetkililer her ne kadar kasetin fotomontaj olduğunu savunsalarda da yakında Abbas hükümetinde taşların yerinden oynayacağına ve yakında yapılacak seçimlerde El Fetih kanadının büyük oy kaybına uğrayacağı belirtiliyor.

Sigarayı bırakana yüksek maaşlı iş


Sigarayı bırakanlara bir altın ve takım elbise hediye ediyor. Hatta maaşına da zam yapıyor.
Emanet ütüyle çıktığı yolda 520 kişinin çalıştığı fabrikanın sahibi olan Ali Rıza Kısakürek, her gün öğle arasında çalışanlarına, sigaranın zararlarını anlatıyor. Bırakanlara da bir altın ve takım elbise hediye ediyor.

Milliyet'e göre; Atlas Giyim Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ali Rıza Kısakürek'in (55) başarı öyküsü, filmlere konu olacak türden... Askerlik dönüşü, borç parayla 15 metrekare dükkân kiralayan Kısakürek, dikiş makinesi ve emanet ütüyle terziliğe başladı. Şimdi ise 500'den fazla işçinin çalıştığı bir fabrikanın sahibi. Avrupalı pek çok ünlü erkek giyim markasının fason üretimini yapan işadamı, 'Piserro' markasıyla ürettiği takım elbiseleri, pekçok ülkeye ihraç ediyor. Kısakürek aynı zamanda tam bir Yeşilaycı.

9 ŞUBAT TATİL

Yasadan çok önce 520 kişinin çalıştığı fabrikasında önce kapalı alanları, ardından açık alanları 'dumansız hava sahası' ilan eden işadamı, sigara içmeyenlere işe alımda öncelik verdi. Aday çalışan, bağımlıysa ve işe alınması gerekiyorsa da 30 günle sınırlı, sigarayı bırakma şartnamesine imza atıyor. Her gün çalışanları yemekhanede toplayan Ali Rıza Kısakürek, 15 dakika boyunca sigaranın zararlarını anlatıyor. Ali Rıza Kısakürek'in bu çabaları sonuçsuz kalmadı.

Tiryakilerin büyük bölümü sigarayı bıraktı. Sigarayı bırakanları 1 altın ve takım elbise ile ödüllendiren Kısakürek'in sigara içmeye devam eden 15 işçiyle mücadelesi ise sürüyor. Kısakürek, 2011'den itibaren Dünya Sigarayı Bırakma Günü olan 9 Şubat'ı da tatil ilan etti. Başarısının gururunu yaşayan işadamı, İnsanların hem kendilerini hem de doğayı öldürmeye haklarının olmadığını düşünüyorum. Çocuklar, 'Anneme, babama sigarayı bıraktırdığınız için teşekkür ederim amca' deyip elimi öptüklerinde, sanki Karun Hazineleri'ne sahip oluyorum diyor.

BIRAKAN İŞÇİLER ANLATIYOR

Levent Alçıkaya: 15 yıldır günlük 1 paketten daha fazla sigara içiyordum. Patronun telkinleri ve ısrarlı tutumu ile bıraktım. Şimdi hem ağzımın hem de hayatımın tadı var.

Atilla Sarıyıldız: 43 yaşındayım, 22 yıldır sigara içiyordum. Ben bıraktım o beni bırakmadı. Patron sağolsun, bıraktım.

Reyhan Şen: 5 yıldır sigara içiyordum. Fabrikaya girince yasakla karşılaştım. Önceleri çevremden gizli içiyordum, sonra mecburen bıraktım. İyi ki de bırakmışım.

PKK ABD'yi açıkça tehdit etti


Amerikalı komutan Odierno Türkiye'ye geldi, terör örgütü huylandı. Karayılan imzalı bildiride ABD'yi açıkça uyardı.
Terör örgütü PKK yöneticisi Murat Karayılan ABD'nin Türkiye'ye vereceği suikast silahları ile kendilerine saldırılması halinde, direkt ABD'nin sorumlu olacağını söyledi.

Karayılan, örgüt sorumlularına gönderdiği yazıda, ABD ile Türkiye'nin terörle mücadeledeki işbirliğinin artmasına ilişkin görüşlerini sıralayarak, ABD'ye yönelik tehditlerde bulundu.

ÜST KADROLARA TALİMAT

Geçen hafta Türkiye ve ABD'nin Irak'ın kuzeyindeki PKK varlığının bir an önce sonlandırılması yolunda etkili ve somut adımların atılması amacıyla ortak bir eylem planı üzerinde anlaşmaya varıldığı yönünde basında yer alan haberlerin ardından, terörist Murat Karayılan imzasıyla örgütün kırsaldaki ve Avrupa'daki sorumlularına bir "talimat" gönderildiği ortaya çıktı.

KAPSAMLI ASKERİ OPERASLON İDDİASI

Terör örgütü PKK ile mücadelede Türkiye ile işbirliği içinde bulunan ülkeleri hedef gösteren Murat Karayılan, "yakın bir gelecekte kapsamlı askeri operasyonlarla PKK'nın tasfiye edilmesinin planlandığını" kaydetti.

"PKK'nın ağır bir cendereye alınarak teslim olmaya zorlanacağını" savunan Karayılan, Türkiye'nin başta ABD olmak üzere değişik ülkelerle işbirliğinin "başka bir amacının olamayacağını" savundu.

ZİYARETLERİN PERDE ARKASI

Önce Irak'taki ABD kuvvetlerinin komutanı Ray Odierno, ardından ABD Savunma Bakanı Robert Gates'in Türkiye'ye yaptığı ziyaretlerin önemli olduğunu belirten Karayılan'ın örgüt sorumlularına yönelik yazısında, bu konuda istihbarat paylaşımı ve diğer konularda basına yansıyan haberlere ilişkin ayrıntılara yer verdi.

KADROLARA SUİKAST YAPILACAK

Yazıda, ABD uçaklarının bölgedeki kesif uçuşları yaptığına değinilerek, "Bu uçaklarla hareketimizin önde gelen kadrolarının suikast ile ortadan kaldırılması hedeflenmektedir. ABD şimdiye kadar Türkiye'nin terör politikasını hep destekledi. Biz ABD'nin bu suç ortaklığına son vermesini istiyoruz. ABD şimdi bölgede keşif faaliyeti yürütüyor. Silah cephane, teknik, istihbarat konularında Türkiye'ye destek sunuyor. Bütün bunlarla birlikte bir de özel suikast uçaklarını vermesi doğrudan ABD'nin bu savaşa katılmış olması anlamına gelecektir" ifadeleri kullanıldı.

ABD SORUMLU OLACAK

ABD'ye yönelik tehditlerde bulunan Murat Karayılan, yazının son bölümünde, "ABD'nin bu uçakları Türkiye'ye vermesi, bu uçaklarla PKK önder ve kadrolarının vurulması durumunda bundan direkt ABD sorumlu olacaktır. ABD, bu politikasında ısrar eder ve kendi çıkarları uğruna Türkiye'ye her türlü teknik desteği verirse, buna karşı biz de ABD'ye ilişkin şimdiye kadar yürüttüğümüz politikayı yeniden gözden geçiririz" denildi

Cem Garipoğlu'na şırıngalı saldırı


Münevver Karabulut cinayetinin davası bugün görülüyor. Mahkeme olaylı başladı. Garipoğlu'na şırıngayla saldırı düzenlendi.
Münevver Karabulut cinayetinin katil zanlısı Cem Garipoğlu ilk kez hakim karşısına çıktı. Münevver Karabulut'un kardeşi Enver Karabulut duruşma sırasında Cem Garipoğlu'na şırıngayla saldırdı. Olay yeri inceleme ekipleri şırıngayı incelerken, Enver Karabulut ise Çocuk bürosuna gönderildi.

İlk olarak Cem Garipoğlu'nun kimlik tespiti yapıldı. Lise öğrencisi olduğunu ve sabıkası bulunmadığı ifade eden Garipoğlu, gelirinin olmadığını söyledi.

ENVER KARABULUT ŞIRINGA FIRLATTI

Ardından Cumhuriyet savcısı iddianameye özetleyerek okudu. Daha sonra Cem Garipoğlu savunmasına başladı. Garipoğlu, 'Erkekliğime hakaret etti' dediği sırada sinirlenen Enver Karabulut içinde sıvı bulunan şırıngayı Cem Garipoğlu'na doğru fırlattı. Ancak şırınga Garipoğlu'na isabet etmedi.

Bu sırada Enver Karabulut, "Seni öldüreceğim" diye bağırdı. Hakim, Cem Garipoğlu ve Enver Karabulut'u farklı kapılardan dışarı çıkarttırdı. Mahkeme başkanı, olup bitenleri tutanağa geçirdi. Bu sırada söz alan Süreyya Karabulut'un avukatı Rezan Epözdemir, Enver Karabulut'un böyle bir şey yapacağını bilmediğini belirterek yemin etti.

Daha sonra salona alınan Garipoğlu ifadesine devam etti.

"'SEN NASIL ERKEKSİN' DEDİ"

Garipoğlu olay gününü şöyle anlattı: "Ben olaydan 1 yıl önce Bebek'te tesadüfen Münevver Karabulut ile tanıştım. 5 ay sonra da sevgili olduk. Hatta Münevver ile sevgiliyken Enver ile tanıştık. Münevver 7-8 kez evimize geldi. Münevver'i annem ile de tanıştırdım. Olaydan birkaç gün önce bize gelmişti, tartıştık. Bana hakaret etmeye başladı. Erkekliğime hakaret etti. 'Sen nasıl erkeksin' dedi. Olay tarihinde Münevver'in okuluna gittim. Birlikte karar alıp bize geldik. Bizde kimse yoktu. Arka bahçeden içeriye girdik. İki sevgili gibi öpüştük sarıldık. O sırada Münevver lavaboya gitti. Masanın üzerinde bulunan telefonunu karıştırdım, mesajlara baktım. Sevgilim, canım yazılı mesajları gördüm. Mesajların ne olduğunu sordum. Münevver de "Ben seni seviyorum. Bu mesajın önemi yok" dedi. Münevver'in bu umursamaz tavrı beni çok kızdırdı. Israrlarla mesajların kimden geldiğini sordum. 'Sen benim babam mısın soruyorsun' dedi. Tartışma çıktı. Münevver'i çok sevdiğim için deliye döndüm. Cinnet mi geçirdim hatırlamıyorum, kendime geldiğimde Münevver'i ölü buldum. Masanın üzerindeki bıçakla vücuduna vurduğumu tahmin ediyorum. Münevver'i cansız görünce kendimi de öldürmek istedim. Ancak yapamadım"

"ÇÖP KONTEYNERİNA ATTIM"

"Telaşla cesetten kurtulmaya çalıştım. Evdeki bir bavulu aldım. Münevver'i cesedini bavula sığdırmaya çalıştım. Sığmayınca evden koşarak nalbura gittim. Testere aldım. Tekrar eve gelip önce başını kestim, sonra gitar kutusuna koydum. Cesedi de bavula yerleştirdim. Daha sonra korsan taksiyle evden ayrıldım. Evden ayrılmadan da önce kirli çamaşır sepetinde bulunan çamaşırlarla yerdeki kanları temizledim. Arabaya bindim ve Etiler'e geldim. Bagajdan bavul ve gitar kutusunu indirdim ve çöp konteynerine attım. Bilinçsizce ne yaptığımı bilmeden alışveriş merkezine geldiğimi anladım. Sonra Bahçeşehir'deki evimize gittim. Evde annem, kız kardeşim ve kız kardeşimin öğretmeni vardı. Annem çamaşır sepetindeki kanları görmüş olacak ki 'ne oldu' diye sordu. Ben de cevap vermeyerek soruyu geçiştirdim. Daha sonra eve babam geldi. Annem babama bir şeyler anlatmış olacak ki ne olduğuna dair sorular sordu. Dışarı çıkmak istediğimi söyledim. Babamla Beylikdüzü'ndeki şirket lojmanlarına geldik"

"SUÇU TEK BAŞIMA İŞLEDİM. PİŞMANIM"

"Yanımızda kimse yoktu. Babam bana ne olduğunu sordu, beni sıkıştırdı. Ben de , kız arkadaşım Münevver'in eve geldiği, içtiğimizi ve onu kazayla ittiğim sırada kafasının masaya çaptığını söyledim. Evdeki kanın bu şekilde oluştuğunu söyledim. Babam da bana 'Münevver'i ara durumunu sor' dedi. Babamdan gerçeği gizledim. Şirket çalışanları Mehmet Karakayalı ve Habip Kurt'un bulunduğu lojmana geldik. Babam beni burada bıraktı ve gitti. Mehmet Karakayalı, bana soru sormaya başladı. Ben de babamla tartıştığımı söyledim. Bir süre sonra lojmana çıktım. Babam sonra geri geldi. Bahçeşehir'de bulunan bir kafeye gitmek istediğimi söyledim. Babam beni kafede bıraktı. Bir süre kafede tek başıma oturdum. Sonra hatırlamadığım bir şahıs geldi yanıma, uzun boyluydu. Beni tanıdığını düşündüm ve arabaya bindim. Bu kişille birlikte bilmediğim bir yere gittik. 6 saat yolculuk yaptık. 7 ay boyunca tek başıma bir evde kaldım, tanımadığım bir kişi 10 günde bir gelip yiyecek bırakıyordu. Saklandığım sırada ailemden kimseyle görüşmedim. 7 ay sonunda bir kişi eve geldi ve beni teslim edeceğini söyledi. Olup bitenleri televizyondan izliyordum. Ben bu kişiye, teslim olacağımı söyledim. Bu kişiyle birlikte yolculuk yaptık. Daha sonra yol kenarında beni bıraktı ve birazdan gelecek araca bin dedi. O araca bindim. Araçta avukat Aytekin Kaya vardı. Avukat bana büfeden yiyecek aldı. Daha sonra gelip polisler beni aldı. Pişmanım, böyle bir suş işlemek istemezdim. Keşke onun yerine ben ölseydim. Keşke onu geri getirmek mümkün olsaydı. Ailesi için zor bir durum. Benim yüzünden kızları öldü. Kendi ailem için de üzgünüm. Oğulları katil oldu. Suçu tek başıma işledim. Pişmanım"

Bu arada Garipoğlu ifade verirken sesinin titrediği görüldü. Duruşmaya devam ediliyor

CHP'Lİ SOYSAL OLAYI ANLATTI

Münevver Karabulut cinayetinin davasını izleyenler arasında yer alan CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, duruşma salonunda çıkan olayları anlattı. Soysal, "İçeride Münevver'in erkek kardeşi bir müdahalede bulundu. Şırınga ile müdahale bulundu. Şırıngayı sıktı, içinde ne olduğunu bilmiyoruz. Güvenlik vardı isabet etmedi. Cem Garipoğlu'na isabet etmedi. Çok önemli bir şey yok. Şu an emniyette ifadesi sürüyor" dedi.

Olayın Cem Garipoğlu'nun savunmasını yaptığı sırada gerçekleştiğini belirten Soysal, "'Erkekliğime hakaret etti' diye bir sözü var. O açıklamanın ardından saldırı gerçekleşti. Psikolojileri çok bozuk" diye konuştu.