19 Aralık 2009 Cumartesi

TSK Güleni Londra'da takip etmiş


TSK neden Başbakan'ın BM'deki konuşmasını ve Fethullah Gülen'in Londra konferansını takibe aldı?

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ, hafta içi Trabzon'da yaptığı konuşmada daha önceki konuşmalarına benzer ifadelerle TSK'ya karşı asimetrik, psikolojik bir kampanya yürütüldüğünü ifade etmişti. Başbuğ, bununla birlikte TSK'nın kendisine güveni tam olduğunu ve bu yüzden kendisine yönelik gerçeklere, doğrulara dayanan, ön yargılı olmayan sağduyulu eleştirilere her zaman saygı ile karşıladığını söylemişti.

Başbuğ asimetrik psikolojik harekattan bahsededursun, Genelkurmay İç Emniyet Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Ergin Saygun'a sunulan 15 Ekim 2007 tarihli yeni bir belge ortaya çıktı.

Genelkurmay İç Güvenlik Şube Müdürü Kıdemli Albay Mustafa Bakıcı imzalı ve 14 başlıktan oluşan raporda AKP'li vekilin "lavuk" ifadesi bile not edilerek komutana sunulmuş.

Kurtlar Vadisi Pusu kan kaybediyor


Kurtlar Vadisi Pusu özellikle kanal değiştirdikten sonra seyirci tarafından sıklıkla eleştirilere maruz kaldı.


Kurtlar Vadisi Pusu özellikle kanal değiştirdikten sonra seyirci tarafından sıklıkla eleştirilere maruz kaldı. Eleştirilerin odağındaki Pana Film seyircisini takip etmemekle suçlanıyor. İşte bu eleştirilere Yüksel Aytuğ köşesinde yer verdi;



VADİ ŞİKAYETLERİ ARTTI

Bu evlilik Polat'a pek yaramadı.. Köşemizin amaçlarından belki de en önemlisi, televizyon sektörünün farklı kesimleri arasında köprü olmak, iletişim sağlamak. Bu nedenle sık sık izleyici görüşlerine yer veriyor ve ilgililerin, ürünleriyle ilgili olarak halkın gerçek duygu ve düşüncelerinden haberdar olmalarını sağlamaya çalışıyorum. Son dönemde "Kurtlar Vadisi: Pusu" dizisiyle ilgili şikayetler arttı. Duygu Ozansoy adlı okurumuz da Pana Film yöneticilerine rehberlik edeceğini umduğum şu mektubu göndermiş:



PANA FİLM İZLEYİCİSİNİ TAKİP ETMİYOR

"Yüksel Bey selamlar... Öncelikle size bu yazacaklarımı neden internet ortamının bu aralar en gözde tartışma platformlarından olan forumların birinde paylaşmadığımı açıklamaya çalışayım. Çünkü Pusu konseptiyle bizi her geçen gün ayrı bir hayal kırıklığına uğratan Pana Film'in artık zerre kadar seyircisini takip etmediğini düşünüyorum. Oysa sizi takip ediyorlar, bunu çok iyi biliyorum. Bu sebeple yazacaklarımın sizin köşenize taşınma umudunu içimde muhafazaya çalışarak sözlerime başlıyorum.



POLAT TANINMAZ HALDE

Anne baskısı ile yapılan bir evlilik, kutuplardan gelen bir insan evladını bile soğuğu ile hayrete düşürecek bir yuva, intikam diye inleyen bir eş, artık tanıyamaz hale geldiğimiz bambaşka bir Polat, tüm bunlar yetmedi bir de bebek izlemek zorunda bırakırlarsa bizi, Kurtlar Vadisi Pusu tarihinde ilk kez ikinciliği görmekle kalmayacak, üçüncülüğü de görecek.



POLAT BİZİM GÖZÜMÜZDE HALA BEKARDIR

Yeter artık dayanamaz hale geldik. Biz Polat'ın aşık halini de biliyoruz. Elif'e bakarken nasıl içinin titrediğini, onun için nasıl dünyayı karşısına aldığını, ona dokunamadığı her an nasıl kendini yiyip bitirdiğini o kadar iyi izledik, o kadar iyi özümsedik ki, şimdi bizlere aşk diye yutturulmaya çalışılan komedyanın adına evlilik demeleri inanın hiçbir anlam ifade etmiyor. Eşine hatır gönül uğruna ve 'Artık bir kere evlendim, dönüşüm yok' mantığı ile katlanan Polat Alemdar bizim gözümüzde hala bekardır, bu böyle bilinsin.



EBRU'YU SEVİYOR OLAMAZ

Zira eşine kesik baş gönderildiğinde bile bir kere ona sarılmadan iki metre öteden 'İyi misin?' diye sormakla yetinen bir koca, kusura bakmayın ama karşısındaki kadını seviyor olamaz. Alışkanlıklarımız uğruna bu komedyaya katlanıyoruz ama sanılmasın ki bu olmayan evliliğin meyvesi olarak dünyaya gelecek bir çocuk aynı sakinlikte olayları seyretmemize vesile olacak.



ALEMDAR AİLESİNE HAYIRLI UĞURLU OLSUN

'Senin çocuklarının babası olmayı seçemediğim için beni affet' demişti Polat, Elif'e... Eğer kendisi sayesinde ölüm döşeğinde acılar içinde can veren bir kadına ölümüne beş kala verme kararı aldığı o küçücük taşlı pırlanta yüzüğü; şimdi eşi olan bayan daha çok hak etti ise, Elif'in çektiği onca cefaya karşın Ebru'ya sürdürülen sefa haksa ve hepsinden de önemlisi Polat 'Sadece senin çocuklarının babası olamadığım için beni affet derken' derken Elif'in hakikaten onu affettiğine inanıyorsa, Ebru'nun doğuracağı bebek Alemdar ailesine hayırlı uğurlu olsun...



POLAT YALANCI MI

Ama bu diziye yapılanları biz Vadi kökenli Pusu fanları olarak affetmiyoruz. Geçmişte yazdıkları ile çelişen senaryo ekibine mesajımızdır: Elif'ten başkasını sevemeyeceği üzerine yemin üzerine yemin veren Polat Alemdar mı yalancı, yoksa biz seyircilere balık hafızalı insan muamelesi mi yapıyorsunuz? 97 bölümü unutmadık, unuttuğumuzu var sayarak yazmaya lütfen devam etmeyiniz!"

3 erkekten 1'i erken boşalıyor


Erken boşalma, cinsel hayat kalitesini olumsuz etkiliyor.


Erken boşalma, çiftlerin cinsel hayat kalitesini olumsuz etkileyen bir sağlık sorunu. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Alıcı, son araştırmaların ışığında, ilişkinin başlangıcından sonra 1 dakika içinde boşalmaya “erken boşalma” dendiğini belirtti

AMERİKAN Üroloji Derneği’nin 2004 yılındaki raporuna göre erken boşalmanın tanımı şöyle: “Boşalmanın erkekte ve kadında huzursuzluk yaratacak biçimde, istenenden önce, ilişkinin öncesinde veya hemen başlangıcında olması.”

OLDUKÇA YÜKSEK

Son 10 yılda yapılan çalışmaların ışığında erken boşalma, erkeğin ilişkinin başlangıcından sonraki “bir dakika” içinde boşalması, olarak tarif ediliyor. Erkekler arasında görülme sıklığı oldukça yüksek olan erken boşalmanın tarifi, geçmişten günümüze değişiklik gösteriyor. Geçmişte, “kadının tatmininden önce erkeğin boşalması” erken boşalma olarak tarif ediliyordu; ama bu tanımın süre içermemesi, eksiklik olarak gösteriliyordu. Kadının orgazma ulaşması için çok uzun bir süreye ihtiyacı olduğunda (gecikmiş orgazm), erkeğin boşalma süresi normal olsa da bu durumun “erken boşalma” olarak tanımlanması, çiftler arasında yaşanan huzursuzluğun önde gelen nedenleri arasında bulunuyor.

TEDAVİ EDİLEBİLİR

Erken boşalmanın sorun olarak görülmesi için belli aralıklarla tekrarlanması gerekiyor. Prof. Dr. Bülent Alıcı, ender olarak gerçekleşen erken boşalmanın

doğal kabul edilmesi gerektiğini söylüyor. Prof. Alıcı, “Çiftlerin ilişkilerinin yarıdan fazlasında erken boşalma oluyor ve bu durum taraflarda huzursuzluk

yaratıyorsa tedavi edilmelidir” diyor.

Her 3 erkekten 1’inde var

Dünyada ve Türkiye’de her 3 erkekten biri erken boşalma sorunu yaşıyor. Bu soruna en çok ergenlik çağından 40’lı yaşlara kadar olan dönemde rastlanıyor.

Liseli kızlar tekme tokat dövüştü


Dün akşam saatlerinde okullarından çıkan Kız Meslek ve Anadolu Meslek Lisesi öğrencileri olduğu sanılan yaklaşık 30 kişilik bir kız grubu, bilinmeyen bir nedende dolayı birbirine girdi. Kavga görüntülere böyle yansıdı:


Van'da dersten çıkan liseli kızların akşam saatlerinde sokağa taşınan kavgası, esnafların araya girmesiyle son buldu.

Dün akşam saatlerinde okullarından çıkan Kız Meslek ve Anadolu Meslek Lisesi öğrencileri olduğu sanılan yaklaşık 30 kişilik bir kız grubu, bilinmeyen bir nedende dolayı Kazım Karabekir Caddesi üzerinde önce birbirleri ile yüksek sesle bağırdılar ve ardında da kavga etmeye başladılar.

Bazı kız öğrenciler bağıran arkadaşlarını sakinleştirmeye çalıştıysa da kalabalığın arasında bulunan bazı kız öğrenciler birbirine saldırmaya başladı. Kar yağışına rağmen üzerindeki ceketini çıkaran bir kız öğrencinin arkadaşları tarafından engellenmesi de sonuç vermedi. Arkadaşların elinde kurtulan ve ismi öğrenilmeyen kız öğrenci, içine girdiği kalabalıktan bulunan bir öğrenciye tekme ve tokatla saldırmaya başladı.

Bu öğrencinin de tekme ile karşılık vermesi üzerine yaşanan kavga ve kargaşa, çevrede bulunan bir kaç esnaf ile bazı erkek öğrencilerin araya girmesi ile yatıştırıldı. Esnaf kavga büyümeden yatıştırırken, kızların guruplar halinde farklı yönlere gitmesi ile kavga sona erdi.

Ve Roberto Carlos gitti


Fenerbahçe’nin Brezilyalı yıldızı Roberto Carlos Türkiye’ye veda etti. Brezilyalı oyuncu Türkiye'ye gelirken havaalanında izdiham yaşanmıştı. Bu sabah ise yalnızca basın mensupları ve kulüp yetkilileri vardı.

Brezilya’nın Corinthians kulübüyle iki yıllık anlaşma imzalayan Carlos sabah erken saatlerde Brezilya’ya giderken ünlü futbolcuyu kalabalık bir basın ordusu uğurladı.İspanyol İberia Hava Yollarına ait İBE 3763 sefer sayılı uçak ile 06:55’te Madrid aktarmalı ülkesi Brezilya’ya uçan Roberto Carlos Atatürk Havalimanı’nda yaptığı açıklamada Türkiye ve Fenerbahçe’yi unutmayacağını söyledi. Brezilyalı futbolcu Roberto Carlos, “Bugün iki duyguyu bir anda yaşıyorum. Fenerbahçe’den ayrıldığıma üzülürken, ülkemde futbol hayatıma devam edeceğim içinde mutluyum. Benim için yeni bir dönem başlıyor. Bundan sonra burada olmayacağım” dedi.

Bu arada tercüman Samet Güzel, Carlos’u kafasından öperek uğurlarken hayranları havalimanında beraber fotoğraf çektirmek için birbiriyle yarıştı. Carlos hayranlarının isteklerini kırmayarak hepsiyle fotoğraf çektirirken bir Galatasaraylı taraftarın “En büyük Cim bom bom’demesine de esprili bir şekilde “No problem”diyerek güldürdü.

GELİRKEN İZDİHAM YAŞANMIŞTI

Roberto Carlos 2007 yılında Fenerbahçe'ye gelirken kalabalık bir taraftar ve medya topluluğu tarafından karşılanmıştı. Brezilyalı oyuncu yoğun ilgiden dolayı ezilme tehlikesi bile yaşamıştı.

Denizli'de 3.9 büyüklüğünde deprem meydana geldi


DENİZLİ (CİHAN)- Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünden edinilen bilgiye göre...
DENİZLİ (CİHAN)- Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünden edinilen bilgiye göre, saat 07.19'da, merkez üssü Denizli'nin Çameli ilçesi olan 3.9 büyüklüğünde deprem meydana geldi.

Kazada 10 küçükbaş hayvan telef oldu


STANBUL (CİHAN)- Tem Otoyolu üzerinde başka bir aracın sıkıştırması sonucu devrilen kamyonda bulunan 60 küçükbaş hayvandan 10'u telef oldu. Kamyon sürücüsü ve yanında bulunan 2 kişi kazayı yara almadan atlattı.


Kaza, saat 02.00 sıralarında Tem Otoyolu Bağcılar mevkii Fatih Sulatn Mehmet Köprüsü istikametinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Yunus Püsküllü'nün kullandığı 34 VV 9124 palakalı kamyon, aynı istikamette ilerleyen başka bir aracın sıkıştırması sonucu kontrolden çıkarak bariyerlere çarptı. Kamyon daha sonra yan yattı. Sürücü ve yanında bulunan 2 kişi kazadan yara almadan kurtuldu. Kamyonda, Silivri'den Düzce'ye götürülmek üzere yola çıkarılan 60 küçükbaş hayvan olduğu öğrenildi. Bu hayvanlardan 10'u kazada telef oldu. 50 küçükbaş hayvan ise sahipleri tarafından kamyondan çıkarıldı. Hayvanlar bir süre yol üzerinde bekletildikten sonra başka bir kamyona yüklendi. Polisin olay yerindeki incelemelerinden sonra kazaya karışan kamyon yoldan kaldırıldı. Kaza yüzünden oluşan trafik de normale döndü.


Hayvanların sahibi Mahmut İnli, Silivri'den yükledikleri hayvanları Düzce'de bir mezbahaneye götürmek üzere yola çıktıklarını, yolda ilerlerken başka bir aracın sıkıştırması sonucu kamyonun devrildiğini anlattı. İnli, "Çok sayıda hayvan öldü. Bazılarını murdar olmaması için kestim. Bazıları ise öldü." dedi. (CİHAN)

İçinde pasaport ve uçak bileti bulunan çantasını, patlatılmak


ANKARA (CİHAN)- Başkent'te iki kız yurdu arasına bırakılan şüpheli çanta, paniğe neden oldu. Çanta, bomba imha ekip...
ANKARA (CİHAN)- Başkent'te iki kız yurdu arasına bırakılan şüpheli çanta, paniğe neden oldu. Çanta, bomba imha ekipleri tarafından fünye ile patlatılmak üzere iken sahibi geldi. Gece saatlerinde Almanya'ya uçağı olduğunu belirten vatandaş, "Pasaportum ve biletim çantanın içindeydi. Patlatılsaydı, Almanya'ya gidemeyecektim. Neyse ki son anda yetiştim" dedi.


Gece saat 01.00 sıralarında Emek 8. Cadde 85 sokak üzerindeki iki özel kız yurdu önündeki bir aracın yanına bırakılan şüpheli çanta, paniğe neden oldu. İhbarı alan polis ekipleri sokağı trafiğe kapatarak, bomba imha uzmanlarına haber verdi.


Olay yerine gelen bomba ekibi, ilk incelemesinin ardından özel kıyafetini giyerek çantayı patlatmak için fünye hazırladı. Bomba imha uzmanı fünyeyi çantaya götürmek üzere iken çantanın sahibi olduğunu söyleyen bir kişi geldi.


"ÇANTASI FÜNYE İLE PATLATILSA ALMANYA'YA GİDEMEYECEKTİ"


Şahıs, polislere, çantanın kendisine ait olduğunu, içerisinde pasaport ve uçak biletlerinin bulunduğunu Esenboğa Havalimanı'na geldiğinde çantayı unuttuğunu fark ettiğini anlatmaya çalıştı. Çantayı açarak içindekileri polise gösteren vatandaş, çantanın kendisine verilmesiyle uçağına yetişmek üzere bölgeden ayrıldı. Çanta sahibinin gece saatlerinde Almanya'ya gideceği öğrenildi.


Olayın şaşkınlığını yaşayan ve ismini vermek istemeyen çanta sahibi, içerisinde pasaport ve uçak biletinin bulunduğu çantanın patlatılması halinde Almanya'ya gidemeyeceğini söyledi.


Çantanın sahibine ulaştırılmasının ardından kız öğrenci yurdunun bulunduğu sokak trafiğe yeniden açıldı. (CİHAN)

Medvedev, Kyoto Anlaşması için yeşil ışık yaktı


Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev, ülkesinin yasal bağlayıcılığı olan yeni iklim anlaşmasını imzalamaya hazır olduğunu söyledi.

Kopenhag'da Birleşmiş Milletler Küresel İklim Değişikliği Zirvesi'nde konuşma yapan Dmitri Medvedev, "Rusya yasal bağlayıcılığı olan anlaşmanın hazırlanmasında yer almaya hazır, ve emisyonların kesilme yükümlülüğünü imzalamaya da hazır." diye konuştu.

Medvedev, ayrıca, yeni uluslararası iklim anlaşmasının imzalanmamasına rağmen Rusya'nın zararlı emisyonları azaltmaya devam edeceğini belirtti. Medvedev, "Çünkü bu eninde sonunda bize fayda olarak dönecektir." değerlendirmesinde bulundu.

Gözlemciler, 7 Aralık tarihinden itibaren 193 ülkeden heyetlerin katılımı ile devam eden zirvede ülkelerin özellikle sera gazı emisyonlarını azaltmak adına kayda değer bir anlaşmaya ulaşamadıklarını kaydediyor.

Zirvede gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki anlaşmazlıkları çözme çabaları sürerken en büyük anlaşmazlığın Çin ve ABD arasında olduğu belirtiliyor. Liderler, zirvenin gerçekleştirildiği Bella Center'da anlaşmayı gerçekleştirebilmek için basına kapalı görüşmeler yaptı. Batılı müzakereciler özellikle Çin'in görüşmeleri tıkadığını öne sürüyor.

Son iki günde liderlerin konuşmaların yer verildiği zirve, çevreciler tarafından da protesto ediliyor. Göstericiler, iklim değişikliğinden en çok etkilenen devletlerin çıkarlarının önemsenmediği eleştirisinde bulunarak kalkınmakta olan ülkelerin çıkarlarının da gözetildiği adil bir iklim sözleşmesi talep ediyor.

Greenpeace ile Doğayı Koruma Vakfı, Avrupa Birliği'nden somut taleplerde bulundu. Örgütler, Avrupa Birliği'nin karbondioksit emisyonlarının 2020 yılına kadar 1990 yılı baz alınarak, yüzde 30 oranında azaltmasını istedi. (CİHAN)

Su baskınına uğrayan İstanbul Otogarı'nda zarar milyon TL ile ifade ediliyor


Sağanak yağıştan en fazla olumsuz etkilenen Büyük İstanbul Otogarı'nın esnafı su baskınlarından büyük maddi zarar gördü. Zararın boyutunun milyon TL'lerle ifade edildiğini belirten çoğu oto yedek parça satan esnaf, hiçbir yetkilinin kendilerine yardım için gelmemesinden yakındı.

Öğle saatlerinde bastıran sağanak nedeniyle İstanbul'da birçok ev ve iş yerini su bastı. Esenler'deki Büyük İstanbul Otogarı ise selden büyük zarar gördü. Otogarın altından geçen kanalizasyon boruları tıkanınca otogarın altındaki rögar kapakları patladı ve otogarın altında yaklaşık 1,5-2 metrelik su birikintileri oluştu. Birçok araç ve şehirlerarası otobüs sular altında kaldı. Suda mahsur kalan birçok kişi itfaiyenin botlarıyla kurtarıldı. Selde ölen ya da yaralananın bulunmaması herkesi sevindirirken, otogarda milyonlarca liralık maddi hasar meydana geldi. Otogarın alt katında en çok yedek parça satan esnafın bulunduğu ve bu malzemelerin sular altında kaldığı öğrenildi.

Kanalizasyon borusunun patlamasıyla otogarın bir anda sular altında kaldığını belirten Rasim Tarı, "Bütün eşyalarımız sular altında kaldı. Biz olay yerine botla gelen itfaiye ekipleri tarafından kurtarıldık." dedi.

Sel nedeniyle otogarda milyon TL'lik hasar meydana geldiğini anlatan Hakan Demir "Ben en az 20 aracın sular altında kaldığını gördüm. Hasar çok büyük. Şu ana kadar hiçbir yerden bize yardım için gelmediler. Perişan haldeyiz" diye konuştu.

Zararlarının çok büyük olduğunu ifade eden Taner Işık, "Faturalı birçok malzememiz sular altında kaldı. Hiçbir resmi makamdan bizi ziyaret eden olmadı. Otogarın ismi Esenler Otogar diye geçiyor. Ancak, otogarın bir kısmı Esenler'e, bir kısmı Bayrampaşa'ya bağlı. Herkes topu birbirine atıyor. Olay yerine itfaiye geldi. Ama itfaiye de belli yere kadar ilerleyebiliyor." ifadelerini kullandı. (CİHAN)

Aracını tamir için indi kamyonun altında kaldı


İSTANBUL (CİHAN)- Tem Otoyolu üzerinde arızalanan aracını tamir etmek için araçtan inen sürücü, seyir halindeki kamyonun çarpması sonucu hayatını kaybetti. Şahsı yaklaşık 50 metre sürükleyen kamyonun sürücüsü, durup yardım etmeyerek kaza yerinden kaçtı.


Kaza, saat 01:00 sıralarında Tem Otoyolu Bahçeşehir mevkii Edirne istikametinde meydana geldi. İddiaya göre, korsan taksicilik yapan Orhan Özer, yolcusunu alarak Tem Otoyolu üzerinde seyretmeye başladı. Avcılar sapağında Özer'in kullandığı 34 HH 875 plakalı otomobil arıza yaptı. Tamir için araçtan indiği sırada, plakası alınamayan bir kamyon Özer'e çarptı. Kamyonun altında yaklaşık 50 metre sürüklenen Özer, olay yerinde hayatını kaybetti. Kamyon sürücüsü ise kaza yerinden kaçtı. İhbar üzerine olay yerine gelen polis incelemelerde bulunarak olay yerinden kaçan kamyona ait parçalar aradı. İncemelerin ardından Özer'in cesedi olay yerinden kaldırıldı. Yolcu ise ifadesi alınmak üzere karakola götürüldü. (CİHAN)

Maden ocağının sahibi tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı


Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesinde grizu patlaması sonucu 19 kişinin hayatını kaybettiği maden ocağının sahibi tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Mustafakemalpaşa İlçesi Bükköyü Madencilik AŞ'nin Yönetim Kurulu Başkanı Nurullah Ercan ifade vermek için adliyeye geldi. Ercan, Mustafakemalpaşa Adliyesi'nde soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcısına yaklaşık 3 saat ifade verdi.

Ercan, ifade vermesinin ardından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Ercan, adliyenin arka kapısından çıkıp bir araca binerek ayrıldı. (CİHAN)

İstanbul'a mevsimin ilk karı yağdı


İstanbul'un Çatalca, Silivri, Büyükçekmece ve Başakşehir ilçelerinde yoğun kar yağışı başladı. Yol kenarlarında kar kalınlığı bazı yerlerde 5-10 santimetre kadar ulaşırken, kaygan zeminde araçlar hız kesmek zorunda kaldı. Bu arada Selimpaşa'da taşan dere yüzünden E-5 trafiği tek şeritten kontrollü olarak sağlandı.

İstanbul'da sabah saatlerinde etkisini gösteren sağanak yağış, akşam saatlerinde kara döndü. Özellikle İstanbul'un Çatalca, Silivri, Büyükçekmece ve Başakşehir ilçelerinde yoğun kar yağışı yaşandı. Kar kalınlığı bazı yerlerde 5-10 santimetreye kadar ulaştı. Kaygan zeminde araçlar hız keserek ilerlemek zorunda kaldı.

Bu arada, geçtiğimiz aylarda taşması nedeniyle birçok evi ve otomobili sular altında bırakan dere yine taştı. Taşan dereden sular E-5 Karayolu'na ulaştı.

Olası yol çökmesi ihtimaline karşı yol, tek şeritten kontrollü olarak verildi. (CİHAN)

ABD kanalında skandal görüntü


NBC televizyonu İran'da tutuklu bulunan üç Amerikalı genç ile ilgili haberinde Türkiye'nin önemli bir bölümünü Kürdistan olarak gösterdi.

ABD'nin en önde gelen televizyon kanallarından NBC, sabah programında büyük bir skandal yaşandı. Çokça izlenen Today's Show adlı programında İran'ın sınırı izinsiz geçtiği iddiasıyla tutukladığı üç Amerikalı genç ile ilgili bir habere yer verildi. Gençlerin izinsiz geçtiği sınır 'İran ve Kürdistan' arasında denilerek, haritada Türkiye'nin önemli bir bölümünün üzerine Kürdistan yazıldı. Ayrıca Türkiye'nin güneydoğusu ile Irak'ın kuzeyi farklı renkte gösterilerek bölge Kürdistan olarak tanımlandı.

Söz konusu haberde İran tarafından tutuklanan 3 gençten Sarah Shourd'un annesinin İran hükümetine gönderdiği mesaja yer verildi. Mesajda, İran'ın dini liderine gençleri serbest bırakması çağrısı yapıldı.

(CİHAN)

Silah yüklü uçak nereye gidiyordu?


Tayland'da el konulan nakliye uçağında bulunan 40 ton kadar silahın Orta Doğu'ya gittiği bildirildi.
Washington Post'taki habere göre, Amerikan istihbaratının şefi Dennis Blair, ''ABD ve yurt dışında farklı istihbarat birimleri tarafından yürütülen çalışma, Orta Doğu'ya gitmekte olan Kuzey Kore silahlarının ele geçirilmesine olanak sağladı'' açıklamasında bulundu.

Blair, silahların Orta Doğu'da hangi ülkeye teslim edileceği konusunda ise bilgi vermedi.

Tayland, İlyuşin-76 tipi nakliye uçağında, aralarında RPG roketi ve füzeler bulunan muhtelif savaş silahları ele geçirildiğini açıklamıştı.

Bir otomobil devi daha battı


Büyük bir ekonomik krizde olan ve bir yıldır başka firmalara satışı konuşulan İsveçli tanınmış Otomotiv markası SAAB elde kaldı, şimdi ise kapatılma kararı aldı.
En büyük pay ortağı Amerikalı General Motors (GM), dün İsveç'in başkenti Stockholm'de yaptığı toplantı sonrasında SAAB'ı kapatma kararı aldıklarını açıkladı. Bu karardan 7 bin 500 işçinin etkileneceği ve mağdur kalacağı konuşuluyor.

Bugüne kadar alıcı olarak birçok firmanın adı geçse de bir türlü satış işlemi gerçekleşememiş ve en son olarak lüks araba firması Spyker talip olmuştu. Dün bu firmayla yapılan satış görüşmesinde de bir netice alınmayınca GM böyle bir kapatılma kararı vermiş oldu.

Spyker Genel Müdürü Victor Muller de İsveç medyasına konu hakkında bilgi verirken, basın bildirisinde, "Üç haftadır 24 saat çalışıyoruz, fakat bir sonuca ulaşamadık. İşin bu kadar kompleks olması ve vaktin dar olması bizi zora soktu." ifadelerini kullandı.

SAAB'ın Genel Müdürü Jan-Åke Jonson ise, bugün neticeden şaşkın olduğunu ve işin hallolacağını umduklarını, ama hayal kırıklığına uğradıklarını kaydetti. Bu iş için çok çalışanların, emek verenlerin olduğunu belirten İsveçli Genel Müdür, "Bu durumda GM'den gelecek kararları beklemekten başka elimizden bir şey gelmiyor. Biz dahi neticenin ne olacağını bilmiyoruz. Bu bir iflas değildir, kapatma usulüne uygun olarak yapılacaktır." dedi.

İsveçli gazeteler, bu kapatmayla birlikte 3 bin 500 çalışanın etkileneceğini, bunun haricinde de SAAB'ın fabrikasının olduğu Trollhättan bölgesindeki 4 bin işçinin daha etkilenebileceğini yazdı.

İŞSİZ KALACAKLAR İÇİN BAKAN DEVREDE

Konuyla ilgili gün içerisinde açıklama yapan İsveç Endüstri Bakanı Maud Olofsson, hükümet olarak ellerinden geleni yaptıklarını, daha başka ne yapabileceklerini bilemediklerini söylerken, "SAAB'ın sahibi GM'dir ve yıllardan beri SAAB için çok farklı şeyler yapabilirdi." diye ekledi.

Bakan Olofsson'un önümüzdeki pazartesi günü bir değerlendirme yapmak üzere resmi dairelere, sendikalara ve şirketlere dün bir davetiye gönderdiği, o bölgedeki işsiz kalacak insanlar için nasıl bir yardım tedbirinin uygulanacağının ele alınacağı bilgisi alındı.

Yakın bir zamanda SAAB'ın bazı eski teknolojilerinin Çinli bir firmaya satışı gerçekleşmiş fakat bu kısmi satış firmanın derdine derman olamamıştı.

(CİHAN)

Kanadoğlu'nun cunta anlayışına bakın!


Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Çanakkale'de kendisine yöneltilen, ifade için savcılığa çağrılması hakkındaki soruya, "Ben yargının en üst seviyesine çıkmış bir insanım. Bu işleri biliyorum. İfade vermeye çağırırlarsa giderim." cevabını verdi.
Kanadoğlu, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Çanakkale Şubesi'nin düzenlediği, "Hukuk Devleti ve Yargı Bağımsızlığı" konulu bir konferans verdi. CHP İl Başkanı Serdar Soydan ve DSP İl Başkanı Ceyhun Duman'ın da katıldığı konferansta Kanadoğlu, Türkiye'de genel başkan cuntası olduğunu söyledi.

Belediye sosyal tesislerindeki konferansta konuşan Sabih Kanadoğlu, "Siyasi partilerde genel başkanlık cuntası, bir duygu gibi kendisini göstermektedir." dedi. Siyasi parti başkanlığının bir noktadan sonra yapılmaması gerektiğini söyleyen Kanadoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yüklendi. Kanadoğlu, "Bir parti iktidar olduysa, neden genel başkanı başbakan olabilmektedir? Neden bu başbakan, partinin milletvekillerini kendisi seçebilmekte ve hattâ sıralamasını bile yapabilmektedir? Hattâ daha da ileri giderek, istediği bir arkadaşını cumhurbaşkanı bile seçebilmektedir. Bu, genel başkanlığın tek kişi diktasına dönüşmesindendir. Yargıyı baskı aracı olarak kullanması halinde bu demokrasi değil, bir diktadır. Bu rejimin adı faşizmdir. Eğer bu diktaya bir de dini eklerseniz, dinci dikta olur. Siyasi iktidarlar, kendilerine gerekli olan gençleri ve kadınları geleceklerini tehlikeye sokacaklar diye almıyorsa, gençleşmeyen bir partinin iktidarının devam etmesi mümkün değildir." şeklinde konuştu. Çarenin halkta olduğunu ifade eden Kanadoğlu, "Türk halkı, 'Böyle bir idareye layık değiliz.' dediği anda bu yolda direnenler ayaklarını sıkı atmak zorunda kalacaktır." ifadelerini kullandı.

Demokratik açılıma da değinen Sabih Kanadoğlu, şunları kaydetti: "Açılım, Türkiye'nin bütününde yapılmalıdır. Ülkenin belirli bölümlerinde demokratik açılımdan bahsetme olanağı yoktur. Bunu Türkiye'de yapacaksanız, yurttaşların hepsine imkan sağlayacaksınız. Laik devleti sarsmayacaksınız. Seçimlerde yüzde 10 barajını aşağıya indireceksiniz. Başkaları bir şeyler istiyor diye ona göre hareket etmek halka kötülüktür. Hiçbir şey söylemeden açılımı harekete geçirmek halkı aldatmaktan ileri gitmez."

Kanadoğlu, çağdaş demokrasinin egemen olduğu, herkesin birbirine saygı duyduğu, dinin siyasete alet edilmediği bir ülkede yaşamak istediğini söyledi. Bunun çaresininse Atatürk'ün çizdiği yolda yürümekten geçtiğini sözlerine ekledi. (CİHAN)

18 Aralık 2009 Cuma

Fransa yeni bir casus uydusu fırlattı


Fransa, bugün uzaya yeni bir casus uydusu fırlattı.
“Helios 2 B” adlı uyduyu taşıyan Ariane-5 roketi, Avrupa Uzay Ajansı'nın Fransız Guyanası'ndaki Kourou Uzay Üssü'nden TSİ 18.26'da hareket etti.

Uydunun, Afganistan, Irak, Çad ve Sudan'ın Darfur bölgesinde haritası çıkarılmamış bölgelerin haritasını çıkarmaya yardımcı olacağı bildirildi.

Kilis'te taş ocağında patlama: 3 ölü


Maden ocağında unutulan dinamitin patlaması sonucu 3 kişi öldü, 2 kişi de yaralı.
Kilis'te, taş ocağında unutulan bir dinamitin patlaması sonucunda 3 kişi hayatını kaybederken, 2 kişi de yaralandı.

UNUTULAN DİNAMİT PATLADI
Musabeyli ilçesine bağlı Karbeyaz köyü yakınlarındaki taş ocağında, Bünyamin Kaplan'ın iş makinesi ile taş kırmaya çalıştığı sırada, daha önceden yerleştirilen ancak unutulan bir dinamit aniden patladı. Patlamayla birlikte savaş alanına dönen taş ocağında, kepçe operatörü Bünyamin Kaplan ile birlikte, etrafta çalışma yapan Recep Hançer (19) ve Akın Şimşek (19) de olay yerinde hayatını kaybetti. Ağır yaralanan Emin Kaplan (35) ve Bahtiyar Bal (51) ise olay yerine çağrılan ambulansla Kilis Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.

Olayı duyar duymaz Garnizon Komutanı Jandarma Albay Mehmet Kadan ile birlikte olay yerine gelen Kilis Valisi Turhan Ayvaz, incelemelerde bulundu. Ayvaz, burada basın mensuplarına yaptığı açıklamada, "Musabeyli ilçemize yakın bir yerde, özel bir şahsa ait taşocağında patlama meydana geldi. Şu anda 3 ölümüz var, bir ağır yaralımız var. Patlamanın nedeni şu anda belli olmamasına rağmen, Cumhuriyet Savcısı'nın incelemesinin ardından belli olacak. Fakat daha önce unutulan bir dinamitin patladığı tahmin
ediliyor" diye konuştu.

Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.

İzmir'de hortum can aldı


İzmir'de hortum can aldı
Menemen ilçesinde şiddetli rüzgarın hortuma dönüşmesi sonucu bir çoban hayatını kaybetti.
İzmir'in Menemen ilçesindeki Organize Deri Sanayi Bölgesi'nde bir süre etkili olan şiddetli rüzgar hortuma dönüştü.

Bölgede koyun otlatan bir çobanın hayatını kaybettiği hortum nedeniyle 1 kişi yaralandı.

Alınan bilgiye göre, Organize Deri Sanayi Bölgesi'nde etkili olan şiddetli rüzgar, hortuma dönüştü. Hortumda, bölgedeki bazı binaların çatıları zarar gördü.

Hortum, Villakent Sitesi'nin güvenlik kulübesini yerinden söktü. Kulübenin içindeki güvenlik görevlisi yaralanırken, bölgede koyunlarını otlatan çoban Mustafa Köse (46) ölü bulundu. Köse'ye, hortuma kapılan güvenlik kulübesinin çarptığı tahmin ediliyor.

Balıkesir'de minare devrildi: 3 ÖLÜ


Çatısı çöken odadaki 6 kişiden 3'ü öldü, 2'si yaralandı. Bir kişi enkaz halen enkaz altında.
Balıkesir'in Dursunbey ilçesine bağlı Yukarıyağcılar köyünde cami minaresi fırtınadan köy odasının üzerine devrildi.

Köy camisinin minaresi yatsı ezanının okunduğu sırada fırtınadan köy odasının üzerine devrildi. Camiye girmek için bekleyen Hüseyin Acaroğlu (75), Ramazan Avcı (52), Ali Aslantaş (67), Naim Başaran (67), Ali Gölcük (54) ve Yusuf Başaran (67), çatısı çöken koy odasında enkaz altında kaldı.

Olay yerine gelen ekipler tarafından bulundukları yerden çıkarılan Acaroğlu, Avcı ve Aslantaş'ın öldükleri belirlendi.

Yaralı olarak kurtarılan Köy Muhtarı Ali Gölcük ve Yusuf Başaran, Dursunbey Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.

Enkazın altında bulunduğu öğrenilen Naim Başaran'a ulaşılmaya çalışıldığı bildirildi.

Göçen madenin sahibi serbest!


19 kişinin hayatını kaybettiği maden ocağının sahibi Nurullah Ercan, çıkarıldığı mahkemece serbest bırakıldı.

Mustafakemalpaşa Adliyesine gelen Bükköy Madencilik Turizm ve Ticaret AŞ'nin Yönetim Kurulu Başkanı Nurullah Ercan, olayı soruşturan Cumhuriyet Savcısına ifade verdi. Ercan, daha sonra mahkemeye sevk edildi. Nurullah Ercan, çıkarıldığı mahkemece serbest bırakıldı.

Nurullah Ercan bugün yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti:

"Vefat eden işçilere Allah'tan rahmet, acılı ailelerine, çocuklarına ve yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum. Acıları dindirmek zor olmakla birlikte yaşam devam ettiğinden, vefat eden insanlarımızın yakınlarına karşı üzerimize düşen insani ve sosyal vecibeleri yerine getirmeye amade bulunmaktayız. Bu hususu idari ve mülki amirlerimiz ile Bakanlıklar nezdinde teyit etmiş bulunmaktayız. Ayrıca, ocağın kapatılması nedeniyle işsiz kalan ocak çalışanlarına da işletmelerimizin elverdiği ölçüde yardımcı olunması gerektiğinin bilinci içerisindeyiz''

Bakanlık tarafından 6 ay kapatılmasına karar verilen Bükköy Maden Ocağı'nın daha önce de Genel Müdürü ve 2 yöneticisi tutuklanmıştı.

Meryem teyze secdedeyken öldü


Isparta'da 71 yaşındaki Meryem teyzeyi ölüm bu kez, namaz kılarken yakaladı. Olaya savcılık bile şaşırdı.
Isparta’da, 71 yaşındaki Meryem Yavuz ve 84 yaşındaki Ali Yavuz, torunları 14 yaşındaki Burak Armağan tarafından evlerinde ölü bulundu. Seccade üzerinde bulunan Meryem Yavuz ile koltukta oturur vaziyette bulunan Ali Yavuz’un sobadan sızan gazdan zehirlenerek öldükleri tahmin ediliyor.

Sermet Mahallesi'nde müstakil bir evde yaşayan Ali Yavuz ile eşi Meryem Yavuz'un bugün evlerinde cesetlri bulundu. Dedesi ve anneannesinin cesetlerini bulan Burak Armağan, hemen polisi arayarak durumu haber verdi. Olay yerine gelen polis, Meryem ve Ali Yavuz'un şüpheli ölümü üzerine parmak izi ve fotoğraflar aldı. Olayla ilgili soruşturma başlatan polis, Meryem ve Ali Yavuz'un sobadan sızan karbonmonoksit gazından ya da gıda zehirlenmesinden dolayı öldükleri ihtimali üzerinde duruyor.

Aynı mahallede oturan anneannesi Meryem ve dedesi Ali'yi sabah ilk olarak saat 09.30'da ziyaret ettiğini ve uyudukları için geri döndüğünü belirten Burak Armağan, saat 12.30'da tekrar yanlarına gittiğinde ise onları hareketsiz bulduğunu anlattı. Seslenmesine rağmen ikisinden de ses alamayınca polisi aradığını belirten BurakArmağan, “Eve geldiğimde sobanın ağzı açıktı. Uyur gibiydiler. Anneannem, yerde namaz kılıyor şeklinde kalmış, zaten kendisi sık sık tesbih çekerdi, dedem de kanepede oturuyordu” diye konuştu.

KIZI SİNİR KRİZİ GEÇİRDİ

Olayı öğrenir öğrenmez olay yerine gelen Meryem ve Ali Yavuz'un kızı 30 yaşındaki Hatice Yavuz ise sinir krizleri geçirdi. Yavuz, sabah annesiyle babasının yanlarına geldiğini, evden ayrılırken de sobayı yakıp işe gittiğini anlattı.

Meryem ve Ali Yavuz'un komşularından Ebru Dilek ise, sabah saatlerinde Meryem Yavuz'u gördüğünü ve hatta konuştuklarını söyledi. Ali Yavuz'un ise uzun bir süredir akciğer ve kalp rahatsızlığı bulunduğu, bundan dolayı da 2 gün önce hastaneye gittiği kaydedildi.

Meryem ve Ali Yavuz'un cenazeleri kesin ölüm nedenlerinin belirlenmesi için otopsi yapılmak üzere Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi morguna götürüldü.

İstanbul'da afet gibi yağmur!


stanbul'da sadece Avrupa yakasında metrekareye 15 kilo yağmur düştü. Hava aniden karardı. Sel bastı, trafik felç!


İstanbul'da öğle saatlerinde başlayan sağanak yağmur Büyükçekmece ve Silivri'de su taşkınlarına neden oldu. Kumburgaz'da D-100 Karayolu yan yol sel suları altında kaldı.

Aniden bastıran yağmurun oluşturduğu sel suları içinde mahsur kalan araçlar itfaiye ve iş makineleri tarafından kurtarıldı. Kumburgaz Elektrik Üretim AŞ Eğitim Merkezi ve yan yol üzerinde bulunan bazı siteleri su bastı.

Vatandaşlar, D-100 Karayolu üzerinde yapılan yeni köprünün su giderini kapattığını ve taşkınların bu nedenle meydana geldiğini belirterek duruma tepki gösterdi. Su taşkınlarının yaşandığı bölgelerde itfaiye ve belediye ekiplerinin çalışmaları sürüyor.

DALGALAR 5 METREYE YÜKSELDİ

Olumsuz hava koşulları nedeniyle bazı deniz otobüsü seferleri iptal edilirken, sahil şeridinde zaman zaman yüksekliği 5 metreye varan dev dalgalar oluştu. Hava sıcaklığının büyük ölçüde düştüğü İstanbul'da, öğlen saatlerinden itibaren sağanak yağış etkili oldu. Sağanak yağışın yanı sıra şiddetli rüzgarın da etkili olmasıyla birlikte vatandaşlar zaman zaman zor anlar yaşadı. Yağmura hazırlıksız yakalanan vatandaşlar, kapalı mekanlara koştu. Sağanak yağış ve beraberindeki şiddetli rüzgar, denizde de dev dalgalar oluşturdu. Dalgaların yüksekliği yer yer 5 metreye ulaştı.

Öte yandan, İstanbul'da etkili olan fırtına nedeniyle 15.30'da yapılması planlanan Bandırma-Yenikapı deniz otobüsü seferi iptal edildi. Saat 12.00'deki Bostancı-Yenikapı-Bandırma seferi de olumsuz hava koşulları nedeniyle gerçekleştirilemedi.

METEOROLOJİ BÖLGE MÜDÜRÜ: AVRUPA YAKASINDA METREKAREYE 15 KİLOGRAM YAĞIŞ DÜŞTÜ

Meteoroloji Bölge Müdürü Mustafa Yıldırım, İstanbul'un Avrupa yakasında bugün metrekareye 15 kilogram yağış düştüğünü bildirdi.

Yıldırım, kenti etkisi altına alan yağışlı havanın yarın etkisini kaybedeceğini ve havanın gün boyu parçalı çok bulutlu olacağını kaydetti. En düşük hava sıcaklığının yarın 2 derece olacağını ifade eden Yıldırım, pazar günü yağışların yeniden başlayacağını, en düşük hava sıcaklığının ise 7 derece olacağını vurguladı.

Yıldırım, pazar günü kuvvetli rüzgarın da etkili olacağına dikkati çekerek, ulaşımda yaşanabilecek olumsuzluklara ve soba zehirlenmelerine karşı vatandaşların dikkatli olmaları gerektiğini söyledi. Mustafa Yıldırım, pazartesi günü de aralıklarla sağanak yağışın süreceğini ifade etti.

14 Aralık 2009 Pazartesi

Microsoft'tan hızlı format


Microsoft'tan veri depolamayı ve aktarmayı bütün cihazlarda inanılmaz coşturan yeni bir format...
Microsoft, Extended File Allocation Table (exFAT) teknolojisi için yeni bir lisans programı duyurdu.

Microsoft'un dosya sisteminin en son sürümü olan exFAT, depolanabilen dosya boyutu konusunda muazzam bir ilerleme kaydediyor. Farklı tüketici elektroniği araçlarında dosya boyutunda sunduğu imkanlar kadar, dosyaların erişim hızında da artış sağlıyor.

Microsoft'tan David Kaefer "Zengin ses ve video dosyalarının kullanımında büyük bir patlama oldu. exFAT dosya dürü, hızlı ve güvenilir ses ve video depolanmasında ve aktarılmasında ideal bir çözüm sunuyor. Windows 7'de yer alan önemli bir teknoloji. Şimdi bu teknolojiyi yeni bir lisanslama programıyla endüstrinin kullanımına sunuyoruz. İş ortaklarımızı bu teknoloji kullanan cihazlar yapmaya teşvik ediyoruz ve bu yönde yardımcı oluyoruz" dedi.

exFAT, eski FAST dosya sisteminin yeni sürümü. Flash belleklerdeki 32GB limitini 256 terabyte'a çıkartıyor. Secure Digital Extented Capacity (SDXC) kartlar şimdi 300MBps veri aktarım hızı potansiyelini değerlendirebiliyor.

SD Association'dan James Taylor "exFAT dosya sistemi büyük hacimli depolama araçlarını, büyük dosyaları desteklediği gibi disk üzerinde daha iyi bitişik sıralama sunuyor" diyor. Ayrıca "SD Association'un SDXC spesifikasyon planlarını da destekliyor. Bu sayede tüketicilere daha hızlı veri transferi, çok büyük dosya desteği ve cihazlar arasında pürüzsüz taşınabilirlik sunacak. Bu teknolojiyi cihazlarımızda kullanmak için sabırsızlanıyoruz"

Microsoft exFAT lisanslama programıyla birlikte Sony, Canon ve Sanyo gibi dünya devleriyle çoktan antlaşma imzaladı. SanDisk de exFAT dosya sisteminin yeni ekstra kapasiteye sahip depolama araçlarında kullanımını destekliyor. Böylece Microsoft'un yeni formatı inanılmaz bir başarı ve yaygınlık kazanıyor.

Tabancalar kurusıkı çıktı


Beyoğlu'nda çıkan olaylarda kullanılan silahların kurrusıkı olduğu ortaya çıktı.
Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılması protesto amacıyla dün Beyoğlu'nda bölücü terör örgütü PKK yandaşlarının ev, işyeri ve otomobillere taş ve molotofkokteyli atmalarına tepki gösteren çevre sakinlerinden Selçuk Ü., T.G, ve S.Z.,'nin kullandığı tabancalar kurusıkı çıktı.

ÜÇÜNCÜ SİLAH BULUNAMADI
Beyoğlu İlçe Emniyet ile Terörle Mücadele Müdürlüğü'ne bağlı ekipler olaydan sonra Selçuk Ü., T.G. ve S.Z.'i yakaladı. Selçuk Ü., T.G. ve S.Z.'nin kullandığı iki tabancaya da el konuldu. Browning ve Voltran Kontak markalı kurusıkı tabancılar incelenmek üzere kriminal laboravutarına gönderildi. Üçüncü tabancanın ne olduğu ise anlaşılamadı. Polise göre, ya üçüncü tabanca bulunamadı, ya da bir tabancayı iki kişi ortak kullandı.

Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı üç şüpheli hakkında da "Korku ve panik yaratacak şekilde ateşli silah" kullanma suçlaması ile soruşturma açtı. Savcılık polise, Selçuk Ü., T.G. ve S.Z. ifadelerinin alınmasını ve sonra serbest bırakılması talimatı verdi. Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü, Asayiş Büro Amirliği ekipleri işlemleri tamamlanan üç şüpheliyi serbest bıraktı.


KAÇAK ELEKTRİKTEN ARANMASI ÇIKTI
Ancak Selçuk Ü.'nün kaçak elektrik kullanımı yüzünden açılan bir dosyadan aranma kaydı olduğu ortaya çıktı. Polis T.G. ile S.Z.'yi serbest bıraktı. Selçuk Ü. ise Beyoğlu Cumhuriyet Başavcılığı'na sevkedildi. Selçuk Ü.'nün bir yakını, "Niye biz deşifre edildik. Niye yüzlerimiz gösterildi. Bir mahalle niye hedef ediliyor? Teröristlerin yüzleri kapalı bizim yüzlerimiz niye açık veriliyor" dedi. Selçuk Ü. sevk edildiği nöbetçi mahkemede ifadesini alındıktan sonra serbest kaldı.


YARALI ADLİYEYE ÇIKARILDI
PKK yandaşı grubun dün öğle saatlerinde Tarlabaşı'ndaki Kalyoncukulluk Caddesi, Dilbaz Sokak üzerindeki işyerlerini taşlaması ve park halindeki 8 otomobile zarar vermesi üzerine çevre sakinlerinin satır, döner bıçakları ve beyzbol sopalarıyla karşılık vermesi üzerine büyüyen olaylarda yaralandığı ileri sürülen Şevket Arslan'ın kendi imkanları ile Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne gittiği belirlendi.

Sağ bacağının baldırından yaralanan Şevket Arslan, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alındı. Şevket Arslan'ın sıyrık şeklindeki yarasının nasıl oluştuğu, neyle ve nasıl yaralandığı henüz belirlenemedi. DTP İstanbul İl Başkanlığı'nın düzenlediği basın açıklamasına katıldığı ileri sürülen Şevket Arslan, bugün, Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne getirildi.

Olaylara karıştığı öne sürülen Nuredin Doğan'ın da savcılığa çıkarılacağı belirtildi. Polis, Şevket Arslan'ın yaralanmasıyla ilgili geniş çaplı araştırma başlatıldığını belirtti.

Çalıştığı iş yerini soydu


Erzincan'da arkadaşı ile birlikte çalıştığı kafeyi soyan genç, polisin sıkı takibi sonucu yakalandı.
9 Aralık çarşamba günü Nerim Tombul Caddesi üzerinde bulunan bir kafede meydana gelen hırsızlık olayında, 2 adet LCD ekran televizyon çalındı. Hırsızlık olayının ardından Erzincan polisinin kafede yaptığı incelemenin ardından piyasada 2 adet LCD ekran televizyon satıldığını öğrenen polisler, yaptıkları takip sonucu hırsızlık olayının yaşandığı kafede çalışan G.Ç.'ye ulaştı. Gözaltına alınan G.Ç.'nin, emniyetteki ilk sorgusunda iş yerinden çalınan 2 LCD ekran televizyonu evinde sakladığını ve borçlu olduğu için iş yerinden hırsızlık yaptığını söylediği öğrenildi.

Emniyetteki ilk sorgusunun ardından adli mercilere sevk edilen G.Ç., sevk edildiği nöbetçi mahkeme tarafından tutuklanarak Erzincan kapalı cezaevine götürüldü. Öte yandan suç ortağı olduğu iddia edilen U.Ç.'nin polis tarafından arandığı öğrenildi.

Beykoz'da bina çöktü


Beykoz'da bina çöktü
Beykoz'da 12 kişinin yaşadığı bina aşırı yağışın etkisiyle çöktü.
Beykoz Akbaba Köyü'nde dere yatağı üzerinde bulunan iki katlı bir bina, sağanak yağış ve derenin taşması sonucu meydana gelen toprak kayması sonrası çöktü. Olayda, binada yaşayan 12 kişi, ev sahibinin çatırdıları duyarak binadakileri uyarması üzerine, bir faciadan dönüldü. Olayda ölen yada yaralanan olmadı.

FACİADAN DÖNÜLDÜ
Akbaba Köyü Şehit Murat Sokak'ta ıslah çalışmalarının sürdüğü Sülüklü Deresi bitişiğinde üç ailenin yaşadığı, 12 kişinin bulunduğu iki katlı binada meydana gelen olay, şöyle gelişti. Bina sahibi Hanife Vural sabah namazını kıldı. Daha sonra binadan gelen çatlak sesleri üzerine dışarı çıktığında, derede taşan selin ve binaya etkisini gördü. Özürlü yetişkin iki çocuğuyla birlikte yaşayan Hanife Vural, hemen binada yaşayan kiracıları uyararak dışarı çıkmalarını sağladı. Bina sakinlerinin dışarı çıkmasından kısa bir süre sonra da dere yatağı üzerindeki iki katlı bina, yağmurun etkisiyle meydana gelen toprak kayması sonucu çöktü. Olay yerine jandarma, itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi. Bu arada evinin yıkıldığını gören Hanife Vural fenalık geçirince, sağlık ekipleri tarafından Paşabahçe Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.

İKİ BİNA TEBDİR AMAÇLI BOŞALTILDI
Beykoz Kaymakamı Aydın Ergün, Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek, olay yerine geldi. Kaymakam Aydın Ergün, “Önemli olan can kaybının olmaması anlatılacak çok fazla birşey yok. Yağmur sularıyla bina yıkıldı. Binanın yanındaki iki bina tedbir amaçlı tahliye edildi. İş makineleriyle kapanan dere yatağı temizlenecek” dedi. Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek ise, “Sıkıntılı bir durum. En büyük sevincimiz can kaybının olmaması” diye konuştu.

GECE OLSA HEPİMİZ ÖLEBİLİRDİK
Binanın birinci katında 4 kişilik ailesiyle oturan Ali Erdoğan, bağırış seslerine uyandığını belirterek, “Ev sahibimiz dışarı çıkmamızı istedi. Biz de hemen binayı boşalttık. 5 dakika içinde bina dere yatağına çöktü. Gece geç saatlerde olsaydı belki hiç birimiz yaşamayacaktık” dedi. Erdoğan ayrıca ıslah çalışmalarını yürüten inşaat firmasının binanın önünde akşam çalışma yaptığını öne sürdü.

PKK'nın ablası yakalandı


PKK'nın ablası yakalandı
İstanbul'da 8 ayrı olaya karışan PKK'nın ablası olarak bilinen kadın zanlı yakalandı
İstanbul'da 4 ay içinde aralarında Zeytinburnu CHP ilçe binasının önüne bomba konulması olayının da yeraladı 8 olaya karıştığı tespit edilen PKK üyesi 1'i kadın 7 kişi yakalandı. Kadın zanlı H.D'nin İstanbul Üniversitesi birinci sınıf öğrencisi olduğu, Kandil'de bir ay bomba eğitimi aldığı, kendisine “Abla” diye hitap eden 6 gence de molotof atma ve bombalama olaylarının talimatlarını verdiği belirtildi.

8 AYRI OLAYA KARIŞTIĞI TESPİT EDİLDİ
İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü yetkililerinin verdiği bilgiler doğrultusunda Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Bağcılar ve Zeytinburnu'nda tespit ettikleri adreslere operasyon düzenledi. Baskınlarda bölücü terör örgütü PKK üyesi 1'i kadın 7 kişi gözaltına alındı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götürülen bu kişilerin Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarında molotof atma, korsan gösteri ve bombalama olmak üzere 8 ayrı olaya karıştığı belirlendi. Karıştıkları olaylar arasında 5 Aralık 2009 günü CHP Zeytinburnu İlçe Başkanlığı binasının önünde araca bomba bırakılması da bulunuyor. Bu saldırının CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen’in, Dersim'le ilgili konuşması nedeniyle gerçekleştirildiği bildirildi.

H.D.'YE ABLA DİYORLARDI
H.D, kısa bir süre önce gittiği Kandil'de bomba üzerine eğitim aldı. Bir ay süren eğitimin ardından molotof olaylarında görevlendirilmek üzere İstanbul'a gönderildi. H.D. de kendisine teslim edilen tekstil atölyelerinde çalışan gençlere bomba ve molotof atılması hakkında bilgi verdi. Gözaltındaki gençlerin ‘Abla’ diye hitap ettikleri H.D'nin talimatları doğrultusunda il genelinde olaylara karıştıkları belirtildi. Emniyetteki işlemleri tamamlanan 7 zanlı Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne sevk edildi.

Dillere destan aşkımız mezarda bitti



Yüksek gerilim hattındaki akıma kapılarak yaşamını yitiren 23 yaşındaki Armağan İş'in nişanlısının ağıtları herkesi üzdü.

Mersin'de yüksek gerilim hattındaki akıma kapılarak yaşamını yitiren 23 yaşındaki Armağan İş'in evlilik hazırlığı yaptığı nişanlısı 22 yaşındaki Gizem Tekin cenazede gözyaşlarına boğuldu. Genç kız, nişanlısının tabutuna sarılıp, “Dillere destan aşkımız mezarda bitti” diye ağıt yaktı.

Olay, dün sabah merkez Akdeniz İlçesi'ne bağlı Hebilli Köyü'nde meydana geldi. Bir kimya şirketinde çalışan 5 işçi, fabrikaya ait araziye aydınlatma direği diktikleri sırada, taşınan demir direk yüksek gerilim hattına temas etti. Bunun üzerine akıma kapılan işçilerden Armağan İş, olay yerinde hayatını kaybederken, 4 arkadaşı da yaralandı.

Kazayla ilgili soruşturma sürdürülürken, Armağan İş'in cenazesi bugün Mersin Devlet Hastanesi'nde yapılan işlemlerin ardından ailesine teslim edildi. Nişanlısının tabutuna sarılarak ağıt yakan Gizem Tekin güçlükle teskin edildi. Evlilik hazırlığı yapan genç kız, “Biricik aşkım. Dillere destan aşkımız mezarda bitti. Beni bırakıp gidemezsin, daha evlenecek, hayalimizdeki yuvayı kuracaktık” diye ağıtlar yaktı.

5 yıldır aşk yaşayan ve 2 yıl önce nişanlanan çiftin evlilik için eşya satın aldığı belirtilirken, Armağan İş'in cenazesi götürüldüğü Akbelen Mezarlığı'nda toprağa verildi.

Eleman arıyorum ilanıyla tecavüz


Adana'da "Eleman arıyorum" ilanıyla 18 yaşındaki G.T.'ye iş görüşmesi sırasında tecavüz edip, çıplak fotoğraflarını çektiği iddia edilen Hasan D. (26) hakkında 8 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

Lisede öğrenim gören G.T. geçen ay Çakmak Caddesi'ndeki bir işyerinin camına yapıştırılmış "Eleman arıyorum" yazılı ilanın altındaki telefonu arayıp iş hakkında bilgi istedi. İlanı asan ve temizlik şirketi olduğunu söyleyen Hasan D. genç kıza, pazarlarda kumaş ve plastik eşya sattıklarını belirtti.

ÇIPLAK FOTOĞRAFLA ŞANTAJ
G.T. de, ailesiyle görüşüp izin alması halinde kendisini arayacağını belirtip telefonu kapattı. Hasan D. birkaç gün sonra G.T.'nin telefonunu arayıp, "Ne oldu? İş konusunda ailenizle görüştünüz mü?" diye sordu. G.T. de, "Ailem izin vermedi. Ben sekreterlik ya da büro elemanlığı gibi iş arıyorum" dedi. Bu sözler üzerine Hasan D., "Ben size yardımcı olurum" diyerek G.T. ile iş görüşmesi için 5 Aralık'da buluştu. Anne ve babası hastaneye giden G.T. evinde kabul ettiği Hasan D. ile görüşürken, iddiaya göre tecavüze uğradı. Hasan D., genç kızın çıplak fotoğraflarını da çekti.

Tecavüzün ardından Hasan D.'nin kendisine sürekli telefonla arayıp birlikte olmak için fotoğraflarla tehdit etmesi üzerine G.T. polise giderek şikayetçi oldu. Gözaltına alınan zanlı Hasan D. yakalanıp tutuklandı.

Yapılan soruşturma sonunda Cumhuriyet Savcısı, Hasan D. hakkında Adana 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde "Cinsel saldırı, şantaj" suçlarından dava açılmasını talep etti. İddianame mahkemece kabul edilirken, hakkında 8 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istenen Hasan D. önümüzdeki günlerde yargılanmaya başlayacak.

"KENDİ İSTEĞİYLE BİRLİKTE OLDUK"
Hasan D. tutuklandığı nöbetçi mahkemede, G.T.'nin iş için kendisini aradığını doğrulayarak cinsel ilişkinin kızın kendi rızası sonucu yaşandığını öne sürdü. Hasan D., "İş için kendisine yardımcı olurken arkadaş olduk. Beni evlerine davet etti. Evi gezdirdi. Yatak odasında birlikte olduk. Çıplak fotoğraflarını çekmedim, giyinik çektim" dedi.

"ZORLA TECAVÜZ ETTİ"
G.T. ise polisteki ifadesinde Hasan D.'nin kendisine nasıl tecavüz ettiğini şöyle anlattı: "İş görüşmesi yaparken yanıma oturdu. Eliyle cinsel tacizde bulununca (Ne yapıyorsun?) diye kendisini itip kaçtım. Yatak odasına girerek kapıyı kilitledim. (Kapıyı aç) diye bağırınca etraftan duyanlar olur düşüncesiyle olayı büyütmemek için kapıyı açtım. Çekip gideceğini düşünürken beni yatağa itekledi. Bir eliyle ağzımı kapattı. Diğer eliyle de üzerimdeki giysileri çıkarttı. Daha sonra kendi giysilerini çıkartıp bana zorla tecavüz etti. Üzerini giyindikten sonra cep telefonunu gösterip, tecavüz anını telefonla çektiğini belirtip beni tehdit edip gitti. Daha sonra beni devamlı arayınca şikayet etmek zorunda kaldım."

Kahramanmaraş'ta oturan 37 yaşındaki H.K., 15 yıldan bu yana kız kardeşi 31 yaşındaki F.K.'ya tecavüz ettiği iddiasıyla tutuklandı.
Emniyet Müdürlüğü'ne başvuran ve bugüne kadar 3 kez evlendiğini belirten 4 çocuk annesi F.K., Narlı Beldesi’nde çobanlık yapan evli ağabeyi H.K.'nin kent merkezine geldikçe kendisiyle zorla ilişkiye girdiğini öne sürüp şikayetçi oldu.

F.K., bu durumun 15 yıldır sürdüğünü iddia etti. Şikayet üzerine yakalanan H.K., ifadesinde iddiaları kabul etmedi.

H.K., sevk edildiği nöbetçi mahkemece tutuklandı.

17 yaşındaki kıza işkence ve tecavüz


Kütahya'da zorla cinsel ilişkiye girdiği genç kızı dövüp vücudunda sigara söndürdü.
Kütahya’nın Gediz ilçesinde, zorla cinsel ilişkiye girdiği genç kızı dövüp, vücudunda sigara söndürdüğü iddia edilen kişi yakalandı.

TECAVÜZ EDİP VÜCUDUNDA SİGARA SÖNDÜRDÜ
Polise başvuran N.Ş. (17) adlı genç kız, İ.T. (23) isimli kişiyle 5 Ekimde arkadaş olduklarını ve tanışmalarından yaklaşık 3 hafta sonra İ.T’nin Dayınlar Mahallesi’ndeki evinde sohbet ederken onun cinsel ilişkiye girme teklifini kabul etmediği için kendisini dövüp zorla ilişkiye girdiğini öne sürdü. Bu olaydan birkaç gün sonra evine gitme teklifini reddettiğinden İ.T’nin vücudunda sigara söndürdüğünü iddia eden N.Ş’nin 8 Kasım’da İ.T. ile evlenmek için kaçtıklarını anlattığı belirtildi.

İ.T’nin 10 Kasım’da Şaphane ilçesine bağlı Üçbaş beldesinde bir evde kendisiyle zorla ilişkiye girdiğin ileri süren N.Ş, zorla ilişkiye girdiği ve vücudunda sigara söndürdüğünü iddia ederek, polise şikayette bulundu.

Polis tarafından gözaltına alınan İ.T’nin N.Ş. ile kendi isteğiyle bir kez ilişkiye girdiklerini ve kendisinin ilişkiden sonra bakire olmadığını anladığını, vücudunda sigara söndürmediğini öne sürdüğü bildirildi. Emniyette işlemleri tamamlandıktan sonra Adliye’ye çıkarılan İ.T, mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.

Olağanüstü hal, hatta sıkıyönetim altan alta pişiriliyor


Ulusal Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Başkanı Sedat Laçiner, sokak eylemleriyle altan alta olağanüstü halin, hatta sıkıyönetimin pişirildiğini belirtti. Demokratik Toplum Partisi (DTP)'nin "İrade İmralı'da" dediği gün aslında kendisini kapatıp sine-i PKK'ya döndüğünü savunan Laçiner, 'Danıştay saldırısı'yla, 'Sarıkız'la, 'Muhtıra'yla, 'Islak İmza'yla ve daha birçok denemeyle başarılamayan iç savaşın hedeflenmeye çalışıldığını kaydetti.

USAK'ın resmi internet sitesinde "Hedef İç Savaş" başlığıyla bir yazı kaleme alan Laçiner, dikkat çekici ifadeler kullandı. Terör örgütü PKK'nın Demokratik Açılım'ı iyi bir fırsat olarak gördüğünü dile getiren Laçiner, "İşin içinde Öcalan da var mı, bilemiyorum. Fakat ortada en az iki irade olduğu açık. Öcalan dışarı çıkmak için ne istense yapacak haldeyken örgüt onun bu halinden de, Türkiye'nin demokratikleşme arzusundan da yararlandı. Açılım'ın neredeyse tamamen DTP üzerine kurulmuş olması bu açıdan örgüt için bir şans oldu. Açılım biraz ilerleyince DTP'ye yerleştirilmiş derin PKK devrye girdi ve partinin iradesini tamamen ellerine aldı. Partiyi kapattırmak ve sokakta kaos için ellerinden geleni yaptılar. Bu anlamda DTP 'irade İmralı'da dediği gün aslında kendisini kapatmış ve sine-i PKK'ya dönmüş, ya da döndürülmüş oldu." görüşlerine yer verdi.

Kapatmadan sonra bazı DTP'lilerin açıklamalarının derin PKK'nın konuşmalarına benzediğini savunan Laçiner, Öcalan değil, derinlerden, bazı yerlerle de teması olan aslında pek de bilinmeyen bir PKK'nın konuştuğuna işaret etti. "Üstelik bu PKK hiç de Kürtçü görünmüyor. Derdi ne Kürtler ne de Kürtçülük. Türkiye'nin Kürt sorununda en ılımlı olduğu noktada her şeyi göze almış ya da aldırılmış bir örgüt var karşımızda." diyen Laçiner, "Görünen o ki PKK hedefe kilitlenmiş durumda ve hedefte de iç savaş var. Sokaklar ne kadar kana bulanırsa, Kürtler ile Türklerin arasının o kadar çatırdayacağı hesap ediliyor. Uçurumun kenarından dönen bir terör örgütü böylece can bulacak. İstanbul, Diyarbakır vs. kana bulandıkça örgütün eylem yapmasına bile gerek kalmayacak. Diğer taraftan sokaklarda PKK'yı aşan işler oluyor. Altan alta olağanüstü hal, hatta sıkıyönetim pişiriliyor. Andıçlarda, planlarda yapılamayan işler oluyor şu anda. Türkiye bir şeylere hazırlanıyor. Görünürde PKK var, hedefte ise Türkiye. Sürecin iki sigortası var demiştik, Hükümet her iki sigortayı da gevşek tuttu. Ve olan oldu, gevşek hatlar üzerinden gelen akım 2002'den bu yana gelen en ölümcül akım oldu. Danıştay Saldırısı'yla, 'Sarıkız'la, 'Muhtıra'yla, 'Islak İmza'yla ve daha birçok denemeyle başarılamayan gümbür gümbür geliyor. Hedef iç savaş, kanlı bir iç savaş." ifadelerini kullandı.
(CİHAN)

Çin ve üç Orta Asya ülkesi lideri, Türkmenistan-Çin doğalgaz boru hattını hizmete açacak


Çin ve Orta Asya ülkeleri devlet başkanları, yarın Türkmenistan-Çin doğal gaz boru hattının açılışını gerçekleştirecek. Bu açılış öncesi Çin Devlet Başkanı Hu Jintao, Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev ve Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov, bugün Türkmenistan'ın başkenti Aşkabat'a geldiler.

Ev sahibi Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhamedov, sırasıyla Özbek lideri Kerimov, ardından Çin Devlet Başkanı Hu Jintao ve daha sonra Kazak mevkidaşı Nazarbayev ile bir araya geldi. Kerimov resmi ziyaretle Aşkabat'a gelirken, diğer iki lider çalışma ziyareti amacıyla Türkmenistan'a geldiler.

Berdimuhamedov, ülkesinde ağırladığı devlet başkanları ile başta ikili ilişkiler olmak üzere ülkeleri yakından ilgilendiren uluslararası ve bölgesel konuları masaya yatırdı. Görüşmelerde, ülkeler arasındaki ikili münasebetler geniş boyutta ele alınırken, işbirliği alanlarının arttırılması yönünde görüş alış verişinde bulundular.

Türkmenistan, komşusu Özbekistan ile işbirliği anlaşması da imzaladı. Ayrıca, Berdimuhamedov ile Kerimov Orta Asya bölgesindeki su ve enerji sorununu da masaya yatırdılar. Liderler, bu sorunun ülkelerin çıkarları doğrultusunda ve uluslararası örgütlerin de aktif katılımıyla çözülmesi yönünde hemfikir kaldılar.

TÜRKMENİSTAN-ÇİN DOĞAL GAZ BORU HATTI AÇILACAK

Çin ve Orta Asya liderleri, yarın Türkmenistan'ın doğusundaki Lebap vilayetine gidecekler. 7 bin kilometre uzunluğunda olan Türkmenistan-Çin doğal gaz boru hattı, 2012 yılında tam kapasiteye çıkacak. Hattın 184,5 kilometresi Türkmenistan, 490 kilometresi Özbekistan, 1300 kilometresi Kazakistan ve 4500 kilometresi Çin üzerinden geçecek. Türkmenistan bu hatla, 30 yıl boyunca her yıl Çin'e yılda 40 milyar metreküp doğalgaz satmayı hedefliyor. İhraç edilecek gazın bir kısmı Amuderya nehrinin sol kıyısındaki gaz yataklarından üretilen gaz ile tedarik edilecek. Geri kalan kısmının Bagtıyarlık anlaşmalı bölgeden üretilen doğal gaz ile temin edilecek. Bagtıyarlık yatağında doğal arama çalışmalarında bulunan Çin'in CNPC şirketi, bu yatağa 1,5 milyar dolarlık yatırım yaptı.

JİNTAO, ORTA ASYA ZİYARETİNİN İKİNCİ AYAĞINDA

Orta Asya ziyareti kapsamında dün Kazakistan'da bulunan Çin Devlet Başkanı Hu Jintao, bugün ziyaretinin ikinci ayağı olan Türkmenistan'a geldi. Berdimuhamedov ile görüşen Hu daha sonra Özbek lider Kerimov ile de bir araya geldi. Hu ve Kerimov ikili ilişkileri ele aldılar. Çin ile Özbekistan arasındaki dış ticaret hacminin bu yılın 10 ayında 1,6 milyar doları bulduğu kaydedildi.

TÜRKMENİSTAN, ÇİN VE KOMŞU ÜLKELERİ İLE İYİ İŞBİRLİĞİ İÇERİSİNDE

Türkmenistan'ın, Çin, Kazakistan ve Özbekistan ile ilişkileri hızla gelişiyor. Son yıllarda ülkeler arasındaki dış ticaret hacminde artış görülürken, Türkmenistan ile Çin arasında bu rakam 2,4 kat, Özbekistan ile yaklaşık 2 kat arttığı kaydedildi.

Ortak yatırım projeleri arasında Çin lider konumda. Çinli şirketler Türkmenistan'da 1,3 milyar dolar ve 1,5 milyar yuan değerinde 53 proje hayata geçiriyorlar. Türkmenistan'da Çin sermayeli 37, Kazak sermayeli 30 ve Özbek sermayeli 13 şirket faaliyet gösteriyor. (CİHAN)

Barter ticaretinin önü açılırsa Türkiye 30 Milyar TL kazanır


Kriz döneminde şirketlerin sermaye sıkıntısı yaşaması barter sektörüne yaradı. Değiş-tokuşun kurumsallaşmış halini ifade eden Barter, Türkiye'de yaklaşık 5 milyar TL'lik pazara ulaştı. Hükümetin bir an önce barter kanunu hazırlayıp devreye sokmasını İsteyen Sistem Barter Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Besle, "Batıda ülkeler arası ticarette dahi barter kullanılıyor. Eğer Sektörün önü açılırsa Türkiye bölgede 30 milyar TL'lik bir pazara ulaşır." diyor.

Gelişmiş ülkelerde ticaretin vazgeçilmez unsuru haline gelen barter, kriz döneminde işletmeler için can simidi oldu. Finansal anlamda dara düşen işletmeler barter firmalarının kapısını çalarak ihtiyaç duydukları mal ve hizmetleri para ödemeden alma yoluna gitti. Krizin patlak verdiği 2009 yılı başında kurulan Sistem Barter, Türkiye'de ilk defa yüzde 100 barter imkanı sunarak kısa sürede 600 üye şirkete ulaştı. Sistem Barter Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Besle, "Kriz döneminde barter kullananlar tefeciden ve yüklü faiz borçlarından kurtuldu. Barter sayesinde firmalar yüzde 10-15 kapasite artırabildikleri gibi satamadıkları malları da elden çıkarabiliyor. Barter üretim yapan kişilere mal satma ve ihtiyaçlarını nakit para kullanmadan alma avantajı sağlıyor. Firma bankadan kredi alır gibi bizden ürün alıyor ve 9 ay sıfır faizle geri ödeyebiliyor." değerlendirmesini yapıyor.

Yasal boşluklar nedeniyle Türkiye'de sektörün hak ettiği büyüklüğe ulaşamadığını belirten Besle, barter mevzuatının tam oturmaması ve alım satımlarda devlet denetimi olmaması nedeniyle sektörde sıkıntının devam ettiğini söylüyor. Sektörün Türkiye Gayri Safi Milli Hasılası'nın yüzde 2.5'u büyüklüğünde olduğunu anlatan Besle, bu payın ABD'de yüzde 20, AB'de yüzde 22'sini oluşturduğunu söylüyor. Halihazırda pazarın 5 milyar TL büyüklüğe ulaştığı bilgisini veren Besle, AB ve ABD'deki sistemin Türkiye'de uygulanması halinde 30 milyar TL'lik bir pazar oluşacağının altını çiziyor. Besle, "Yurtdışında ülkeler arası ticarette barter sistemi çok yaygın kullanılıyor. Bizim yaptığımız işin bankadan veya finans kuruluşlarından farkı yok. Bankada nasıl para dönüyorsa bizde de mal döngüsü var. Aynı yasalara ve mevzuata tabi olmamız gerekiyor." diye konuşuyor.

PETROL VERİP MAL ALMAK İSTEYENLER VAR

Yurt dışından ciddi talepler aldıklarını anlatan Orhan Besle, Ortadoğu ve Avrupa pazarlarında ciddi görüşmeler yaptıklarını aktarıyor. İran yetkililerinin petrol karşılığında inşaat malzemesi istediğini, Suudi Arabistan'ın ise petrol karşılığı yüzlerce ürün almak istediğini anlatan Besle, "Türkiye'de uluslararası ticarette barter mevzuatı oturmadığı için bunu yapmak mümkün değil. Eğer bu ticaretin önü açılabilirse Türkiye büyük kazanımlar elde edebilir. Para ödemeden ithalat ve ihracat yapılmış olur. Ülkenin sermayesi nakit parası da piyasaya sürülmüş olur. Birçok yurtdışı müşterimiz bizden mal almak istiyor ya da mal satmak istiyor fakat mevzuat uygun olmadığı için taleplere yeterince cevap veremiyoruz." şeklinde konuşuyor.

İnşaattan tekstile medyadan iş makinesine kadar 600'ün üzerinde ürün alım satımı yapılan Sistem Barter'da kimi zaman ilginç ürünler de yer alabiliyor. Bunlardan bir tanesi de Osmanlı Padişahlarına ait bir ferman. Orhan Besle, "Bir firma yetkilisi elinde padişah fermanıyla geldi. 250 bin TL değer biçtiği ferman karşılığı iş makinesi almak istediğini söyledi. Antika, hizmet, at binicilik eğitimi, dalgıç okulu, spor salonu, otel, okul, dershane gibi ihtiyaç duyulan her sektörden firma ve ürün var. Tüm arzlarını sanal ortamda sergileyen tek firmayız. Çok özel bir yazılımla adeta İMKB gibi çalışıyoruz." diyor. (CİHAN)

Rusya'da erken seçim


Aşırı sağcı Liberal Demokrat Parti lideri Vladimir Jirinovski 20. yılı kutlamaları nedeni ile gerçekleşen kongrede, Rusya Parlamentosu alt kanadı Duma seçimlerinin erkene alınmasını istedi. Rusya Başbakanı Vladimir Putin'in partisi 'Birleşik Rusya'nın kurduğu iktidar cümbüşünün artık sonunun geldiğini iddia eden Jirinovski, bölge yönetimlerinde partizan yaklaşımların sona erdirilmesini istedi.

Komunist Partili'lerin yaptığı gibi kendilerinin de sokağa inerek sert bir muhalefet anlayışına dönebileceklerini kaydeden Jirinovski, "Provokasyonlara karşı da dikkatli olmak gerekiyor." hatırlatmasında bulundu. Partinin kongresine merkez ve çevreden gelen 2 binden fazla delegasyon ve temsilci katıldı.

1989 yılında Sovyetler Birliği dağılmadan önce kurulan parti, liberalizm ve vatanseverlik düşüncelerini temel yaklaşım olarak alıyor. Türkçe bilen ve Türkiye'de de bir müddet kalan Jirinovski partinin kuruluşundan bu yana liderliğini yapıyor.

LDPR 2 Aralık 2007'de gerçekleşen Duma seçimlerinde yüzde 8,1 oy almıştı. Partinin Rusya genelinde 177 bin üyesi bulunuyor. LDPR 11 Ekim'de gerçekleşen kısmi yerel seçimlerde Moskova'da yüzde 6 oy alarak şehir parlamentosuna giremedi.

Uzmanlara göre LDPR giderek desteğini kaybediyor. Bunda partinin lideri konumundaki Jirinovski'nin giderek zayıflayan yüzü, LDPR'in muhalefet yapmaktan çok Kremlin'e fazlaca yakın olması ve toplumda suçlu olarak görülen kesimlerin partide yer alması gerekçe olarak gösteriliyor. (CİHAN)

61 köy yolu ulaşıma kapandı


Erzurum'da dün gece başlayan kar yağışı şehir merkezinde bazı köylerle ulaşımı kesti. İl Özel İdaresi'nden alınan bilgilere göre 61 köy yolu ulaşıma kapandı.

Soğuk havaların etkisini artırmaya başladığı Erzurum'a dün gece kar yağdı. Merkezde bazı semtlerde elektrik kesintileri yaşanırken kar yağışı nedeniyle bazı köylerle ulaşım sağlanamadı. Kar yağışı nedeniyle bazı araç sürücüleri yollarda zor anlar yaşarken, dün gece Erzurum Hava Limanı'nda uçuşlar iptal edildi. Bugün etkisini azaltan kar yağışının önümüzdeki günlerde devam edeceği öğrenildi. Erzurum İl Özel İdaresi'nden alınan bilgilere göre Erzurum merkez ve ilçelerinde 61 köy yolu aşırı yağış nedeniyle ulaşıma kapandı. Karla mücadelenin sürdüğü köylerde toplam 469 kilometrelik mesafede yol açma çalışmaları sürüyor.

Meteoroloji Bölge Müdürlüğü yetkililerinin yaptığı açıklamaya göre merkezde kar kalınlığı 10 santimetre olarak ölçülürken yağışın öğle saatlerinden itibaren karla karışlık, önümüzdeki günlerde ise kar şeklinde yeniden başlayacağını bildirildi.
(CİHAN)

Meteoroloji buzlanma uyarısı yaptı


Meteoroloji, buzlanmaya karşı sürücüleri ve yetkilileri uyardı. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, bu gece; Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, Afyon, Kütahya, Uşak ile Göller Yöresi, Batı Karadeniz'in iç kesimleri ve İç Anadolu Bölgesi genelinde gece ve sabah saatlerinde buzlanma ve don beklendiği bildirildi. Yaşanabilecek olumsuzluklara karşı (ulaşımda aksamalar, tarımsal ürünlerde kayıp) dikkatli ve tedbirli olunması gerektiği uyarısının yapıldığı açıklamada sürücülere şu uyarılarda bulunuldu:

"Aracınızda gerekli ekipmanların bulunduğundan emin olunuz. Kar lastikleri kullanınız, zincir, çekme halatı vs. bulundurunuz. Seyahatiniz için planlarınızı gözden geçiriniz. Seyahatte iseniz yolların ve trafiğin durumu hakkında bilgi almak için bölge trafik ile irtibata geçiniz. Aile ve akrabalarınıza yerinizi ve nereye gittiğinizi haber veriniz. Trafikteyseniz özellikle de büyük araç kullanıyorsanız güvenli bir yerde bekleyiniz. Trafik sınırlamalarına mutlaka uyunuz." (CİHAN)

Mucize dördüzler, annelerinin sevgisiyle hayata tutundu


Konya'da tüp bebek yöntemiyle Hatice-Mehmet Erkal Özkan çiftinin, tüp bebek yöntemiyle dünyaya gelen dördüzleri, anne sevgisi ve fedakârlığı sayesinde hayata tutundu.

Eşinin hamile kaldığı haberinin sevincini yaşayamadan işinden çıkartılan baba Mehmet Erkal Özkan'a dördüzleri uğurlu geldi. 8 ay işsiz gezen baba ve anneyi, Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Okudan üniversitede işe yerleştirdi.

Prematüre doğdukları için yoğun bakımda 53 gün tutulduktan sonra ailesine verilen dördüzler neredeyse 3 aylık oldu. Doğduklarında 1'er kilo olan Özkan bebekler, şu an 4'er kiloya ulaştı. Dördüzler, gündüzleri büyükanneleri tarafından; geceleri de anne babasınca bakılıyor. Bayram öncesine kadar işsiz oldukları için çocukların ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çeken ve birçok yere mama ve bez yardımı talebinde bulunan çifte Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Okudan yardım elini uzattı.

Rektörün devreye girmesiyle işe yerleşen Özkan çifti, gündüzleri üniversitede geceleri de evde mesai yapıyor. Dördüzlere gündüzleri babaanne, anneanne ve dedeler bakarken geceleri ise görevi anne-baba devralıyor. Dördüzleri gece saat 3'e kadar kendisinin; 3'ten 5'e kadar ise eşinin baktığını anlatan Hatice Özkan, "Günlük 3-4 saat uykuyla çocuklarımızı büyütüyoruz; zorluğuna rağmen hiçbir şikâyetimiz yok." dedi.

SPONSORLAR, SÖZLERİNİ YERİNE GETİRMEMİŞ

Öte yandan, doktorların 'dördüz bebek dünyaya getirmeniz riskli, hem kendinizi hem de çocukları tehlikeye atmayın' uyarısına rağmen doğum yapan Anne Hatice Özkan, medyada çıkan 'yardım yağıyor' haberlerine tepki gösterdi.

Dördüzlerin doğumu sonrası medyada haberlerinin yer alması üzerine bazı firmaların, kendilerine mama ve bez yardımında bulunacaklarını açıklamalarına rağmen sözlerinde durmadıklarını anlatan Mehmet Erkal Özkan ise "Neyse ki ikimiz de işe girdik. Şu an çocuklarımıza bakabilecek maddi gücümüz var. Rektörümüze çok teşekkür ediyoruz. Bir ecza deposu firması bize yardımını sürdürüyor. Onun dışında hiçbir yardım yapılmadı. Sadece bizi ekranda görünce reklam için televizyonlara çıkanlar verdikleri sözlerinde durmadılar. Bazı televizyonların da dördüzlere yardım yağıyor yönündeki açıklamaları gerçeği yansıtmıyor." ifadelerini kullandı.

Dördüzlerin, aylık mama ve bez masrafının 600 TL olduğunu aktaran aile, bebeklerin çok uysal olduklarını açıkladı. Birlikte uyuyup birlikte uyanan hatta birlikte ağlayan bebekler anne ve babalarının işe yerleşmesiyle bez ve mama sıkıntısından kurtuldu. Mehmet Erkal Özkan, "İlk zamanlar masraflarını karşılamada aşırı zorlandık. Prematüre oldukları için bir kutu mamaları 40 TL idi. Büyüdükçe mamaları ucuzladı ancak ilk zamanlar; nazımız geçen arkadaşımıza; eşimize dostumuza "Çocuklara eşya almayın; gelirken mama ya da bez getirin" ifadelerini kullandı. Özkan çifti, "Onlar bizim gözümüzün nuru; Allah'ın emaneti. Onlara gözümüz gibi bakacağız" dediler. (CİHAN)

Sancaktepe'de 2 İEET otobüsü taş yağmuruna tutuldu


Sancaktepe'de, yolcuları bırakıp garaja gitmek için yola çıkan 2 İETT otobüsü, bir grup PKK sempatizanı tarafından durduralarak taş yağmuruna tutuldu. Her iki otobüsün de büyük hasar gördüğü olayda şoförlerden biri yaralandı.

Edinilen bilgiye göre, saat 22:00 sıralarında Sarıgazi Yenidoğan Yolu üzerinde toplanan bir grup, o sırada yoldan geçmekte olan 2 İETT otobüsünü durdurdu. Otobüs şoförlerinden biri grubun arasında kaçmaya çalışınca, grup otobüsü taş yağmuruna tuttu. Grubun arasında kalan otobüsün bütün camları kırılırken, şoför de atılan taşlarla yaralandı. Grup bu olaydan sonra ara sokaklara dağılarak gözden kayboldu. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri yaralı şoföre ilk müdahaleyi yaptıktan sonra hastaneye kaldırdı. Büyük hasar gören otobüsler de incelenmek üzere güvenli bir yere çekildi. Polis çevrede araştırma yaparak failleri yakalamaya çalıştı ancak şahıslar bulunamadı.

Grubun arasından kaçan otobüsün şoförü olayı şöyle anlattı: "Yolcuları bıraktıktan sonra garaja gitmek için yola çıktık. Bir anda yaşları 15-16 olan 30 kişilik bir grup önümüzü kesti. Ben grubun arasından kaçmaya çalıştım. Arkamdan molotof kokteyli attılar ancak isabet ettiremediler. Diğer otobüs ise grubun arasında kaldı." (CİHAN)